Ana SayfaGüncelHDP’li Doğan: Yüksekdağ’ın vekilliğinin düşürülmesi yükselen ‘Hayır’ oylarıyla bağlantılı

HDP’li Doğan: Yüksekdağ’ın vekilliğinin düşürülmesi yükselen ‘Hayır’ oylarıyla bağlantılı

HABER MERKEZİ – Tutuklu HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksedağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin Gazete Karınca’ya konuşan partinin İzmir Milletvekili Müslüm Doğan ‘komplo’ değerlendirmesinde bulundu, bunu, AKP’nin referanduma yönelik bir çalışması olarak niteledi.


Haber: ALTAN SANCAR


Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, HDP’ye yönelik baskıları ve gündemdeki gelişmeleri Gazete Karınca’ya değerlendirdi.

Yüksekdağ’ın düşürülen vekilliği

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesi ile son yaşananların yükselen ‘Hayır’ oyları ile bağlantılı olduğunu belirten Doğan, yaşanan hukuksuzluğun halk nezdinde ve kendileri için hükümsüz olduğunu vurguladı.

Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin kararın ‘apar topar’ TBMM’de HDP’ye bildirilmeden okunmasını bir ‘komplo’ olarak yorumlayan Doğan, sözlerine şöyle devam etti:

Eylül ayında alınmış bu kararın ertelenme imkanı vardı, ancak bu yapılmadı. Bu durum, Sayın Yüksekdağ şahsında HDP’ye yönelik AKP tarafından telaşla geliştirilmiş demokratik siyaset zeminini daraltma komplosudur. Yine bu durumu referanduma yönelik bir çalışma olarak da değerlendiriyoruz, ancak bu boşa çıkacak ve 17 Nisan’da tüm halklar AKP’nin gidişini kutlayacak.

Aynı zamanda Anayasanın ilgili hükmüne göre de milletvekilliğinin düşürülmesini gerektirecek bir durum söz konusu değil. Bu karar ile meclisin güvenilirliğine ve itibarına çok büyük bir darbe daha vurulmuştur.

Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesi üzerine nasıl bir yol izleneceğini görüşmek üzere MYK’nin toplanacağını da belirten Doğan, TBMM’nin önemli bir kazanım olduğunu ve terk edilmesinin söz konusu olmadığını vurguladı.

Nusaybin Koruköy’de yaşananlar

Mardin’in Nusaybin ilçesine bağlı Koruköy’e yönelik abluka ve köyden gelen infaz ve işkence iddialarını dair haberleri değerlendiren Doğan, yaşananları ‘özel savaş yöntemleri ile halkın iradesinin teslim alınmaya çalışılması’ olarak değerlendirdi ve Koruköy’de büyük bir vahşetin yaşandığını kaydetti.

Koruköy’de 12. gününe giren abluka süresince köyde halkın aç ve susuz bırakıldığını, işkenceye maruz kaldığını belirten Doğan, şöyle devam etti:

Yaşanan vahşetin, hükümet ve devletin ruh hali ile de bağlantılı olduğunu ve bunun cinnet hali olduğunu görüyoruz. Bu cinnet halinin yarattığı katliam ve ölümler toplumsal barışı zedelemekte ve birlikte yaşam arzusunda kırılmaya yol açmaktadır. Hükümetin ve devletin bir an önce bu ruh halinden kurtulması gerekmektedir.

Erdoğan’ın dünürünün sözleri

15 Temmuz sonrası darbe girişimlerine karşı oluşturulduğu öne sürülen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünürü Orhan Uzuner yöneticiliğinde organize olan “Kardeş Kal Türkiye” adlı yapıya ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Doğan, böylesi bir yapılanmanın çeteleşme olduğunu belirtti:

Türkiye’de beğenmesek de mevcut bir hukuk düzeni var ve bu düzen içinde yaşanan bu durum tam anlamı ile bir çeteleşmedir. Kaldı ki uluslararası hukuk açısından da değerlendirildiğinde bir çeteleşme faaliyeti olarak görülür. Yaşanan çeteleşmeye karşı halk da kendi tedbirini  almak isteyebilir ki  buraya gelmek de ülke açısından en tehlikeli durumdur. Öyle ki devletin kendi nizami güçlerinin demokratikleşmesi ve halka eşit yaklaşması ile çözülecek durum yerine çeteleşmenin tercih edilmesi kabul edilebilir değildir.

Referandum

Doğan, referanduma ilişkin işleyen süreç için ise HDP’nin ve Kürtlerin ‘Evet’ oyu vereceği veya sandığa gitmeyeceği yönündeki iddiaları ‘kirli bir siyasetin ürünü’ olarak değerlendirdi.

7 Haziran öncesi de HDP ile AKP’nin anlaştığı yönünde iddiaların ortaya atıldığını, daha sonra asılsız çıktığını belirten Doğan sözlerini şöyle sürdürdü:

HDP’nin ortaya koyduğu demokratik paradigma kendilerini korttuğu için bu tarz iddilarda bulunuyorlar. Kürtlerin siyasallaşma anlamındaki yeteneklerinden çekindiklerinden dolayı ‘anlaştılar’ iddiası ile kirli bir siyaset yürütülüyor. Kürt sorununu çözecek olan devlet ve hükümettir ve bu nedenle diyalog talebi olması gayet doğaldır, ancak referandum süreci Kürt sorununun çözümünde bir pazarlık unsuru olamayacak kadar önemlidir.

Alevilerin tutumu

Alevilerin referanduma ilişkin tutumunu da değerlendiren ve anayasa değişikliğine ‘Hayır’ diyecek en önemli toplumsal kesimlerden birinin de Aleviler olduğunu belirten Doğan, şunları söyledi:

Alevilerin bu konudaki duruşu tutarlı ve her şeyin bilincinde olan bir duruş. Aleviler, referanduma sunulan anayasada kendilerinin ve halkların yerlerinin olmadığını gördüğünden, demokratik yaşam anlamında bir yenilik ortaya konmadığından ve tek adama dayalı bir sistemi öngördüğünden ‘Hayır’ demeye devam edecekler.