Ana SayfaGüncelIŞİD’in Manisa’daki örgütlenmesi ve kentteki ‘aleni’ faaliyetleri

IŞİD’in Manisa’daki örgütlenmesi ve kentteki ‘aleni’ faaliyetleri

HABER MERKEZİ – Manisa’da 3 ayrı IŞİD operasyonunda gözaltına alınan ve tutuklanan zanlıların ev ve işyerlerinde silah dahil her türlü örgütsel doküman yakalandı ancak buna rağmen zanlıların tamamı serbest bırakıldı. dihaber’de konuyla ilgili geniş bir haber yer alıyor. İddianameden ayrıntılar ve ihbarcıların ifadelerine yer verilen haberde, serbest bırakılan IŞİD üyelerinin faaliyetlerine ‘kaldığı yerden devam ettiği’ ifade ediliyor.

IŞİD’in Türkiye’de 20 Mart 2014’te Niğde’de başlayan, Diyarbakır, Suruç, Ankara ve en son yılbaşı gecesi İstanbul Ortaköy’de gerçekleşen Reina katliamına kadar süren saldırılarında 312 kişi yaşamını yitirdi.

Bu süre içerisinde çeşitli illerde IŞİD’e karşı bazı operasyonlar yürütüldü. Manisa da bu yerlerden biriydi.

Manisa’da bu kapsamda 3 ayrı operasyon yürütüldü.

İlk operasyonda, 33 gencin hayatını kaybettiği 15 Temmuz 2015 Suruç Katliamı ile bağlantılı 20 kişi tutuklandı. Tutuklanan kişilerin evinde yapılan aramalarda ise uzun namlulu silah ve örgütsel döküman bulundu. Ancak Suriye’deki yöneticilerle irtibatları kesinleşmiş olmasına rağmen geçen yıl Mart ayında bunlar tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

IŞİD’e karşı ikinci operasyon ise 29 Ekim 2016 tarihinde düzenlendi. Bu kez de daha önce serbest bırakılan zanlıların da aralarında olduğu E.E, H.T.A., S.T., H.U. ile İ.O. gözaltına alınıp serbest bırakıldı.

Yılbaşında gerçekleşen ve 39 kişinin yaşamını yitirdiği Reina saldırısı sonrası ise 13 Ocak’ta Turgutlu ilçesine aynı örgüte üçüncü operasyon düzenlendi. Yapılan bu operasyonda da gözaltına alınan M.F. ile G.T. tutuklandı.

IŞİD Manisa’da, faaliyetler dava dosyasında

dihaber, konuyla ilgili geniş haberinde gözaltı ve tutuklamaların ardından serbest bırakılan IŞİD üyelerinin faaliyetlerine ‘kaldığı yerden devam ettiğini’ kaydediyor.

Habere göre ilk operasyonda tutuklanıp bırakılan 20 kişinin yargılandığı dava dosyasında, örgütün çalışma biçimi, örgüt hiyerarşisi, örgütün yöneticileri ve temsilcileri, örgüte eleman kazandırma ve daha birçok ayrıntı var.

Buna göre örgütün özelikle Horozköy ve Emlakdere mahallelerinde yoğunlaşan faaliyetleri emniyete gelen ihbar telefonlarına da yansıdı.

Örgütün kentteki örgütlenmesinin başında “Şenol Hoca” adıyla bilinen Abdülkuddus Ulusal ile Erhan Efe isimli kişiler bulunuyor.

Söz konusu kişiler ve örgüt üyeleri ise İzmir, Konya ve Suriye’de örgüt üyeleri ile bağlantıda.

Ayrıca adı geçen kişilere bağlı örgüt üyelerinin Manisa kırsalında silahlı eğitim yaptığına dair fotoğraflar da dava dosyasına girdi.

Ancak Manisa 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 07 Ocak 2016 tarihinde hazırlanan iddianamede, ağır suçlama ve somut kanıtlara rağmen sanıklar ilk duruşmada tahliye edildi.

dihaber’in haberinde, tahliye olan örgüt üyelerinin bir kısmının kentteki faaliyetlerine bıraktıkları yerden devam ettiği, bir kısmının ise ‘ortadan kaybolduğu’ ifade ediliyor.

Haberde iddianameden ayrıntılar ve ihbar eden şahısların ifadeleri genişçe yer alıyor.

İki ayrı örgütlenme

İddianameye göre kentte birbiriyle irtibatlı olarak iki ayrı örgütlenme söz konusu:

Liderliğini Erhan Efe’nin yaptığı “Emlakdere Grubu“na bağlı olarak Cevdet Efe, Selahattin Utku Özdiken, Saddam Çelik, Mehmet Şakir Açar, Abdullah Efe, Burhan Efe, Faruk Efe, Mehmet Efe, Yunus Efe ve İbrahim Coşkun isimli şahıslar faaliyet gösteriyor.

“Şenol Hoca” Kod adıyla tanınan Abdulkuddus Ulusal‘ın liderliğini yaptığı grupta ise Halil Talha Arlı, Ercan Özdemir, Mehmet Biral, Şahin Yeşilyurt, Mehmet Alper Dalgıç, Nazmi Mersinli, Hasan Kaymaz ve Ahmet Açıkgöz yer alıyor.

‘Ebu Hanzala’ kod adlı Halis Bayancuk

Haberde, iddianamede emniyete yapılan bazı ihbarlarda daha önce IŞİD’den gözaltına alınıp bırakılan “Ebu Hanzala” kod adılı Halis Bayancuk’ın isminin de sık sık göze çarptığı belirtiliyor.

