Ana Sayfa1915'TEN BUGÜNERessam Gor’un ilhamı: Bitlis’te soykırımdan kurtulmayı başaran Avetisyan ailesinin hikayesi

Ressam Gor’un ilhamı: Bitlis’te soykırımdan kurtulmayı başaran Avetisyan ailesinin hikayesi

HABER MERKEZİ – Resimlerindeki ilhamı dedesi Mihran Avetisyan’dan alan Gor Avetisyan’ın anlatımı ile 1915’te soykırımda hayatta kalmayı başaran Avetisyan ailesinin hikayesi.


GOR AVETİSYAN

Görüşmeyi yapan: MERİ MUSİNYAN

Çeviri: LOKMAN SAZAN


“Roustemgedouk (Rüstemgedik) büyük dedemin doğduğu köy olmasına rağmen sanki ben orada doğup büyüdüm gibi geliyor bana. Büyük dedem Mihran hafızasını bize büyük bir özenle aktardı ve torunlarının bir gün anavatanlarına döneceğine naif ve gerçekçi bir şekilde inandı” diyor ressam Gor Avetisyan.

Büyük dedem, kişiliğimin şekillenmesinde büyük bir rol oynadı. Asla pes etmemek, düştüğün anda yeniden doğrulmak, çalışkan ve yaratıcı olmak gibi önemli özellikleri kendisinden miras aldım. Yaşama, yaratma ve inşa etmedeki büyük istekliliğini paylaşmak isteyen bir insandı. Çocukken anavatanını kaybetmek, açlık, göç gibi anlatılması güç zorlukların içinden geçmek zorunda kaldı.

Mihran Avestisyan, torunu Gor Avestisyan ile birlikte

Kostan ve Chichak Avetisyan çiftinin beş çocuğunun en büyüğü olan Mihran Avetisyan, 1903’te Bitlis Vilayeti’ne bağlı Malazgirt bölgesindeki Rüstemgedik köyünde doğdu. “Avkos” olarak bilinen (Aile, Avetisyan soy isminin buradan türediğine inanıyor) aile iki asır öncesine kadar Rüstemgedik bölgesinde büyük, önde gelen ve saygın bir aileydi. Mihran’ın yıllar sonra yazdığı ve bazı bölümleri okunaksız olan elyazması iki günlükte Avetisyan ailesi ve diğer Ermenilerin vatanlarından ayrıldıklarını anlatıyor.

Mihran Avestisyan’ın el yazısı ile yazılmış Soykırım ve köydeki anıları

“Temmuz 1914’te, harman zamanında, güneş karardı. İnsanlar dünyanın sonu geldiği için ağlamaya başladı. Hava gerçekten de karardı. Zamanında falcılar kötü günlerin geldiğini söylemişti. Ve Rus-Türk savaşı patlak vermişti” diye anlatmaya başlıyor Mihran Avetisyan kendi göç hikâyesini.

Mihran’ın babasının amcası Mkhitar Türk Ordusu’nun Bulgarlarla savaşında askere alınmıştı. Ancak daha sonra topçu komutanı olarak Bulgar saflarına geçip Türklere karşı savaştı. Aile sonrasında başına ne geldiğini bilmiyor. Birkaç ay sonra Mihran’ın babası Kostan Avetisyan da askere alındı ve evde çalışacak erkek kalmamıştı.

Mihran ise bunları şöyle yazmış anılarında:

Ev işlerinin yürütülmesi için bir hizmetçi ve kağnı sürücüsü kalmıştı. Bütün kadınlar gece gündüz çalışıyordu. Babam birkaç kez Türk ordusundan kaçmış ve sonradan saklayabildiği bütün altınları askere alınmama karşılığında askerlere vermişti. Böylece bütün paramızı kaybettik.

Mihran’ın anılarında açık bir şekilde Ermenilerin katliama ya da sürgüne hiçbir zaman uğramayacakları düşüncesi görülmektedir. Tek bildikleri şey Rus-Türk savaşının sürmekte olduğuydu.

“Köyde yavaş yavaş Türklerin Ermenileri katletmeyi planladıklarını konuşmaya başladılar” diye yazıyor Mihran.

Erkekler kendini savunmayı düşünüyorlardı fakat silahları yoktu. Hançerleri bile ellerinden alınmıştı. Bir gün, civardaki Kürtler köyümüze geldi. Türkler ve diğer Kürtler köye gelip bizi öldürmesin diye silahlı olan her biri gece boyunca bir Ermeni’nin evinin dışında nöbet tutuyorlardı. Birkaç gün sonra, Kürtler bile Rusların yaklaştığını duyunca kaçtı. Köyde yalnız kaldık. Evin damlarına çıkıp Rus birliklerinin gelmesini bekledik.

Kısa bir süre sonra Avetisyan ailesi Rüstemgedik’teki bütün Ermeniler gibi tehcir yoluna koyuldu. Erkekler Türk ordusunda görev yaparken, yaşlı, kadın ve çocuklar savunmasız ve korumasız kaldılar.

“Köyden 1915 Mayıs’ta ayrıldık. Biraz buğday ve birkaç hayvan dışında, neredeyse hiçbir şey alamadan ayrıldık köyden” diye yazıyor Mihran.

Mihran Avetisyan ve kız kardeşi Aregnaz

Avetisyan ailesinin tamamı, sayısız diğer insanlarla birlikte Malazgirt’e doğru yola çıktı. Mihran anılarında Türk topçularının göçmenlerle dolu alana ateş etmesini ise şöyle anlatıyor:

Khamout Vadisinden Eleşkirt Ovası’na uzanan yolda dehşete düşüren bir manzara vardı; tarlalarda ve su yollarında devrilen vagonlarda yürek parçalayıcı çığlıklar yükseliyordu. Askeri birlik yolu açmak için acımasızca katletti.

