Onur Yürüyüşü davası: Gözaltında işkence gördük

HABER MERKEZİ – 2016 Trans Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alınan ve haklarında dava açılan 9 kişi bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. Yargılanan LGBTİ aktivistleri gözaltında işkenceye maruz bırakıldıklarını söylerken, avukat Levent Pişkin ise “Yargılanması gerekenler gösteri ve yürüyüş hakkını engelleyenlerdir” diye konuştu. Dava 24 Mayıs’a ertelendi.

19 Haziran 2016’da LGBTİ’ler tarafından düzenlenmek istenen ancak İstanbul Valiliği tarafından yasaklanan Onur Yürüyüşü etkinliğinde gözaltına alınan 9 kişinin duruşması bugün Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 60. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Yargılanan LGBTİ aktivistleri gözaltında verdikleri ifadeyi yineleyerek gözaltında işkenceye ve cinsel yönelim ve cinsiyet kimlikleri üzerinden ayrımcılığa maruz kaldıklarını söyledi.

Beraatlerini talep eden sanıkların avukatlığını Levent Pişkin ve Meriç Eyüboğlu üstlendi.

Duruşmaya ilişkin KaosGL’ye konuşan Levent Pişkin, “Yargılanması gerekenler gösteri ve yürüyüş hakkını engelleyenlerdir” dedi.

Yürüyüşe saldırmak için gelenlerin doğrudan suç işlediğini hatırlatan Pişkin, “Fakat yargılananlar bizim arkadaşlarımız olmuştur” şeklinde konuştu.

Pişkin, Onur yürüyüşlerinde yaşanan polis saldırısına ilişkin suç duyuruları hakkında takipsizlik verildiğini hatırlattı ve şunları söyledi:

Devletin sorumluluğu yasaklamak değil, hakkın kullanılmasını sağlamaktır. Valilik kararı uluslararası yasalara, Anayasa’ya ve ilgili kanunlara aykırıdır. O gün insanlar sadece ve sadece LGBTİ varoluşuna ve polis nezdinde ‘görünüşüne’ sahip oldukları için gözaltına alındılar.

Avukat Meriç Eyüboğlu ise Onur Yürüyüşü’ne yönelik uygulanan yasak ve saldırıya ilişkin “Toplumun çeşitli hassasiyetleri olduğunun iddia edilmesi, LGBTİ+’lara dair de bir ayrımcılık uygulandığını gösterir” yorumunda bulundu.

Avukatlar savunmalarında Trans Onur Yürüyüşü’nün yasaklanması ve polis saldırısının ayrımcılık yasağının ve devletin eşit davranma yükümlülüğünün ihlali olduğunu belirtti.

Trans Onur Yürüyüşü’nün, 2911 sayılı yasanın 23. Maddesi’ndeki yasak adı altında geçen yürüyüşlerden biri olmadığını, yeterli gerekçenin oluşmadığını da belirten avukatlar, Anayasa ve AİHM kararlarını hatırlattı.

Mahkeme bu duruşmaya katılamayan 2 sanığın da ifadesine başvurmak için davayı 24 Mayıs 2017 tarihine erteledi.