Ayrıca Emlakdere Köyü’nde oturduğu iddia edilen bir şahsın yaptığı ihbarda, köye 8-10 yıl önce yerleşen Abdullah Efe, Erhan Efe ve Faruk Efe’nin örgüt adına faaliyet yürüttüğü ve söz konusu kişilerin Halis Bayancuk’u rehber edindikleri de kaydediliyor.

Aynı kişinin yabancı uyrukluların da aralarında bulunduğu örgüt üyelerinin köy kırsalında hafta sonları silah atış eğitimi yaptığına dikkat çektiği aktarılıyor.

Örgüt merkezi: Sultan Camii

Abdulkuddus Ulusal’ın yapılanmasında yer alan bir kişinin yaptığı ihbarda ise örgütün Sultan Camiinin alt sokağında bir dükkanı mescit haline getirildiği ve belli günlerinde toplanıldığı belirtiliyor.

“Ulusal” denilen şahsın eşkalinin verildiği ihbarda ise “hoca”nın IŞİD’i övücü konuşmalar yaptığı vurgulanıyor ve Şehzadeler ilçesi Mimarsinan Mahallesi’ndeki bir dükkanda örgütsel toplantıların yapıldığı belirtiliyor.

Örgütsel ilişkiler

Ulusal’cının grubunda yer alan Halil Talha Arlı’nın düğün merasiminde çekilen fotoğraflarının örgütün İzmir yapısı ile hiyerarşik bağlantı içinde olduğunu ortaya koyduğu da haberde vurgulanıyor.

Bu bilgiler ışığında ise Emlakdere Grubu’nun İzmir’de faaliyet gösteren “Tombul Kardeşler” ile bağlantı içerisinde olduğu ve bunların Suriye’ye eleman temin edip gönderdiğinin tespit edildiği aktarılıyor. Kanıtlar arasında ise Halis Bayuncuk’un, Zaza (K) Mustafa Yağbasan isimli şüpheli ile irtibatlarının ‘aşikar olduğu’ ifadesi var.

Ayrıca dosyada, şüphelilerin kırsal bir alanda çekilmiş çok sayıda silahlı fotoğraflarına yer verildiği de aktarılıyor.

Evlerde silah ve eğitim amaçlı dokümanlar

Söz konusu kişilerin evlerinde yapılan aramalarda çok sayıda doküman ve uzun namlulu silah ele geçirildiği de haberdekaydediliyor.

Emniyet ve hakimlikte IŞİD’i öven ifadeler

Haberde, örgüt lideri Ulusal ve diğerlerinin TEM Şube’de ve sorgu hakimliğinde verdiği ifadelerde IŞİD’i övücü söylemler kullandığı da aktarılıyor.

Buna göre Ulusal “Benim inancıma göre Türkiye Cumhuriyeti Devleti Tağut (Kâfir) devlettir” demiş, Mehmet Biral ise “Şenol Hoca”nın grubuna dahil olduğunu belirterek IŞİD için “Bu örgütün eylem ve faaliyetlerini basın ve medya grubundan takip etmekteyiz, zaten takip ettiğimiz şeyleri herkes bilmektedir. Yapmış oldukları eylem ve faaliyetlerinin bir kısmını destekliyoruz” ifadelerini kullanmış.

Şahin Yeşilyurt da ifadesinde “Ben IŞİD’i Müslüman olarak görüyorum” demiş.

İbrahim Coşkun ise IŞİD’i desteklediğini açıkça beyan ederek “Kendi İslami görüşüme göre, IŞİD Allah’ın şeriatıyla hükmettiği ve Allah yolunda cihad ettiği için yapmış oldukları eylem ve faaliyetlerini tasvip ediyorum ve destekliyorum” diye konuşmuş.

Gölmarmara Müftülüğü’ne bağlı Taşkuyucak Mahallesi Camiinde İmam olarak görev yapan sanık Ahmet Açıkgöz ise “Ben Türkiye Cumhuriyeti Devletinde oy kullanmıyorum çünkü oy kullanmayı Allah’a şirk koşmak olarak görüyorum” demiş.

Ceza istenmesine rağmen ilk duruşmada tahliye

İddianamenin, “Hukuki Değerlendirme” bölümünde şüphelilerin “IŞİD’in eylem ve faaliyetlerini övücü ve destekleyici söylemleri ile çatışma bölgeleri ile irtibatlı olarak faaliyet yürüten Halis Bayuncuk’un görüşleri doğrultusunda faaliyet gösterdikleri ve aralarındaki hiyerarşik bağın tereddütsüz şekilde ortada olduğu” belirtildi.

Ancak söz konusu sanıklar serbest bırakıldı ve dihaber’e göre bundan sonra da ‘kaldıkları yerden’ faaliyetlerine devam ediyorlar.

En son 3 çocuk ‘ortadan kayboldu’

Öyle ki onlarca kişinin IŞİD’e katıldığı iddia edilen kentte, son olarak 9 Aralık’ta akşam saatlerinde Y.D., A.O. ve M.K. isimli 3 çocuk ortadan kayboldu.

Aileleri tarafından IŞİD’e katılacakları yönünde polise ihbar edilen üç çocuk, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele ve Çocuk Şube ekiplerince Konya’ya gitmek üzere bindikleri Mavi trende yakalandılar. Gözaltına alınan çocuklar, sağlık kontrolünün ardından ailelerine teslim edildi.


Bu haber dihaber’den derlenmiştir. Konuya ilişkin daha ayrıntılı bir haber için oraya bakabilirsiniz. 

Previous post
Suriye'de 'en az 42 kişinin yaşamını yitirdiği' hava saldırısına ilişkin ABD'den açıklama
Next post
Bozdağ'a göre 'Türk yargısı tartışmasız Alman yargısından daha adil, bağımsız ve tarafsız'