Avetisyan ailesi 1915 Ağustos’unda Echmiadzin’e sonra da başka bir kâbusun başlayacağı Yelenovka’daki Sevan Köyüne vardı. Ermenistan, aralarında ölümcül kolera salgının olduğu mültecilerle dolu bir yer olmuştu. Her yer cesetlerle doluydu. Tehcir boyunca süren yolculuktan kurtulmayı başaranlar hastalıktan dolayı Yelenovka’da kayıplar yaşadı. Ancak zorluklara rağmen Verin Ghanlija Köyü’nde (şimdiki adı Marmashen) yeni bir hayata başladılar.

Rüstemgedik’e dönüş

1915-1917 yılları arasında  Ermeni gönüllülerin yardımıyla Rus güçleri Batı Ermenistan’ın büyük bir bölümünü ele geçirmesiyle Mihran, babası ve diğer erkeklerle Rüstemgedik’e geri döndü. Kadınları yanlarında getirmediler. Toprağı ekip biçtikten sonra ailelerini çağırmayı düşünüyorlardı.

“Köye ulaşmak sekiz günümüzü aldı. Köy, Kürtler tarafından ele geçirildiğinden, civardaki bir köye yerleştik” diye yazıyor Mihran. Birkaç ay boyunca ailelerini Ermenistan’dan getirmek için başkalarının toprağını da işlediler. Ermenilere yönelik ikinci şiddet dalgası başladığında Verin Ghanlija’ya geri döndüler. Akrabaları dönüşlerini bir mucize olarak görmüştü.

Mihran’ın annesi öldükten birkaç yıl sonra, 1930’larda Mihran ve babası Gümrü’ye yerleşti. Mihran Khando köyünden Hripsimeh ile evlendi ve 8 çocuğu, 15 torunu oldu. Mihran Gümrü’de tanınmış bir taş ustası oldu ve tanıdıkları 1988’deki depremde yaptığı yapıların zarar görmediğine dikkat çekiyor. Artık taş ustalığı yapamayacak duruma geldiğinde, eşiyle birlikte çiçek yetiştirmeye başladı ve Gümrü’de ilk çiçek üreticisi (tedarikçisi) oldular.

Mihran Avetistan ve eşi Hripsimeh

Gor’un ilhamı

Gor Avetisyan, resim yapmaya ilk dedesi Mihran’ın evinde başladığını söylüyor:

Daima güzel ortamla dolu muhteşem bir avluya sahip renkli bir yerdi. Dedemin karakteriyle bütünleşmiş bu renkler ve çevre ve anavatanından getirdiği anılar beni ressam yaptı. Hep bir araya gelip avluda resim yapardık.

Gor Avetisyan’ın çizimiyle Mihran Avetisyan’ın portresi

1987 yılından beri resimleri sayısız ülkede sergilenen Gor, şunları hatırlatıyor:

Amcam Aramayisîn Finlandiyalı fotoğrafçı bir arkadaşı Lampinen sık sık Türkiye’yi ziyaret eder. Bir defasında bize misafir olarak geldiğinde dedem ondan, anavatanından toprak ve su getirmesini istedi. O zamanlarda Batı Ermenistan’ı ziyaret eden çok az insan vardı.

gor avetisyan

Aile gelen toprağı kutsal bir yağ gibiymişçesine saklamış ve ruhları huzura ermek için bütün akrabalarının mezarına serpiştirmişler. Mihran Avetisyan’ın Gümrü’de son dinlenme yeri de öyle kutsanmış.

Avetisyan ailesi

Özlem duygusu Mihran’ın hayatı boyunca yüreğinde yer edindi ve hep gözünü Aras Nehri’nin öteki yakasına dikti. Ne nefretten bahsetti ne de kindarlıktan. Kürtleri her zaman yardımlarına koşan olarak hatırladı. Bununla birlikte, çocuklarına tedbirlik bir şekilde yargılamayı ve bir kişinin yanında durmaya karar vermeden önce tanımasını öğretti.

‘Yaşamanın anlamı çalışmaktır’ derdi dedem. Hepimizden önce kalkardı ve yaşına rağmen evden birimiz inşaat işine başlayınca ilk olmayı önemserdi. Sabah erken kalkar ‘ Hadi kalkın. Halledilmesi gereken işler var. Çoktan öğlen oldu’ derdi. Hayatı o kadar çok severdi ki başkalarının da sevmesini sağladı.

100 yıl sonra Rüstemgedik

Gor en büyük oğluna dedesi Mihran’ın adını vermiş.

Ailenin Rüstemgedik’ten göç etmesinden 100 yıl sonra kasabanın belediye başkanı, 22 yaşındaki Mihran’ın kaleme aldığı bir mektup alır. Genç Mihran, kasabada Ermenilikle alakalı bir şey kalıp kalmadığını, özellikle kentin merkezindeki simgesel ‘beyaz ev’in akıbetini bilmek ister. Bu mektuba belediye başkanının makamından hızlı bir cevap gelir:

Evet, ailem eskiden böyle bir ev olduğunu söylemişti. Fakat bugün köyde Ermenilere dair hiçbir iz kalmadı. Üzgünüm.


Kaynak: Aurora Prize

Gor Avetisyan’ın çalışmalarına buradan bakabilirsiniz.

Previous post
Türkiye kendi kaderini çizecek: Cumhuriyet sistemi mi, tek adam rejimi mi? - ALEV YAMAN
Next post
Fransa'da 4 polis cinsel saldırıdan gözaltına alındı