Ana SayfaGüncelNuriye Gülmen: 8 Mart’ı direnişle karşılamaktan onur duyuyorum

Nuriye Gülmen: 8 Mart’ı direnişle karşılamaktan onur duyuyorum

HABER MERKEZİ – KHK ile görevinden ihraç edildikten sonra başlattığı direniş 119’uncu gününe giren akademisyen Nuriye Gülmen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü de direnişle karşılayacak. Gazete Karınca’ya konuşan Gülmen, “8 Mart’ı direnişle karşılamaktan onur duyuyoruz. Tüm kadınları yalnızca 8 Mart’ta değil; her gün direniş mevzilerinde olamaya çağırıyorum” dedi.


Haber: ALTAN SANCAR


KHK ile görevinden ihraç edildikten sonra eyleme başlayan akademisyen Nuriye Gülmen’in, Ankara Kızılay’da İnsan Hakları Anıtı önündeki direnişi 119’uncu gününde.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü de direnişle karşılayacak olan Gülmen, Gazete Karınca’ya konuştu.

8 Mart’ı direnişle karşılamaktan onur duyduğunu belirten Gülmen, “Zulme uğramış tüm kadınların öfkesi ile sokaklarda olmamız gerektiğine inanıyorum” dedi.

‘8 Mart’ı direnişle karşılamaktan onur duyuyorum’

“Tüm kadınları yalnızca 8 Mart’ta değil; her gün direniş mevzilerinde olmaya çağırıyorum” diyen Gülmen’in 8 Mart mesajı şöyle:

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü ve tüm güzel günleri direnerek karşılamaktan ve alanlarda olmaktan onur duyuyoruz. Direnişin ilk gününden bu yana dile getirmeye çalıştığımız gerçeklik şuydu: İnsan sadece unutmamak ve adaletsizliğe alışmamak için bile direnebilir ki bizler de bunu yapıyoruz. Bu bağlamda, 8 Mart biz emekçi kadınlar için bedeller ödenerek kazanılan bir gün olması açısından oldukça önemli. Tüm kadınları yalnızca 8 Mart’ta değil; her gün direniş mevzilerinde olamaya çağırıyorum. Aynı zamanda 8 Mart’ın devrimci içeriğinin korunarak kutlanması gerektiğine inanıyorum. Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nün, faşizmin bunca tırmandırılığı ve kadınların büyük zulüme uğradığı bu zamanlarda, daha büyük öfke ve inançla kutlanması gerekiyor. Zulme uğramış tüm kadınların öfkesi ile  sokaklarda olmamız gerektiğine inanıyorum.

11 Mart’ta açlık grevi eylemi başlıyor

11 Mart’ta ise kendisi gibi KHK ile ihraç edilen ve direnişte olan Semih Özakça ile süresiz açlık grevi eylemine başlayacaklarını söyleyen Gülmen, eyleme ilişkin ise şunları söyledi:

Eylemimiz belli bir aşamaya geldi ve beklediğimizin üzerinde bir etki yarattı. Bizler, direnişimizi Yüksel Caddesi ile sınırlı tutmadık ve mahallelere giderek ev ve esnaf ziyaretlerinde bulunduk, bildiriler dağıttık; yani alanı elimizden geldiğince etkin tutmaya çalıştık. Açlık grevi ise Yüksel Caddesi’inde eyleme başlamadan önce de aklımda bulunan bir direniş biçimiydi ki direnişe başladıktan sonra da ‘sonuç alamazsak, açlık grevine başlayacağız” diyerek dillendirmeye devam ettik.

Türkiye demokrasinin olmadığı bir ülke olduğu için, imza toplayarak ve ilgili kurumlara sunarak taleplerin kabul edilmediğini görüyoruz. Hele ki muhatabın doğrudan devletin kendisinin olduğu durumlarda geri adım attırmak kolay olmuyor. Burada da açlık grevi seçeneği ortaya çıkıyor ki bu eylem biçimi oldukça güçlü bir yöntem ve direniş bundan sonra grev ile anılacak.

Açlık grevine Yüksel Caddesi’nde devam edeceğiz ve 24 saat boyunca alanda olacağız. Amacımız net, bizler işimizi geri istiyoruz. Çünkü bizler, devletin bizlere yani kamu emekçilerine savaş açtığına inanıyoruz ve buna karşı direniyoruz.

Kamudan ihraç politikalarını cinayet olarak adlandıran ve KHK ile ihraç edilen Barış Bildirisi imzacısı Mehmet Fatih Traş’ın intiharını hatırlatan Gülmen, aynı zamanda ihraç politikasının getirdiği bu ölümlere karşı da direndiklerini söyledi.

‘Kazanacağımıza inanıyoruz’

Gülmen son olarak şunları söyledi:

İhraç edilen emekçilerin hayatlarını kaybettiklerini  ve intihar ettiklerini de görmeye başladık ki bizler aynı zamanda ihraç politikasının getirdiği bu ölümlere karşı da direniyoruz. Burada esas mesele, binlerce insanın hayatı ile bu kadar kolay oynanmayacağını ortaya koymak, çünkü bu sadece bir iş meselesi değil. Mevcut politika insanların ölümlerine sebep oluyor ki burada da yaşananları cinayet olarak görmek gerekiyor. Tam da bu noktada politika üretenleri sıkıştırmak ve durdurmak amacı ile başvurulacak son yöntem olarak açlık grevi direnişini seçtik. Açlık grevi ile devam eden direnişimizin sonucunda da kazanacağımıza inanıyoruz. Direnenlerin işlerini geri kazanması ile KHK’lerin parçalanacağına inanıyoruz ki bu da tüm kamu emekçilerin kazanımı olacaktır. Bu nedenle, herkesi direnişi sahiplenmeye ve aylardır olduğu gibi yanımızda olmaya çağırıyoruz.