Cindoruk’tan Yalçınbayır’a eski siyasetçiler toplandı: ‘Referandum kumardır’

HABER MERKEZİ – Geçmişte ANAP, DYP, AKP ve CHP’de politika yapmış, çeşitli görevlerde bulunmuş birçok isim ‘başkanlığı’ getirecek olan Anayasa değişiklik referandumuna ilişkin bir araya geldi. Toplantıda ifade özgürlüğüne vurgu yapılırken, Anayasa teklifi için ‘kayıtdışı’ ve ‘kumar oyunu’ değerlendirmesi yapıldı. Toplantıdaki isimlerden Meclis eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk ise “Referandum siyasi bir kumardır” dedi.

İstanbul’da Yurttaş Girişimi ve Barış Bloku öncülüğünde gerçekleştirilen “OHAL’de Anayasa Referandumu” toplantısına geçmişte politika yapan birçok isim katıldı.

Bu isimler arasında TBMM eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk, AKP kurucularından eski milletvekili ve Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır, CHP eski Genel Başkanı Altan Öymen, Demokrasi İçin Birlik Girişimi Platformu Sözcüsü Rıza Türmen, Barış Bloku Eşsözcüsü Prof. Dr. Ayşe Erzan ve ANAP eski Genel Başkanı Nesrin Nas başta olmak üzere çok sayıda gazeteci, siyasetçi, yazar ve akademisyen yer aldı.

‘OHAL altında referandum’ vurgusu

Toplantıda ilk olarak konuşan ANAP eski Genel Başkanı Nesrin Nas, Anayasa yapım süreçlerinde ifade özgürlüğü önündeki engellerin kaldırılması gerektiğini ifade ederek, tam tersi bir durum ile karşı karşıya olunduğunu söyledi.

“Bizde her şeyin önünde bir engel var” diyen Nas, “Siyasetin ve özgür medyanın tutuklu olduğu bir ortamda, OHAL altında referanduma gidiyoruz” ifadesinde bulundu.

Eski AKP’li Yalçınbayır: OHAL’de Anayasa yapılır mı?

AKP kurucularından eski milletvekili ve Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır da, “AK Partinin temel ilkelerini yazdık. Neyi yazdık neyi yaptık? Bunların sorgulanması gerekiyor. Dinde, siyasette kayıtdışılık var. Bu kayıtdışılıktan kurtulmak gerekir” diye belirtti.

“Bugüne kadar ne Anayasa’nın yapımında, ne hukuk yapımında katılımcılık gözetilmedi. Ne yaptınız denilmedi. Denetlenmeyen bir anlayış. Bu anlayışları daha sonra göreceğiz” diye devam eden Yalçınbayır, şöyle konuştu:

Parti ortak akıl olarak kuruldu ama hırs ortak aklın önüne geçti. Anayasa hepimizi bağlıyor. Buradaki egemenlik kavramı son derece yanlış bir zemine yatırıldı. 23 Nisan geliyor referandumdan sonra. Yargıyı yürütmenin emrine veriyoruz. Partizanlık her şeyin önüne geçecek. İl başkanlarının direktifleri her şeyin önüne geçecek. Artık devleti bir parti yönetecek. Bir kişinin, bir partinin, zümrenin egemenliği kabul edilir değildir.

Nereden gelirse gelsin söz söylemek herkesin hakkı. Bunu hiç kimse engelleyemez. Bu hak ihlallerine uğrayan kişiler hak arama özgürlüğünü kullanıyor. İnsanların düşünce özgürlüğüne sahip olmadığı bir süreçte, OHAL’de Anayasa yapılır mı? Anayasa özgür günlerde yapılır, bugünlerde değil. Biz siyasi hakkımızı kullanamadığımız süreçte nasıl bir Anayasa yapılabilir. Her şeyin yapımında tek kişi söz sahibi olacak. Şehirler hakkında bir tek kişi karar verecek. Vay İstanbul diyeceksiniz, vay Bursa diyeceksiniz.

Rıza Türmen: Muhalefet içerideyken nasıl referanduma gidilir?

