Ana SayfaDünyaDiplomatik kriz Avrupa basınında: ‘Kazananlar Wilders ve Erdoğan’

Diplomatik kriz Avrupa basınında: ‘Kazananlar Wilders ve Erdoğan’

HABER MERKEZİ – Türkiye ile Hollanda arasında yaşanan diplomatik kriz Almanya ve Britanya basınında yer buldu. The Daily Telegraph gazetesinde yer alan makalede, Hollanda’nın tepkisinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işine yaradığı ve aşırı sağcı Geert Wilders’in bir diğer kazanan olduğu yorumunda bulunuldu. Almanya basınında da gerilimlerin Erdoğan ve Wilders’in yararına olduğu ifadeleri öne çıktı.

‘Referandum’ etkinliği için Rotterdam’a gitmek isteyen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçuş izninin iptal edilmesiyle başlayan kriz, karayoluyla Hollanda’ya gitmek isteyen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın sınır dışına çıkarılması ile doruğa tırmanmıştı.

Yaşanan gerilimler Almanya ve Britanya basınında da geniş yer buldu.

Daily Telegraph: Kazananlar Wilders ve Erdoğan

Britanya’da yayımlanan The Daily Telegraph gazetesinin yaşanan krizle ilgili editöryal makalesinde şu ifadeler yer aldı:

Hollanda’da Çarşamba günü gerçekleşecek genel seçim Avrupa’da yükseldiği düşünülen popülizmin bu yılki ilk testi olacak. Tartışmalı figür Geert Wilders’in liderliğinde göç karşıtı Özgürlük Partisi’nin seçimi birinci sırada bitirmesi bekleniyor. Fakat diğer partilerin Wilders ile koalisyon yapmayı reddetmesi nedeniyle parti büyük ihtimalle koalisyonda yer alamayacak.

Bu durum Hollanda’nın ihtiyaç duymadığı yeni bir seçim tetikleyebilir. Mevcut seçim kampanyası Avrupa liberalizminin kalesi olan ülkede göçün etkileri hakkındaki tartışmalar nedeniyle büyük kutuplaşmalara yol açtı. Böyle bir anda ülkenin en son ihtiyaç duyduğu şey ise Türk siyasetinin müdahalesi nedeniyle bu gerilimin alevlendirilmesiydi.

Erdoğan’ın Hollanda’yı Nazilere benzetmesi, kutuplaşmayı artırmayı hedefleyen hesaplanmış bir adımdı.

Hollanda’nın tepkisi Erdoğan’ın işine yaradı. Erdoğan ülkesinde hükümeti eleştiren basın organlarını kapatması ve geçen yılki başarısız darbenin ardından muhalifleri tutuklaması nedeniyle eleştiriliyordu. Şimdi ülkesindeki baskıcı politikalarını savunurken Avrupa’da ifade özgürlüğüne getirilen engellerden bahsetme imkanına kavuştu.

Bir diğer kazanan ise Wilders oldu. Protestolar ve polisle Türk göstericiler arasında çıkan çatışmalar kendisinin göç karşıtı söylemine hizmet etti. Bu iki popülistin kendi çıkarları için birbirlerini alaycı bir şekilde kullanmasını izlemek hiç hoş değil. Erdoğan Avrupa siyasetine karışmamalı.

Der Spiegel: Tartışma Wilders’a yarayacak

Almanya’da yayımlanan haftalık Der Spiegel dergisinin internet sitesinde yer alan yorum da Türkiye ile Hollanda arasında diplomatik krize yol açan gelişmeler ile ilgili:

Bu tartışma hem iki baş aktöre hem de saçını Mozart gibi kestiren radikale yarayacak. Erdoğan, kötü niyetli dış güçlere kafa tutan güçlü adammış gibi yapacak. Hollanda Başbakanı Rutte de ülkesini koruyan ve tehdide boyun eğmeyen güçlü adam rolünde. Peki, ya İslam düşmanı Wilders? O da Rotterdam sokaklarında ortalığı birbirine katan yabancı kökenli güruhun görüntülerini kendi çıkarları için kullanıp, Müslümanlara yönelik nefreti tetikleme çabalarına devam edecek.

