Ana SayfaGüncel“Eşbaşkanlık ile siyaseti dönüştüren kadınlar ‘tek başkanlığı’ kabul etmeyecek”

“Eşbaşkanlık ile siyaseti dönüştüren kadınlar ‘tek başkanlığı’ kabul etmeyecek”

HABER MERKEZİ – HDP grup toplantısında konuşan Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, “Eşbaşkanlık sistemiyle siyaseti dönüştüren kadınlar ‘tek başkanlığı’ kabul etmeyecektir” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) grup toplantısında, kapatılan kadın kurumları bir araya geldi.

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ tutuklandıktan sonra ilk kez toplanan kadın grubunda konuşan Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, tutuklu milletvekilleri, belediye eşbaşkanları ve tutuklu kadınları hatırlatarak, şunları söyledi:

Eğer 4 Kasım darbesi ile cezaevinde rehin tutulmamış olsaydı bugün burada, bu kürsüde sizlere Eş Genel Başkanımız Sayın Figen Yüksekdağ seslenecekti. Ama kadınların mücadelesinden sesinden ve sözünden korkanlar, kadın iradesini cezaevlerinde rehin tutarak başaracaklarını sanıyorlar. Yanıldıklarını bilmiyorlar.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a siyaset yolunu açan yasayla Figen Yüksekdağ’ın vekilliğinin düşürüldüğünü hatırlatan Taşdemir, şöyle devam etti:

Figen Yüksekdağ, Türkiye’nin üçüncü büyük partisinin eş genel başkanıdır. Aynı zamanda Meclis’teki tek kadın Eş Genel Başkan’dır. Bu saldırı ile Yüksekdağ şahsında halkların ortak yaşam umudunun hedeflendiğini biliyoruz. Halklar iradesini seçerken sizden icazet almadı. Sizin yok saymanızla da bu irade ortadan kalkmaz. Bizim nezdimizde bu kararın bir geçerliliği yoktur.

İddianamelerde yargılanan şey barışın, kadın özgürlük mücadelesinin kendisidir, AKP’ye karşı geliştirdiğimiz muhalefetin kendisidir. Bu yargılanıyor. Ama şunu bilsinler, evlerde, sokaklarda, serhıldanlarda çoğalan kadınlar asla boyun eğmeyecek. Eşbaşkanlık sistemiyle siyaseti dönüştüren kadınlar tek başkanlığı kabul etmeyecektir.

28 Şubat

28 Şubat 1997 ordu ve bürokrasinin irticayı engelleme iddiasıyla ağırlıklı olarak dindar kadınları hedef aldığı, siyasetin bedelinin kadınlara ödetildiği bir tarih. Fakat sırf başörtülü oldukları için işlerinden atılan, emeklerine el konulan, üniversitelerde saldırıya uğrayan kadınlar, bu mağduriyetleri direnişe çevirerek kadınlar arası bir dayanışmayı örmeyi başardı. Hüznünden isyan inşa etti. Kadınlar birleşerek 28 Şubat zihniyetini tarihin çöp sepetine attı.

28 Şubat’ta Merve Kavakçı’yı meclise çıkarmayan zihniyetle Figen Yüksekdağ’ın vekilliğini düşüren zihniyet aynı zihniyettir. Biz kadınlar darbeci zihniyeti bir kez daha tarihin çöp sepetine göndereceğiz.

‘Dolmabahçe Mutabakatı’

28 Şubat 2015 ise çok değil, sadece 2 yıl önce Türkiye’de barış ihtimalinin gerçeklik kazandığı bir başka tarih. Sayın Öcalan’ın ısrarla üzerinde durduğu, kadınları çözümün bir tarafı olarak masada olması için çaba sarf ettiği Dolmabahçe Mutabakatı, bugün önümüze konulan anayasa taslağından farklı olarak, bütün toplumsal kesimlerin temsil edildiği, kadınların barışın gerçekleştirilmesindeki öncülüğünün vurgulandığı bir toplumsal sözleşme önerisiydi.

AKP Mutabakat yerine savaş ittifaklarını, diyalog yerine tehdidi, yasa yerine KHK’ları seçmemiş olsaydı; bugün Dolmabahçe Mutabakatı’nda 10. maddede altı çizilen demokratik bir Anayasa yapımını konuşuyor olabilirdik. 53 yıllık savaşın ardından uzlaşma zeminini yaratmış olan Kolombiya örneğinde olduğu gibi, barışı inşa ederek kadın özgürlüğünü güçlendiriyor olmanın heyecanında buluşuyor olabilirdik. Savaş politikasında ısrar edenler, barış ve özgürlük mücadelesi yürüten kadınlara saldırdı.

OHAL

İktidar barış ve çözümden ablukaya alınan kentlere, darbe girişimine, OHAL’e ve tek adam rejimine kadar getirdi. Biz kadınlar bunlara hiçbir zaman boyun eğmedik. Bu savaş politikalarını sürdüğü OHAL’i kadınlar olarak yaşıyoruz, en fazla bedeli biz ödüyoruz. Şehirler, sokaklar, evlerin içinde militarist, eril zihniyet iktidar olmaya çalışıyor.

Kayyum atamaları

Bugün 35 belediye kadın eşbaşkanımız tutuklu. Bu kadın arkadaşlarımızın çoğunun belediye başkanlığı sürecinin, aynı zamanda erkek egemenliğine karşı bir mücadele süreci olduğu unutulmamalıdır. Kadın özgürlüğünü esas olan toplumcu belediyecilik anlayışımız, kayyumlarla gasp ediliyor. Kayyumlar ilk kadın kurumlarını kapattı, işlerine son verdi. Kadınların ‘hayır’ı bu sefer bin bir emek ve mücadeleyle elde ettiğimiz kazanımlarımıza sahip çıkışımızın sesi olacak. Bu kayyumcu siyasete ‘dur’ diyeceğiz.

8 Mart mesajı

İktidarın güvenlikçi politikalarıyla sokaklar, evler daha da güvensiz hale geldi. Kadınlar olarak bu hükümete güvenmiyoruz. 14 yılda açığa çıkan tablo ortada. Biz deneyimleyerek, yaşayarak bunları öğrendik. Kadın katliamları arttı, şiddet arttı, istihdam oranı düştü. 21 bakanlıktan sadece biri kadın o da Aile Bakanı.

OHAL koşullarında sesin, sözün yasaklandığı ortamda bir kez daha alanlarda, sesimizi sözümüzü birleştirerek, kadın düşmanı politikalara alanlarda bir kez daha “Hayır” diyeceğiz. Bu vesileyle Dünya kadınlarının 8 Mart’taki uluslararası grev çağrısını coşkuyla selamlıyoruz: Bir kişi daha eksilmeyeceğiz; sözümüzle, rengimizle, kahkahalarımızla çoğalarak direneceğiz. Kadın mücadelesinin evrenselliğini hiçbir güç engelleyemez.


PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Yıldırım'dan Bahçeli'ye 'Kürdistan bayrağı' yanıtı
Sonraki Haber
Yaşar Kemal aramızdan ayrılalı iki yıl oldu