Demokrasi İçin Birlik Girişimi Platformu Sözcüsü Rıza Türmen de, “Türkiye’de demokrasi tehlikededir” diyerek Anayasa değişikliğine “Hayır” diyeceğini söyledi:

Bu süreçte yapılacak olan Anayasa’nın bir meşrutiyeti yok. Bu değişiklikler kabul edilirse Türkiye toplumu daha da kutuplaşacaktır. Geniş kapsamlı bir zamanın, tartışmanın ürünü olması gerekir. Anayasa’nın böyle bir süreç sonuç sonunda yapılması hem toplumsal uzlaşıyı sağlar hem de sindirilmesini sağlar. Türkiye toplumunda bu uzlaşıya duyulan ihtiyaç daha fazladır.

Milletvekilleri, gazeteciler, yazarlar cezaevlerinde. Milli irade ile seçilmiş belediye başkanlarının yerine kayyum atanmış durumda. Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin eşbaşkanları tutuklu. Bu süreçte nasıl bir referanduma gidilir.

Yargı, yürütme ve yasama tek elde toplanacak. Eğer üç erk bir elde toplanıyorsa bu demokrasi olmuyor. Bunun adı diktatörlük oluyor. Bugün bununla karşı karşıyayız. Bu getirilmek istenen rejimin de başkanlıkla alakası yoktur. Başkanlıkta güçlerin bir birinde daha net ayrılması gerekir ama burada tek elde toplanıyor. Başkanlık sisteminde başkan hiçbir zaman meclisi fes edemez. Bunun adı başkanlık sistemi de değildir.

Anayasa’nın halka dayatılması toplumda kutuplaşmayı derinleştirecektir.

Cindoruk: Özal ‘Keşke gitmeseydik’ demişti

TBMM eski Başkanı ve Doğruyol Partisi eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk ise, söz konusu Anayasa’nın bir proje olduğunu söyledi.

Başbakan Binali Yıldırım hakkında “Ben mühendis biliyordum, anayasa uzmanı da olmuş; hukuk bilgin yok, nasıl inceliyorsun metni” ifadesini kullanan Cindoruk şunları ifade etti:

Bu anayasa Türkiye Cumhuriyeti’nin sadece rejimini değil, bulunduğu cepheyi de değiştirme projesidir. Referandum kumardır; Özal, 1987’deki seçimde kaybetmişti, ‘Keşke gitmeseydik’ demişti! Ben mühendis biliyordum, anayasa uzmanı da olmuş; hukuk bilgin yok, nasıl inceliyorsun metni! Sadece Birlik’ten değil, Avrupa Konseyi’nden de Türkiye’nin ihracı konuşuluyor; idam gelirse bu gerçekleşir.

Hem başbakan, hem Cumhurbaşkanı hem de bakanlar Türkiye’yi ikiye böldüler. Burada oturanlar eski Türkiye’yi oluşturuyor. Buna karşı da bize meşru müdafaa doğuyor.

Altan Öymen: OHAL ile seçim yapılmaz

CHP eski Genel Başkanı Altan Öymen de, Türkiye’de 10 Ağustos’ta Cumhurbaşkanını halkın direk seçmesi ile yönetim şeklinin fiilen değiştiğini ifade ederek, şunları söyledi:

Artık sembolik değil, fiili gücü olan bir Cumhurbaşkanı var. Seçim sandığına yaklaştırmama dahil idare her türlü engellemeyi çıkarabilir. OHAL ile seçim yapılamaz. Türkiye’nin en güç dönemlerinde bile hukuk fakültelerinden ses çıkardı. 1950’lerde bile bir ses çıkardı. 2 üniversite vardı o zaman. Şimdi 73 fakültesi var ama o kadar ses çıkmıyor.

Erzan: Savaş Anayasa’sı denilebilir

Barış Bloku Eşsözcüsü Prof. Dr. Ayşe Erzan da, değişiklik için “Bir savaş Anayasa” diyerek, “Yerle bir edilen mahallelerde insanlar nasıl sandığa gidecek? Sandık güvenliği nasıl sağlanacak” diye sordu.

Kaynak: dihaber

Fotoğraflar: ETHA