Die Zeit: Erdoğan’ın tuzağına düşüldü

Almanya’da yayımlanan Die Zeit gazetesinin internet sayfasındaki dün yayımlanan yorumda ise “Erdoğan’ın tuzağına düşüldü” başlığını taşıyor:

Hollanda hükümeti Erdoğan ve mücadele arkadaşlarına büyük bir iyilik yaptı. Türk hükümeti şimdi günlerdir kışkırtmaya çalıştığı tantanaya kavuştu. Almanya’da Merkel hükümetinin itidalli tutumu bu planları engellerken, Hollanda Türkiye’nin durumu çığırından çıkarma oyununa ayak uydurdu. Sonuçta orada da seçimler var. Erdoğan da Avrupa kamuoyunun şimşeklerini üzerine çekerek – özellikle de Nazi benzetmeleri ile – Avrupalı politikacıların seçmenden puan almak için karşı hamle yapmasına neden oldu. Böylece, kendi seçmenlerini arkasında toplayabilmesi için bir düşman imgesi hazır artık. Özellikle de, anketlerde iki tarafın başa baş gittiği anayasa referandumu öncesinde. Bu yüzden, cumartesi günü Erdoğan için bir bayramdı.

Ne olmuştu?

Die Welt gazetesinin Türkiye muhabiri Deniz Yücel’in tutuklanmasıyla Almanya ile Türkiye arasında başlayan gerginlik, Türkiyeli bakanların ülkedeki ‘referandum’ toplantılarının iptal edilmesiyle krize dönüşmüştü.

Karşılıklı ithamlarla büyüyen kriz ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Almanya’yı ‘Nazi’ uygulamaları ile suçlaması ve Almanya’nın bu suçlamalara “Bu tür benzetmeler sadece Nazilerin insanlığa karşı işlediği suçları önemsizleştirmeye yarar” yanıtı vermesiyle derinleşmişti.

Öyle ki AKP’li siyasetçilerin Almanya’daki Türklere yönelik düzenleyeceği referandum mitinglerinin art arda iptal edilmesini başka ülkelerdeki iptaller izlemeye başlamıştı.

Son olarak da Hollanda, ‘referandum’ için Rotterdam’a gideceğini açıklayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun uçuş iznini iptal etmişti.

Çavuşoğlu’nun “Eğer Hollanda uçuş iznimi iptal ederse yaptırımımız çok ağır olur” sözlerini hatırlatan Hollanda hükümeti, “Yaptırım tehdidi, çözümü imkansızlaştırdı” demişti.

Gelişmeler iki ülke arasında krize neden olurken, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Hollanda’ya da ‘Nazi yaftalaması’ yapması Hollanda Başbakanı’nın da “Çizgiyi aştı” açıklamasıyla kriz derinleşmişti.

Türkiye ile Hollanda arasında yaşanan kriz, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın sınır dışına çıkarılması ile de doruğa tırmanmıştı.

  Hollanda ile Türkiye arasında diplomatik kriz

Krize ilişkin Karınca’da yer verilen değerlendirme yazılarına ve haberlere de aşağıdaki bağlantılardan ulaşabilirsiniz.

  Hariciyede lale devri: ‘Evet' kampanyası nihayet aradığı hikayeyi buldu
  Bayağı dilin şahlanışı, diplomasi ve kapıdaki yeni krizler
  CHP'li Cihaner: İçeride düşman yaratamayınca ‘Evet’ oyları için gözlerini dışarıya çevirdiler
  Hollanda'ya 'misliyle karşılık' vermek kolay mı?

Avrupa basınında yer alan haberler Deutsche Welle Türkçe ve BBC Türkçe’den derlenmiştir.