Ana SayfaBilim ve TeknolojiPaul Virilio: İnsan dünyanın sonudur, dünyanın sonu Hiroşima değil, sizsiniz, benim

Paul Virilio: İnsan dünyanın sonudur, dünyanın sonu Hiroşima değil, sizsiniz, benim

HABER MERKEZİ – Teknik, hız, sınırların yok olması, savaş, maddesizlik gibi konuları merkezine alan kendine özgü düşünce biçimiyle bilinen Paul Virilio’ya göre ‘telekomünikasyon bir tür felce yol açıyor.’ Bu yüzyılın teknoloji ve bilimin yüzyılı olduğunu belirten Virilio “Kazaların ifşa ettiklerini anlamayan biri yirminci yüzyılı da gerçekten anlayamaz” diyor.


Her yeni teknolojik buluşun –örneğin, yeni bir gemi ya da uçak– bir tür kaza meydana getirdiğini düşünüyorum. Titanik, denizde yeni bir felaketi getiren bir kaza türüydü. Diğer bir deyişle, her teknolojik yenilik beraberinde kendine özgü bir olumsuzluk ya da kaza getirir. İnsanlar deprem ve sel baskını gibi doğal kaza ya da felaketlerden söz ediyor; ama bana göre bunlar gerçek kaza değil. Beni ilgilendiren, kazaların teknolojik boyutları – raydan çıkan tren, çarpışma, Çernobil, Titanik vs. Yirminci yüzyıl beni her şeyden önce kazaların yüzyılı olduğu için ilgilendiriyor. Bana göre bu yüzyıl teknolojik ve bilimsel devrim yüzyılıdır. Auschwitz ve Hiroşima’dan çok Titanik ve Çernobil’in yüzyılıdır. Bu yüzden, kazaların ifşa ettiklerini anlamayan biri yirminci yüzyılı da gerçekten anlayamaz. Kazalar, bilimin ve teknolojinin ilk günahını ifşa eder. Bilim ve teknoloji, tıpkı bizler gibi, kusurludur.

[…]

Bana göre insan, Tanrı’nın mucizelerinin sonuncusudur. Başka bir deyişle, insan dünyanın merkezinde değil, dünyanın sonundadır. İnsan kendinin sonudur. Öjenik teorileri reddetmemin sebebi, insanın gelişmeyi bekleyen bir prototipten ibaret olduğu fikrine katılmamam. Stelarc’ın* araştırması, kendi durumunu geliştirmesi anlamında özünde öjenisttir. Onunki bir tür vücut geliştirme, bir tür beden sanatı. Ben öjeniğe tamamen karşıyım. İnsanın tamamlanmış olduğuna inanıyorum.

Ama söylediklerimde hayıflanılacak bir taraf yok. Olaylar sonuna ulaştı dediğimde, dünyanın sonu anlamında sonlarına ulaştıklarını kastetmiyorum, biz sadece durumların ‘sonu’nu yaşayabiliriz diyorum. Bence Baudrillard da aynı şeyi söylüyor. Olayların sonundan başka hiçbir şey yaşamadık, çünkü biz ölümlüyüz. Bu, felsefenin temelidir.

Varız çünkü ölümlüyüz; bu yüzden varız çünkü durumların sonuyuz. Var olmamız ölümle ilişkili; yaşamın sonuyla ilişkili. Ölümlü olduğumuz için güçlüyüz ve birer şairiz – Beckett gibi muhteşem şairleriz! Ve işte bu yüzden bu son muazzam bir son. Yaşamın kendisi bu sondur, insan dünyanın sonudur, dünyanın sonu Hiroşima değil, sizsiniz, benim. Durumların sonu bizim hayatlarımızdır. Ölümlü olduğumuz için bilinçliyiz.

Bunların hiçbiri üzücü şeyler değil, hiçbiri kıyametle ilgili değil. Asıl kıyametçi olan, insanın dünyanın merkezinde olduğunu söylemek. Bu çok saçma, gülünç! İnsanbiçimcilik bir sapkınlıktır! Geçen yıl kıyamet üzerine bir konferansta, kıyamet ve dünyanın sonu hakkındaki fikirlerle hiç ilgilenmediğimi söylemiştim. Beni ilgilendiren, benim sonum – dünyanın sonu değil. İkinci Dünya Savaşı’nda Nantes’ın bombalanmasına tanık oldum ve kıyameti sekiz yaşımda gördüm!


Bu pasaj, Virilio’yla yapılan söyleşiden derlenmiştir. e-skop’ta Cihat Sarıgül tarafından tercüme edilen Nicholas Zurbrugg’un Virilio ile söyleşisinin tamamına buradan bakabilirsiniz.

*Performans sanatları yapan Avustralyalı sanatçı.