62 gündür açlık grevindeler: ‘Gülmen ve Özakça ani ölüm ve sakatlık riski ile karşı karşıya’

HABER MERKEZİ – 62 gündür açlık grevindeki Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın sağlık durumlarında ciddi sorunlar baş göstermeye başladı. Gülmen 8 kilo, Özakça ise 17 kilo kaybetti. Avukat Selçuk Kozağaçlı, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın ani ölüm ve sakatlık riski ile karşı karşıya olduklarını belirtti.

Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile meslekten ihraç edilen akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın işlerine geri dönebilmek için başlattıkları açlık grevi eylemi 62. gününde.

Ankara Yüksel Caddesi İnsan Hakları Anıtı önünde açlık grevinde olan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın sağlık durumları kritik aşamaya geldi.

Dün akşam saatlerinde Nuriye Gülmen fenalaştı. Tansiyonu düştüğü belirtilen Gülmen, dinlenmesi için evine götürüldü.

Semih Özakça’nın baş ağrısı, midede yanma, halsizlik, çabuk yorulma, nabız ve tansiyon düşüklüğü; Nuriye Gülmen’in ise sıklıkla kas ağrısı şikayeti, midede yanma, yürümede zorluk, nabız ve tansiyon düşüklüğü, halsizlik gibi şikayetleri var.

Gülmen 8 kilo kaybederken, Özakça ise 17 kilo kaybetti. Her iki isim de tıbbi müdahaleyi kabul etmiyor.

TTB bilgi verecek

Bu akşam saat 18.00’de Türk Tabipler Birliği’nden (TTB) doktorlar Gülmen ve Özakça’nın sağlık durumu hakkında bilgi verecek.

Öte yandan açlık grevindeki Gülmen ve Özakça için destek eylemleri de sürüyor.

Gülmen ve Özakça’ya destek vermek amacıyla akademisyenlerin başta İstanbul olmak üzere birçok ilde başlattığı açlık grevleri devam ediyor.

Aslı Odman: Ses vermek dışında bir şey yapamazdık

Açlık grevinin 62’nci gününde olan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’ya destek vermek amacıyla İstanbul’da başlatılan eylem 5’inci gününde.

Akademisyenlerin Kadıköy’de başlattığı açlık grevi eylemini bugün İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nden (İSİG) sosyal bilimci Aslı Odman devraldı.

Aslı Odman, şunları söyledi:

Onlara ses vermek dışında bir şey yapamazdık. Onların bizlerden rica ettiği daveti aldık. Burası bir forum alanı haline geldi. Buraya pek çok öğrenci geliyor. Bize en sevdikleri kitapları getiriyorlar. KHK ve OHAL ile nasıl başa çıktığımızı, dayanışmayı nasıl yapmamız gerektiğini paylaşıyoruz. Benim için çok özel bir gün.

Yarın ise destek amaçlı açlık grevi eylemini akademisyen Beyza Üstün’ün devralması bekleniyor.

HDP ve CHP’li vekillerden ziyaretler

Ankara Yüksel Caddesi’nde ihraç edildikleri için açlık grevinde olan Gülmen ve Özkaça’ya dayanışma ziyaretleri de sürüyor.

Yüksel Caddesi’nde açlık grevlerini sürdüren Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’yı ziyaret eden HDP ve CHP’li vekiller hükümete adım atma çağrısında bulundu.

Sabah saatlerinde Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri Selin Sayek Böke ve İlhan Cihaner açlık grevinin sürdüğü alana geldi.

Gülmen ve Özkaça’nın yakınlarıyla görüşen Böke, şu açıklamayı yaptı:

Nuriye ve Semih’in durumları kötüleştiği için yakınlarıyla görüştük. Hükümet derhal adım atmalı, bu duruma seyirci kalmayacağız.

Bu ziyaretlerin ardından da HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu ile CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu eylemin gerçekleştiği alana geldi.

Filiz Kerestecioğlu: Daha fazla zarar gelsin istemiyoruz

Kerestecioğlu ziyaret esnasında yaptığı konuşmada, HDP olarak Avrupa Konseyi’ne mektuplar yolladıklarını dile getirdi ve Gülmen ve Özakça’ya ‘Bizlere şans tanıyın’ çağrısında bulundu:

Arkadaşlarımız uzun süredir bir direnişte ve seslerini duyurmaya çalışıyor. Ancak o kadar çürümüş bir siyaset yürütülüyor ki engelli çocukların engelli aylıkları kesiliyor, oğlunun cenazesini almak isteyen baba 75 gündür açlık grevi yapıyor ve sadece işimi geri istiyorum diyen dostlarımız Nuriye Gülmen ve Semih Özakça bedenleri açlığa yatırmak zorunda kalıyor. Şimi kaldıysa ve varsa vicdanlara seslenmek istiyorum: Arkadaşlarımızın hiçbirinin kılına zarar gelmesini istemiyoruz. Bu nedenle HDP olarak Avrupa Konseyi Genel Sekreteri ve Avrupa Konseyi İnsan Hakları Genel Sekreteri’ne bir mektup yazdık. İnsani bir çağrı yaparak bu durum için vesile olmalarını istedik.

