Ana SayfaGüncelDemirtaş: Anayasa’ya aykırı işler yapan bizzat hükümettir

Demirtaş: Anayasa’ya aykırı işler yapan bizzat hükümettir

HABER MERKEZİ – HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Cizre’de uygulanan sokağa çıkma yasağında verdiği demeç nedeniyle yargılandığı davada, “Yargıyı tanımayan, Anayasa’ya aykırı işler yapan, yasama ve yargı üyelerini karşı karşıya getiren bizzat hükümetin kendisidir” diye konuştu.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Selahattin Demirtaş’ın Şırnak’ın Cizre ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağına dair 9 Eylül 2015’de Diyarbakır’da basına verdiği demeç nedeniyle “Türk milletini ve Cumhuriyeti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni alenen aşağılama” iddiasıyla hakkında açılan davanın ilk duruşması görüldü.

Diyarbakır 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Demirtaş tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi’nde SEGBİS üzerinden katıldı.

Demirtaş’ın avukatlarının hazır bulunduğu duruşmayı, HDP milletvekilleri Feleknas Uca, Dilek Öcalan ve Mahmut Toğrul da izledi.

Duruşmada söz alan Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman, müvekkilinin hala milletvekili olduğunu ve dokunulmazlığının bulunduğuna dikkat çekerek davanın yasama dokunulmazlığı, yasama sorumsuzluğu ve adalet bakanlığının 301. maddeden verdiği yargılama izni nedeniyle düşürülmesi veya durdurulmasını talep etti.

Mahkemenin bu talebi reddetmesinin ardından Demirtaş’ın savunmasına geçildi.

Hâkimin “Neden suçlandığını biliyor musunuz” sorusuna Demirtaş, “Ben neden burada olduğumu çok iyi biliyorum. Siz biliyor musunuz bilemiyorum” cevabını verdi.

“Yargılamanın bağımsızlığını savunduk”

Demirtaş savunmasına şöyle devam etti:

Davanın esasına girildikten sonra sorumsuzluk kapsamına giren bir soruşturma olduğu anlaşılırsa, bana karşı anayasal bir suç işlenmiş olacaktır. Ben yasama meclisinin üyesi olarak nasıl ki elimi kolumu sallayarak gelip hakim veya savcının elindeki dosyaya müdahale edemezsem, güçler ayrılığı gereği bir yargı üyesinin de benim görevime müdahale yetkisi yoktur. Yargılamanın halen devam etmesi doğrudan parlamentonun iradesine müdahaledir.

Biz tüm milletvekilleri için dokunulmazlıkların dönem sonuna kadar kaldırılması gerektiğini savunduk. Şu anda karşınızda dokunulmazlığı bakandan, başbakandan hiç bir farkı olmayan bir milletvekili olarak bulunuyorum. Mutlak yargılama yetkiniz vardır. Ancak, ben de yasama meclisinin bir üyesi olarak kesinlikle haklıyım. Çünkü, dokunulmazlığım halen vardır. Dolayısıyla yasama ve yargı üyeleri arasında bir yetki çatışması ortaya çıkmaktadır. Kanunumuzda böyle bir çelişki veya çatışma ortaya çıktığında yargı üyesinin yargılama yetkisinin, yasama üyesinin yasama yetkisinden üstün olduğuna dair bir belirleme yoktur. O nedenle biz bu haliyle yargılama yapılamayacağını savunarak, ifade vermeyi kabul etmedik. Biz burada ‘Yargının yetkisini tanımıyoruz’ demedik. Tam tersine yargının bağımsızlığını, saygınlığını, onurunu savunduk.

“Anayasa’ya aykırı davranan hükümettir” 

Maalesef hükümet sözcülerinin çarpıtmaya dönük beyanlarıyla sanki HDP yargı makamlarının yetkisini tanımıyor havasını yaratmaya çalıştı. Oysa yargıyı tanımayan Anayasa’ya aykırı işler yapan yasama ve yargı üyelerini karşı karşıya getiren bizzat hükümetin kendisidir.

“Güvenlik güçleri yasalara aykırı zor kullandı”

Yargılandığı konuşmaya değinen Demirtaş şunları ifade etti:

Bu konuşmanın bir yerinde demişim ki, ‘Bütün bu olanlardan, bu işte terslik olmalı’ cümle ile yaptığım uyarının 15 Temmuz darbe girişiminde nasıl bir vahşetle ile ortaya çıktığını gördük. Bu konuşmam incelendiğinde Cizre’de o gün itibariyle devam eden güvenlik güçleri uygulamalarının yasalara aykırı olarak devletin zorla kullanma yetkisini aşarak uygulandığını iddia etmiştim. Bu konuda hükümet sürekli oradaki operasyonları yürütenleri savunmuştur. Bu darbeci komutanlar ülkede hükümetin yönetim zafiyeti içerisine girdiğini ispatlamak için sokağa çıkma yasağı olan birçok yerde orantısız güç kullandılar. MGK’yi yanıltıcı istihbarı raporlar göndererek ordunun tanklarla şehirlere girmelerini sağladılar. O günlerde peki biz ne yapmışız hükümeti uyarmışız. Bugün konuşmalardan dolayı yargılaması gereken ben değilim.

“Yargılamalar referandum sürecine endeksli”

Yargılanması gereken bu eleştirilerimizi dikkat almayarak ülkemizi darbe koşullarına götüren hükümettir. İddianamede deniliyor ki ‘cenazeleri sokak ortasında bırakan bir hükümet’ diyerek hükümeti aşağılamışım. Örnek veriyorum. 19 Aralık 2015’de günü Şırnak’ın Silopi ilçesinde 75 yaşındaki Taybet İnan isimli bir yaşlı kadın cenazesi tam 7 gün boyunca sokakta kalmıştır. Cenazesi çürümeye terk edilmiştir. 7 Eylül 2015 tarihinde Şırnak’ın Cizre ilçesinde Cemile Çağırga adlı çocuğun cenazesi 3 gün boyunca annesi tarafından derin dondurucuda bekletilmiştir. 25 Aralık 2015’te Cizre annesi kucağından Miray isimli bebek güvenlik güçlerinin açtığı ateş ile ölmüştür. Bütün bunların tamamı yürütmenin faaliyetleridir. Bunlar, Cumhuriyetin, Türk milletinin, TBMM’nin faaliyeti değildir… Bütün yargılama ve tutuklama takvimleri Türkiye’de devam eden referandum sürecine endeksli olduğu gözetilerek, yargının siyasete alet olmasını engellemenizi bekliyorum. Hakkımda beraat kararı verilerek, bu hukuksuzluğu dur demenizi bekliyorum.

Dava savunmanın ardından eksikliklerin tamamlanması için ertelendi.