Ana SayfaGüncelEce Temelkuran: Türkiye’de insan kumaşı değiştirildi

Ece Temelkuran: Türkiye’de insan kumaşı değiştirildi

HABER MERKEZİ – Uluslararası Köln Edebiyat Festivali’nin konuğu olan gazeteci yazar Ece Temelkuran, Almancaya çevrilen romanı ‘Devir-Dilsiz Kuğular Zamanı’na ilişkin konuştu, 16 Nisan’daki referanduma dair de değerlendirmede bulundu.

Gazeteci yazar Ece Temelkuran Uluslararası Köln Edebiyat Festivali’ne konuk oldu.

12 Eylül dönemini yazdığı “Devir-Dilsiz Kuğular Zamanı” adlı romanı Almancaya çevrilen Temelkuran, Deutsche Welle Türkçe’den Aydın Üstünel’in sorularını yanıtladı.

Üstünel’in 16 Nisan’daki referanduma ilişkin sorusunu da yanıtlayan Temelkuran, umuttan ziyade ‘inat’ vurgusu yaptığı değerlendirmesinde “16 Nisan’la ilgili umudum olmayabilir ama çok inatçı olduğumu söyleyebilirim” dedi.

Temelkuran’ın DW Türkçe’nin sorularına verdiği yanıtlar şu şekilde:

12 Eylül ile günümüz arasında nasıl bir bağ var?

1980’deki siyasi tıkanıklık, oradaki çatışma, oradaki gerilim, oradaki kutuplaşma bence bugünkü kutuplaşmaya çok benziyor. O yüzden devrediyor her şey Türkiye’de ve bu insanı aptallaştıran bir tekrara düşürüyor. Bunu düşündüğüm için bu romanı yazdım zaten. Çünkü bugünle hemen hemen aynı şeyler olduğunu düşünüyorum ve ben romanı yazdıktan sonra bir darbe girişimi oldu.

Yükselen popülizme karşı ne yapılabilir?

Global bir sorun ve dolayısıyla kolektif bir cevaba ihtiyacı var. Ve bu kolektif cevap için bence dünyada eleştirel düşünme kapasitesine sahip herkes bir araya gelip bu insanı aptallaştıran ve entelektüel düşünceyi çaresiz bırakan söylemle ilgili ne yapacağımızı konuşmalıyız. Önemli olan bunu düşünmeye başlamak. Çünkü kolektif bir araya gelince ben buna cevap bulunabileceğini düşünüyorum.

Türkiye’de insan kumaşı değiştirildi. Bu yüzden şimdi Türkiye’de bütün siyasi dengeler değişse bile o insan kumaşının yeniden dengeli ve sağlıklı olabilmesi için sanıyorum çok fazla zamana ve çabaya ihtiyaç olacak. Bu yüzden de Devir romanı önemli çünkü ‘Biz buralardan geçtik’ demek istiyorum. 1980’de buradan geçtik bir daha geçmek için aynı çabaları maalesef göstermek zorundayız. Eğer kötülük devrediyorsa biz iyiliğin devretmesi için bir araya gelip çaba göstermek zorundayız.

16 Nisan’daki referandumdan beklentiniz ne yönde?

Umutlu olmasak bile inadımız var ve insanlık tarihi boyunca insanlığı ileri götüren şey umuttan ziyade inat ve güzellik yaratma kararlılığı. Benim de 16 Nisan’la ilgili umudum olmayabilir ama çok inatçı olduğumu söyleyebilirim.


Haberin videosunu DW’den izleyebilirsiniz.
Previous post
'Heykel Tarlası': Bodrum'da paradan uzak, sanata ve yaşama yakın bir 'kabile'
Next post
Paris'te saldırılar: Bir saldırgan öldürüldü, bir polis yaralı