Arkadaşlarımızdan da direnişlerinden vazgeçmelerini istemeyiz tabii ki. Ancak bir ricamız var, bizler siyasetçiyiz, bizlere biraz şans tanıyın. Siz üzerinize düşeni yaptınız, biz sizlere daha fazla zarar gelsin istemiyoruz. Daha yapacak çok işimiz var ve yürütülecek çok mücadele var.

Sezgin Tanrıkulu: Hükümet adım atmazsa ölümlerden sorumlu olur

Tanrıkulu ise hükümetin adım atmaması halinde ölümlerden sorumlu olduğunu belirterek, Türkiye’de adaletsiz bir dönem yaşandığına dikkat çekti.

Tanrıkulu sözlerini şöyle sürdürdü:

Türkiye maalesef anayasasız, yargısız ve adaletsiz bir dönemi yaşıyor. Yaşatılan zulmün haddi hesabı yok. Bir gecede binlerce insan işsiz kaldı ve açlığa mahkum edildi. İki kamu emekçisi, burada Yüksel Caddesi’nde bedenlerini taleplerini kamuoyuna duyurmak amacı ile ortaya koydular ve şimdi hayatları tehlikede. Bir kilometre ötede bir parlamento var ve parlamentonun olmadığı bir dönemi yaşıyoruz. Nasıl ki bir gecede kararname ile işten attıysanız, yine bir gecede kararname ile ie almak zorundasınız. Aksi halde katilsiniz ve yaşanacak bütün ölümlerden de siz sorumlusunuz.

Selçuk Kozağaçlı: Ani ölüm ve sakatlık riski ile karşı karşıyalar

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın durumunu değerlendiren Avukat Selçuk Kozağaçlı, yarın Ankara’da büyük bir toplantı yaparak neler yapabileceklerini konuşacaklarını söyledi.

Açlık grevlerinin 62. gününde olan Gülmen ve Özakça’nın eylemlerinin OHAL’de yaratılan sessizlik perdesini de yırttığını belirterek grevin tehlikeli bir aşamaya geldiğine dikkat çekti.

Gülmen ve Özakça’nın ani ölüm ve sakatlık riski ile karşı karşıya olduklarını belirten Kozağaçlı sözlerini şöyle sürdürdü:

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevine sessizliğin yırtılması olarak bakılması gerek. Kamu emekçilerinin Türkiye’nin her yerinde yaklaşık dört aydır devam eden sokak direnişlerine OHAL’in yarattığı sessizlik perdesinin yırtılması olarak bakmak lazım. OHAL sürecinde binlerce insan işinden oldu ve etkilendi, ancak “sokağa çıkılamaz, OHAL koşullarında parlamento dışında bir muhalefet yapılamaz” etkisi yaratıldığı için büyük bir sessizlik ile karşı karşıyayız. Gülmen ve Özakça’nın bizlere gösterdiği bu sessizliğin nasıl kırılabileceğidir. Çok kararlılar ve hiçbirimizin dönüp, “eylemi bırakın” deme lüksü yok. Onlar yettiğine inandıkları zaman bırakacaklardır. Ancak artık sakat kalma ve ani bir ölüm tehlikeleri var ve bu nedenle hepimiz teyakkuzdayız.

Direnişin, bugüne kadar çok çeşitli nedenlerle dayanışma ve taleplerin yükseltilmesi mücadelesine katılma fırsatı bulamamış bütün politik öznelere de fırsat olmasını umuyorum. Bu ses buradan, Yüksek Caddesi’ndeki İnsan Hakları Anıtı önünden büyütülmelidir ve kamu emekçilerinin hakları alınmalıdır. Yarın geniş bir toplantı planlıyoruz ve ‘ne yapabiliriz?’ konusunu konuşmak istiyoruz. Umarım iyi ve büyük bir hareket planı ile siyasal iktidarın hukuk dışı tutumuna son vermesini sağlarız.

Avrupa Konseyi’ne mektup, Meclis’e çağrı

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, KHK ile işten çıkarıldıkları için 62 gündür açlık grevinde olan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın durumuna dikkat çekmek için Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn Jagland ve Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri Nils Muiznieks mektup yazmıştı.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Ankara Milletvekili ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkan Vekili Şenal Sarıhan, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın durumu için İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu’na dilekçe vermişti.

Sanatçı Sezen Aksu da açlık grevinde kritik eşiği geçen Gülmen ve Özakça için bir açıklama yayımlayarak hükümet yetkililerine seslenmişti.

Eğitimcilerin talepleri olan işi geri istemekle ilgili ise 62 gündür hiçbir gelişme olmadı.