Ana SayfaGüncelHDP üç şehirden aynı anda seslendi: ‘Yalnız olmaz!’

HDP üç şehirden aynı anda seslendi: ‘Yalnız olmaz!’

DİYARBAKIR – Nurhak Yılmaz, HDP’nin üç ilde eş zamanlı olarak startını verdiği referandum kampanyasının Diyarbakır ayağına ilişkin izlenimlerini kaleme aldı. Diyarbakır’daki ‘buluşma’yı yerinde takip eden Yılmaz’a göre “Diyarbakır, İstanbul, İzmir’den yükselen gür ve vakur ‘HAYIR’ yanıtında, Kürtçe sloganda özetlenen ‘tek başına olmaz, bu yolda birlikte yürüyelim’ mesajı vardı”.


İzlenim: NURHAK YILMAZ


16 Nisan’da yapılacak Anayasa değişikliği referandumunda kilit rol oynayacak HDP, kampanya startını Diyarbakır, İstanbul ve İzmir’den eş zamanlı bir programla yaptı. Geride bıraktığımız bir buçuk yılda ağır darbeler almış olan Diyarbakır’da yapılacak toplantı merak konusuydu.

OHAL’in en keskin şekilde uygulandığı ve uzun süredir açık alanda kitlesel gösterilere izin verilmeyen şehir güne sakin başladı. Mesai günü olmasına rağmen sabah saatlerinde şehir oldukça sessiz. Sanki kimse işe veya okula gitmiyor gibi. Gidecek “işi” ve “okulu” kalmış olan insanlar varsa onlar da sanki bunu “pek belli etmeden” yapıyor gibi. Velhasıl, uzun bir süredir sokağa sirayet eden sessizlik bugün de hakim.

Kampanya startının verileceği salonun bulunduğu merkez Kayapınar İlçesi’nde de şehrin genel havası hakim. Organizasyonda görev alanlar, basın ve HDP yetkilileri hazırlıklarını tamamlayıp konuklarını beklerken, ilk misafir saat 10:30 sıralarında bahçe kapısından giriyor içeri. Gelen, elinde bastonu, tespihi ve küçük bir poşeti ile 70 yaşlarında bir Diyarbakırlı. Kapıdaki görevlilere “Rojbaş” diyor, salona geçerek en öne yürüyor ve protokolün ikinci sırasına oturuyor. “Halen söyleyecek sözüm, tükenmemiş bir umudum var” der gibi etrafını inceliyor.

Daha sonra gelen misafirlerin yaş ortalaması da ilk misafire yakın. İlk saatlerde çoğunlukla orta yaş üstü erkekler salona akıyor. Sonra bir grup kadın keskin bir tilili ile salona giriyor. Salonun rengi de böylece tamamlanıyor.

Salon oldukça renkli. Kürtçe, Türkçe, Ermenice, Arapça, Süryanice dillerinde HDP’nin neden “Hayır” dediğini anlatan afişler asılı. Salon cıvıl cıvıl.  Sahnede dev boyutta asılı olan “Tenê na be” yani “yalnız olmaz” sloganı karşılıyor gelen konukları. Hoparlörlerden coşkulu şarkılar inletiyor ortamı.

Salonda ise oldukça “ölçülü” bir neşe var. Dile kolay, yaklaşık 2 yıldır şehrin her yerine sinen yas, bu salona gelen herkesin kapısını mutlaka çaldı. Ancak kapıdan her giren “Ser xêrê” yani “hayırlı olsun” diyor. Yüzlerde umutlu bir gülümseme.

3 kentte herkes yerini alınca program saygı duruşu ile başlıyor. Saygı duruşu bu kez alışılmış bir görev gibi değil, o bir dakikalık sessizlik bir hafıza tazeleme gibi geçiyor. Sonra salonu dolduranlar gerek İstanbul ve İzmir’den gelen mesajlara, gerekse Diyarbakır’daki sahneden yapılan konuşmalara çok enerjik yanıtlar veriyor. Hüzün yerini meraklı bir coşkuya bırakıyor.

