Ana SayfaÇalışma YaşamıYıldız Teknik’ten ihraç edilen akademisyenler: ‘Örgütlü kötülükle karşı karşıyayız’

Yıldız Teknik’ten ihraç edilen akademisyenler: ‘Örgütlü kötülükle karşı karşıyayız’

HABER MERKEZİ – Yıldız Teknik Üniversitesi’nden ihraç edilen akademisyenleri öğrencileri ve YTÜ mezunları Davutpaşa Kampüsü’nden uğurladı.

Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencileri ve mezunları 7 Şubat’ta OHAL kapsamında çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnameler ile ihraç edilen 27 akademisyeni Davutpaşa Kampüsü’nden uğurladı.

İktisadi İdari Bilimler Fakültesi önünde toplanan üniversite öğrencileri hocalarını bulunduğu odalardan alarak Davutpaşa Kampüsü önüne kadar yürüyüş gerçekleştirdi.

“Akademi susturulamaz geri döneceğiz” pankartını açarak yürüyen öğrencileri kampüs kapısında İstanbul ve Marmara üniversitesilerinden dayanışma için gelen ihraç edilen akademisyenler ve öğrenciler alkışlar ile karşıladı.

Uğurlama sırasında konuşan Prof. Dr.  Fulya Atacan, şunları söyledi:

Üniversitelerde yaşanan ilk tasfiye değil bu. Ama umut ediyorum son tasfiye olur. Türkiye bir kez daha siyasi iktidarların tercihleri üzerinden üniversitedeki bilim insanlarını tasfiye etmez. Umudumuz odur.

Araştırma Görevlisi Berivan Göçener de şöyle konuştu:

Bölümümüzün kurucu Kemali Hoca ‘bizde akademik özgürlük esastır’ dedi. Biz bu bildiriyi akademik özgürlüğümüzü, ifade özgürlüğümüzü kullanarak imzaladık. Bizi terörle ilişkilendirdiler ama ben inanmıyorum ki ne benim ne de bir arkadaşımın erdeminde şiddet olsun. Biz barışı imzaladık.

Arastırma Görevlisi Gülay Kılıçaslan ise şunları söyledi:

Bu bizim yaşadığımız Ankara, Marmara Üniversitesi’nden sonra içimiz kanayarak  yaşadığımız  bir durum. Biz üniversitelerin içinin bilinçli  olarak boşaltıldığını düşünüyoruz. KHK’ ler, OHAL  bahane olarak gösteriliyor.  Muhalif sesin sesiniz kısmak, üniversitenin içini boşaltmak gerçek akademisyenleri üniversiteden uzaklaştırmak için yapılan bir eylem. Bunu kabul etmiyoruz, hiçbir zaman da kabul etmeyeceğiz. Her zaman  dernek olarak da sendika olarak da arkadaşlarımızın yanında mücadeleye devam edeceğiz. Akademisyenlerin mutlaka üniversiteye dönmesini sağlayacağız.

İhraç edilen akademisyenlerden Doç. Dr. İsmet Akça da yaşananların bir siyasi tasfiye olduğunu söyleyerek “Sadece üniversitelere yönelik bir tasfiye değildir bütün kamudaki, bütün toplumun inşasına yönelik bir tasfiyedir” dedi.

Türkiye tarihinde ilk ihraç edilenler olmadıklarını ifade eden Akça son olmayacaklarının da bilincinde olduklarını belirtti. İhraçlarının hukuksuz bir şekilde gerçekleştiğini söyleyen Akça, şöyle devam etti:

Bu saldırı açık bir şekilde kamuda, üniversitelerde emekten, özgürlükten, barıştan yana olan, demokratik bir üniversiteyi savunmuş olan birikime yönelik bir saldırıdır. Bu ihraçların hukukla alakası yok. Bizim bu ihraçların hukuksuz olduğunu anlatmamıza gerek yok. Onlar da biliyor. Örgütlü kötülükle karşı karşıyayız. Bu kötülüğün yanında deve kuşu gibi kafasını kuma gömenler var. OHAL’den itibaren gerçekleşen ihraçlar bu örgütlü kötülüğün sonucudur. Umudumuz var. Zor bir süreç ama öğrencilerimiz yanımızdaydı. Bizim omurgamız sağlam buradaki gençlerin de sağlam.

Yrd. Doç. Dr. Burak Ülman, KHK’lerle üniversitelerden ihraç edilenlerin tek isteğinin barış,  demokrasi ve adalet olduğunu belirtti:

Biz bunu savunduğumuz için çok onurlu ve vicdanlıyız. Anlımız ak, vicdanımız rahat. Hiçbir şekilde ne pişmanlık var ne de umutsuzluk var. Bu öğrencilerimizin  bize gösterdiği sevgi ve dayanışma olduğu sürece bizim sırtımız yere gelmeyecek. Biz üniversiteden uzaklaştırılmış olabiliriz ama bu adaletsiz rejim elinde sonunda yıkılacak. O yüzden üzülmüyoruz . Herkese umudumuz korumasını rica ediyorum bizi içeri alabilirler ihraç edebilirler ama umudumuz hâlâ var.

Öğrenciler ve mezunlardan dayanışma ve mücadele çağrısı

YTÜ öğrencileri ve mezunları adına ise mezunlardan Feyza Eyekul açıklama yaptı.

‘Adaletsizliğin karşısında, hocalarımızın yanındayız’ başlıklı açıklamada ihraçlara değinilerek özetle şöyle denildi:

Hocalarımızın ifade, çalışma ve seyahat özgürlüğü ellerinden alındı. Öğrencisiyle, mezunuyla biz bir kez daha kefiliz ki hocalarımız akademik hayatları boyunca bütün öğrencilerine eşit mesafede durdular. Hepimize öğretmeye çalıştıkları şeyler bugün başlarına gelenlerin sebebidir.

Gençler olarak biz OHAL’de hukuk mekanizmalarının işleyişinin önündeki engellerden ve hızla yayılan şiddet ortamından derin bir endişe duyuyoruz.

Bu ihraçlar ile iktidar, hocalarımızın sadece bilimsel üretimde bulunacakları mecralardan değil, toplumsal alandaki tüm görünürlüklerine kastetmeyi hedefliyor. Buna karşı durmakta kararlıyız. Hocalarımızdan ve bize öğrettiklerinden ne kadar gurur duyuyorsak mezunu öğrencisi olduğumuz köklü geleneğe sahip üniversitemizin idari mercilerinin ‘akademinin olmazsa olmaz düşünce ve ifade özgürlüğünü’ savunmamış olmasından da o kadar utanıyoruz.

Tüm öğrenci ve mezun arkadaşlarımızla birlikte hocalarımızın yanında olacağımızı, bu adaletsizliğe karşı ses çıkarmak için dayanışma ve mücadele içinde kalacağımızı duyuruyoruz. Hukuksuzluklara karşı duran akademisyenlerimiz için ülkemizin tüm kesimlerini destek, dayanışma ve mücadeleye davet ediyoruz.


Kaynak: Evrensel