Ana SayfaGüncelUluslararası Af Örgütü: Erdoğan gücünü sağlamlaştırdı, hak ihlalleri arttı

Uluslararası Af Örgütü: Erdoğan gücünü sağlamlaştırdı, hak ihlalleri arttı

HABER MERKEZİ –  “Dünyanın İnsan Hakları Durumu” raporunu açıklayan Uluslararası Af Örgütü, 2016 yılında Türkiye’de hak ihlalleri ve işkencenin arttığı belirtildi. Raporda, Erdoğan’ın, yıl boyunca “gücünü sağlamlaştırdığı” vurgulandı.

Uluslararası Af Örgütü (Amnesty International) 2016 yılında 159 ülke ve bölgede insan haklarının durumunun incelendiği raporunu açıkladı.

Af Örgütü Türkiye’deki durumu “ifade özgürlüğü”, “toplanma özgürlüğü”, “işkence ve diğer kötü muameleler”, “aşırı güç kullanımı”, “cezasızlık”, “silahlı gruplar tarafından gerçekleştirilen ihlaller”, “mülteciler ve sığınmacılar ile ülke içinde yerinden edilen kişiler” başlıkları altında rapor etti.

Özellikle 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşanan gelişmelerin ele alındığı raporda, “Darbe girişiminin ardından hükümet memurlar ve sivil toplum üzerinde büyük baskı oluşturdu” değerlendirmesi yapıldı.

OHAL kapsamında çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle (KHK), aralarında öğretmen, doktor, hakim, savcı ve askerlerin de bulunduğu yaklaşık 90 bin kişinin “terör örgütleriyle bağlantılı oldukları” ya da “ulusal güvenliğe tehdit oluşturdukları” gerekçesiyle meslekten ihraç edildiği belirtilen raporda, “Yüzlerce medya kuruluşu ve sivil toplum örgütü kapatıldı, gazeteciler, aktivistler ve milletvekilleri tutuklandı” ifadelerine yer verildi.

Raporda, bölge illerinde 53 belediyenin seçilmiş belediye eş başkanlarının yerine kayyum atandığı, Halkların Demokratik Partisi’nden milletvekilinin tutuklandığı vurgulandı.

‘Erdoğan gücünü sağlamlaştırdı’

Raporda 2016 yılında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, yıl boyunca “gücünü sağlamlaştırdığı” ve Cumhurbaşkanlığı’na yürütme yetkisini veren anayasal değişikliği TBMM’ye sunulduğu da belirtildi.

‘İşkence arttı’

Türkiye’deki insan hakları durumunun yıllık bilançosunun aktarıldığı raporda, “terörle mücadele” kapsamında sokağa çıkma yasaklarının yaşandığı Kürt kentlerinde  ve özellikle 15 Temmuz sonrası Ankara ve İstanbul’da “polis gözetiminde rapor edilen işkence ve kötü muamelede” artış yaşandığı vurgulandı.

Raporda OHAL’de tutukluların korunmasını sağlayan uygulamaların kaldırıldığı ve kötü muameleyi kolaylaştıran yasaklı uygulamaların önünün açıldığına dikkat çekildi.

Gözaltı yerlerini izleyen hiçbir ulusal mekanizma kalmadığı belirtilen raporda, tutukluların avukatlarıyla görüşme haklarının ortadan kaldırıldığı, sürenin uzatıldığı hatırlatılıyor. Raporda, 15 Temmuz sonrası polis gözetimindeki birçok kişinin, ciddi derecede dayak, cinsel saldırı, tecavüz tehdidi ve tecavüze maruz kaldıklarının rapor edildiğine yer verdi.

Raporda Türkiye’de ifade özgürlüğünün “keskin biçimde kötüye gittiği” vurgulandı. OHAL ilanının ardından 188 gazetecinin yargılanmak üzere tutuklandığı ve 184 medya kuruluşunun KHK’lerle kapatıldığı vurgulandı.

Örgüt raporunda özellikle Kürt sorununa dair muhalif görüşler ifade eden kişilerin şiddet ve cezai kovuşturmaya maruz kaldığına yer verirken, aralarında kadın hakları grupları, avukat dernekleri ve insani yardım örgütlerinin de bulunduğu en az 375 sivil toplum örgütünün KHK’lerle kapatıldığı kaydedildi.

Sansür arttı

Raporda, Türkiye’de internet sansürünün arttığına yer verildi. Yetkililerin yargının incelemeden onayladığı ve temyiz etmenin mümkün olmadığı kararlarla birlikte internet siteleri, sosyal medya hesapları dahil içerikleri engelledikleri ifade edildi. Raporda, 2016 yılı Ekim ayında güneydoğuda internet hizmetlerinin kesildiği ve sosyal medyaya kısıtlama getirildiği örneği aktarıldı.

Toplanma özgürlüğü ihlal edildi

İstanbul’da arka arkaya dördüncü kez olmak üzere 1 Mayıs yürüyüşü ve ikinci kez olmak üzere Onur Yürüyüşü’nün düzmece sebeplerle yasaklanmasına da yer verilen raporda, yasakların toplanma özgürlüğü hakkı ihlali olduğu belirtildi. Hükümetin OHAL kanunlarından yararlanarak, tüm şehirlerde gösterileri engelleyecek genel yasaklar çıkardıklarına, hakkını kullanmak isteyen vatandaşlara da aşırı güç kullanıldığına dikkat çekildi.

2016 yılında aradan geçen üç yıla karşın Gezi parkı eylemlerinde polis tarafından güç kullanılan soruşturma ve davalarda yol kat edilemediğine dikkat çekilen raporda sokağa çıkma yasağının uygulandığı Cizre’de çatışmalardan kaçmak için bodrum katına sığınan ve hayatını kaybeden 130 kişiye ilişkin soruşturmalarda da ilerleme kaydedilmediğine yer verildi.