İstanbul’dan sorulan, “Tek adam rejimine ne diyoruz” sorusuna Diyarbakır’daki salondan çok gür bir “HAYIR” yanıtı yükseliyor. Program İstanbul, İzmir ve Diyarbakır arasında ritmik bir şekilde gidip gelerek ilerliyor. Salondakiler aynı anda 3 şehrin havasını birden yaşıyor. Diğer şehirlerden verilen mesajlara kulak kesiliyor. HDP 3 şehirden yaptığı ortak programla “çok sesli”, “çok kimlikli”, “çok renkli” mesajlar veriyor.

Elbette sahnede ne söylenirse söylensin, böyle toplantılarda en çok alkış alan “en beğenilendir.” Günün en çok alkış alanlarını, dolayısıyla en çok beğenilenleri şöyle sıralayalım;

  • Diyarbakır’da açılış konuşmasını Ahmet Türk yapacaktı. Ancak malum, kısa bir süre önce cezaevinden çıkan Türk henüz toparlanamamıştı. Rahatsız olduğu için salona gelemedi. Programın sunucusu Berfin, Ahmet Türk’e sahneden geçmiş olsun dileklerini gönderirken salon da bu dileğe gür bir alkış ekledi.
  • İzmir’de konuşan HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in konuşmasına başlarken söylediği, “Bu referandumdan hayır oyu çıktı AKP’nin haberi yok. 16 Nisan’a kadar sesinizi etmeyin” sözleri de gülüşmelerin eşlik ettiği bir alkış tufanıyla karşılandı.
  • Yine Sırrı Süreyya Önder’in konuşmasını bitirirken Öcalan’a selam göndermesi 3 şehirdeki 3 salonda ayakta alkışlandı. Slogan ve alkışlar dakikalarca devam etti.
  • HDP eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın sahneye yerleştirilen ekranlara yansıyan her görüntüsü yine büyük alkış aldı. Tutuklamaların HDP seçmeninde yarattığı hassasiyet atmosfere bariz şekilde yansıdı. Demokratik Toplum Kongresi Eşbaşkanı Leyla Güven’in tutuklu milletvekilleri ve belediye başkanlarının isimlerini tek tek okuması ardından salondakilerin “livir” yani “burada” sözünü ne büyük bir coşkuyla söyledikleri görmeye değerdi.
  • HDP’nin hazırladığı sinevizyonda Demirtaş’ın “Seni başkan yaptırmayacağız” sözüne yer verilmişti. Bu sözler her zamanki tepkiyi aldı. Salondan alkış yükseldi.
  • HDP Diyarbakır Milletvekili Nimetullah Erdoğmuş’un,  “Darağacından halen ne bekliyorsunuz? Şêx Said’den bu yana biz baltalar elimizde sizin o idam sehpanızın köklerini kazıdık” sözleri de salonu heyecanlandırdı. Bu sözler de alkışlarla karşılandı.

3 şehirden yapılan canlı yayınlarda zaman zaman salonlar arası tatlı bir rekabet de yaşandı. Sunucular bazen coşku, bazen kalabalık, bazen de misafirlerin çeşitliliğini yarıştırdı. Konuşmacıların da zaman zaman körüklediği rekabet 3 şehirde alkışlarla karşılandı.

Program, HDP Sözcüsü Osman Baydemir’in İstanbul’dan yaptığı “çokluk” vurgulu ve ironik konuşmasıyla sona erdi.

HDP’nin referandum startını özetlemek gerekirse; 1 Kasım
seçimlerinden bu yana çatışmalar, can kayıpları ve artan şiddet ortamı ardından 10 bin üyesi/çalışanı tutuklanan HDP, 3 şehirde dolu salonlarla adeta gövde gösterisi yaptı.

Diyarbakır, İstanbul, İzmir’den yükselen gür ve vakur “HAYIR” yanıtında, Kürtçe sloganda özetlenen “tek başına olmaz, bu yolda birlikte yürüyelim” mesajı vardı.