Ana SayfaGüncelİhraçlar sonrası DTCF Tiyatro Bölümü’nde kalan akademisyenlerden açıklama

İhraçlar sonrası DTCF Tiyatro Bölümü’nde kalan akademisyenlerden açıklama

HABER MERKEZİ – İhraçların ardından ‘fiilen işlevini yitiren’ Ankara Üniversitesi DTCF’nin Tiyatro Bölümü’nden öğretim elemanları ve araştırma görevlileri yaptıkları açıklamalar ile ihraç edilen akademisyenlerin görevlerine iade edilmelerini talep etti.

Son çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile Ankara Üniversite Dil Tarih Coğrafya Fakültesi (DTCF) Tiyatro Bölümü’nden 3’ü profesör 5 akademisyen, bir önceki KHK ile de bölümden bir akademisyen ihraç edilmişti.

Bu ihraçlarla toplamda 10 kişilik öğretim kadrosu olan bölümde yalnızca 4 akademisyen kalırken, bölümün ‘fiilen işlevini yitirdiği’ açıklanmıştı.

Öğretim elemanları: Linsans ve lisansüstü programları yürütülemez aşamada

İhraçlar sonrasında bir açıklama yapan Tiyatro Bölümü öğretim elemanları, bölümün lisans programlarının onarılmasının ‘neredeyse olanaksız bir darbe aldığını’ belirterek lisansüstü programlarının da yürütülemez aşamaya geldiğini belirtti.

Açıklamada ihraç edilen akademisyenlerin görevlerine iade edilmesi talep edildi.

DTCF Tiyatro Bölümü öğretim elemanlarının açıklaması şu şekilde:

686 sayılı KHK ile Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro Bölümü öğretim elemanları Prof. Dr. N.Selda Öndül, Prof.Dr. Tülin Sağlam, Prof.Dr. B.Beliz Güçbilmez, Dr. M.Elif Çongur ve Araştırma Görevlileri Ceren Özcan ve Şamil Yılmaz kamu görevinden ihraç edilmişlerdir. 679 sayılı KHK ile ihraç edilen Doç.Dr. Süreyya Karacabey ile birlikte, akademik kadromuzun önemli bir çoğunluğunu oluşturan yedi meslektaşımız görevlerinden alınmış bulunmaktalar. Bu gelişmelerle bölümümüz lisans programlarının onarılması neredeyse olanaksız bir darbe almasına, lisansüstü programlarının yürütülemez aşamaya gelmesine neden olmuştur.

Türk Tiyatrosuna kazandırdıkları eserler ve değeri ölçülemez katkıları ile uzun yıllardır birlikte çalışmaktan onur duyduğumuz hocalarımızın “terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca, devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan kişiler” tanımıyla akademiden ihraç edilmelerinin adalet ve vicdanla açıklanabilecek yanı yoktur. Türkiye Üniversitelerinin geneline yayılan KHK yoluyla ihraçlar bilim ve sanat üretimine karşı bir tasfiye operasyonuna dönüşmüştür. Özgür düşüncenin kaynağı olması gereken üniversitelerin KHK’larla yönetilmesi kabul edilemez. Meslektaşlarımızın haksız bir şekilde akademiden ve öğrencilerinden koparılmasına yol açan bu tasfiyenin meslektaşlarımız, bölümümüz, üniversitemiz, bilim camiamız ve ülkemiz açısından olumsuz sonuçlar doğuracağı açıktır. Ankara Üniversitesi Rektörlüğü başta olmak üzere bu kararın tüm sorumlularını kınıyor, meslektaşlarımızın derhal görevlerine iade edilmelerini talep ediyoruz.

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü Öğretim Elemanları

Araştırma görevlileri: KHK hukuksuzluğundan acilen geri dönülsün

Okulun araştırma görevlileri de ihraçlarla birlikte okulun fiilen işleyemez hale getirildiğini belirterek, “Bu bölümün geleneğine yıllardır sahip çıkan hocalarımız ve meslektaşlarımızla birlikte bizleri de hiçe sayan KHK hukuksuzluğundan acilen geri dönülmesini talep ediyoruz” dediler.

Araştırma görevlilerinin açıklaması da şu şekilde:

ÖYP kapsamında görev yaptığımız ve doktora eğitimimizi sürdürdüğümüz Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro Bölümü 7 Şubat 2017 tarihli KHK’yla fiilen işleyemez hale getirilmiştir. Hocalarımızın ve meslektaşlarımızın ihraç edilmelerini şiddetle kınıyoruz. Eğitimin sürekliliğine dair hiçbir endişe hissetmediği açıkça belli olan Ankara Üniversitesi Rektörlüğü’ne bünyesindeki öğrencilere karşı bir sorumluluğu olduğunu da hatırlatmak isteriz.

Doktora aşamasındaki araştırma görevlileri olarak tezlerimizi danışmanlıkları altında yürüttüğümüz hocalarımızı bilgi birikimleri, akademik başarıları ve örnek kişiliklerine duyduğumuz güven ve saygıyla bizler seçtik. Bu seçimin değiştirilebilir olduğuna, danışmanların ihracıyla yarıda kalan bilimsel çalışmaların başka isimlerin danışmanlığı altında sürdürülebileceğine inanmak, bilimi bürokratik kararlara mahkum etmek anlamına gelmektedir. YÖK’ün ve üniversite yönetimlerinin elinde çoktan yapboz tahtasına dönen akademik eğitimimizde bizi daima kollayan ve kendileri mütemadiyen hırpalanırken sorumlu hissettikleri çalışmalarımıza eşlik etmeye devam eden hocalarımızı görevden almak bilimsel çalışmalarımızı umursamamak anlamına gelmektedir. Bunların yanısıra doktora eğitimine devam eden araştırma görevlisi arkadaşlarımız aynı KHK’yla keyfi bir biçimde akademik ilerleyişlerinden mahrum bırakılmışlardır. Bu sadece hocalarımızın ve meslektaşlarımızın kamu görevine haksızca son verilmesi anlamına değil, seçilen bir üniversitede, seçilen hocalar desteğiyle devam edilen akademik çalışmaların da hukuksuzca duraklatılması anlamına gelmektedir. Bilimsel bir kurumda, maalesef hiçbir sorumluluk hissedilmeden, bilimin hafife alındığını görmekteyiz.

Biz Türkiye’nin kuramsal anlamda Tiyatro eğitimi veren en köklü bölümünde çalışmaktan ve eğitim görmekten gurur duyuyoruz. Bu bölümün geleneğine yıllardır sahip çıkan hocalarımız ve meslektaşlarımızla birlikte bizleri de hiçe sayan KHK hukuksuzluğundan acilen geri dönülmesini talep ediyoruz. Aynı haksızlığa maruz bırakılan diğer üniversite çalışanlarını ve bu hukuksuzlukla akademik ilerleyişi yavaşlatılan öğrenci arkadaşlarımızı selamlıyor, her daim yanlarında olduğumuzu belirtmek istiyoruz.

Ankara Üniversitesi DTCF Tiyatro Bölümü Araştırma Görevlileri