Ana SayfaGüncelANKARA JİTEM DAVASI | Tanıklık yapmak istemeyen Tansu Çiller’in dinlenmesi kararı

ANKARA JİTEM DAVASI | Tanıklık yapmak istemeyen Tansu Çiller’in dinlenmesi kararı

HABER MERKEZİ – Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Ankara JİTEM Davası’nın 12. duruşmasında, dönemin Başbakanı Tansu Çiller avukatı aracılığıyla ‘başbakan olmanın tek başına şahit olmayı gerektirmediğini’ savundu. Ancak mahkeme Tansu Çiller ve eşinin bir sonraki duruşmada tanık olarak dinlenmesine karar verdi.

Ankara JİTEM Davası’nın 18’inci duruşması Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Duruşmaya aralarında Mehmet Ağar’ın da olduğu sanıklardan hiçbiri katılmazken, dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Fevzi Türkeri ile Nur İnuğur tanık olarak dinlendi.

Mahkeme SEGBİS sistemindeki aksaklıklardan dolayı Emin Demirel’i dinleyemezken, Alper Tekdemir ve Şevket Öztürk adlı tanıkların yüzleştirilmesi de yapılamadı.

Yine tanık olarak dinlenmesi beklenene dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz ile dönemin Kültür Bakanı Fikri Sağlar da katılım göstermediğinden dinlenemediler.

Çillerler tanıklık yapmak istemiyor

Davanın geçen celsesinde müşteki avukatların dönemin Başbakanı Tansu Çiler ile eşi Özer Uçar Çiller’in dinlenmesi talebi ise, Çiller ailesinin avukatının gönderdiği dilekçe ile yerine getirilemedi.

Çillerlerin aile avukatı dilekçesinde, müvekkillerinin hayatlarının hiçbir döneminde bahsi geçen şahısları tanımadığını davayla ilgili olaylarla ilişkilerinin olmadığını, döneminde Çiller’in başbakan olmasının kendisi ve eşinin tek başına şahit olmasını gerektirmediğini öne sürdü.

Çiller’in tanık olarak dinlenmesi dilekçede “Abesle iştigal” olarak değerlendirilirken, müşteki avukatlarının hangi konu ile ilgili soru sorulmasının önceden bildirilmesi de talep edildi.

Müşteki avukatları da asıl abesle iştigal olanın Çiller’in avukatının beyanları olduğunu ifade etti. Avukatlar, böyle bir usulün olmadığını vurguladı.

Özel kuvvetler komutanı kabul etmedi

Ardından dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Fevzi Türkeri dinlendi.

Türkeri, bahsedilen cinayetlerden haber olmadığını, komutanlığı 95-96 döneminde yaptığını, öldürülen 17 kişiyi tanımadığını ve olaylarla ilgisinin olmadığını söyledi.

Dava dosyasında Türkeri’nin öldürülenler hakkında bilgisi olduğu sorulması üzerine de, “Bunlar spekülasyon, Özel Kuvvetlerin bu işlerle ilgisi yok” diye savunma yaptı.

İnuğur’dan çelişkili ifadeler

Ardından İstanbul 12’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde SEGBİS yoluyla tanık Nur İnuğur dinlendi.

Nur İnuğur, öldürülen Tarık Ümit ile 4 yıllık aralıklı bir ilişki yaşadığını, zaman zaman evinde kaldığını, Ümit’in ortadan kaybolmasından 6-7 ay kadar önce de kendisiyle görüşmediğini ifade etti.

Müşteki avukatların, İnuğur’a “Tarık Ümit ile bir ticari ilişkiniz var mıydı?” sorusu üzerine İnuğur “yok” diye cevap verdi.

Bunun üzerine müşteki avukatları İnuğur’a Tarık Ümit ile Kıbrıs’taki First Merchant Bank’ın yönetim kurulunda olduğunu hatırlatması üzerine İnuğur, “Ticari ilişki olarak bakmıyorum. Tarık dışarıdan kimseyi almak istemediği için benim bir hisse satın almamı istedi. Sadece kuruluşunda imzaladım. Yönetim kurulu üyesi olduğumu dahi bilmiyorum” iddialarında bulundu.

Avukatların yine dosyada gizli tanık beyanlarında Tarık Ümit’in bir şahsı işkence yapmak için evine götürdüğü ve evde Nur isminde bir kadının olduğunun hatırlatması üzerine İnuğur, “böyle bir şey olmadı” diye cevapladı.

‘Sivil kişilere ifade verdim’

Avukatların bahsi geçen bankanın susurluk çetesine 400 milyon dolar para aktarması nedeniyle ABD tarafından yapılan bir soruşturma kapsamında 2004 yılında kapatıldığını hatırlatarak, İniğur’a ortağı olduğu banka hakkında bilgi sahibi olmasını gerektiğini söyledi. İnuğur, bilgisi olmadığın tekrarladı.

Tarık Ümit’in ortadan kaybolması sonrasında “Ahmet Astsubay” diye anılan sivil bir kişinin kendisini çağırarak ifade aldığını belirten İnuğur, daha sonra Maslak’taki Ordu Komutanlığı’na da giderek birkaç sivile ifade verdiğini aktardı.

‘SEGBİS sistemi ile tanık dinlemek davaya fayda sağlamaz’

Ardından müşteki avukatlarından Ruşen Ali Nergis söz aldı. Nergis, İnuğur’a hitaben, “17 insan öldürüldü, bunların aileleri var. Dosyaya daha çok delil gelecek, yalan söylemeniz halinde yargılanacaksınız. Çok şey biliyor fakat anlatmıyorsunuz” diye konuştu.

Nergis, mahkeme heyetine İnuğur’un SEGBİS yoluyla dinlenmesinin dava açısından bir yarar getirmediğini, yüz yüze dinlenmesi halinde belki de İnuğur’un bildiklerin söyleyeceklerini ifade etti.

Nergis, aynı zamanda, yüzleştirmenin de SEGBİS yoluyla olamayacağını doğru olanın tanıkların duruşma salonunda hazır bekletilmesi olduğunu söyledi. Sanık avukatları da müşteki avukatların bu görüşüne katıldı.

Müşteki avukatları, Tansu Çiller ve eşi ile diğer tanıkların mahkeme huzurunda dinlenmesini talep etti. Avukatlar, Maslak Ordu Komutanlığı’nda İnuğur’un ifadesinin alınıp alınmadığı, alındıysa tüm tutanaklar ile birlikte komuta kademesindeki isimlerin bildirilmesini ve “Emek” ve “Ayışığı” rumuzlu gizli tanıkların dinlenmesini talep etti.

Çillerlerin dinlenmesine karar verildi, dava 15 Eylül’e ertelendi

Mahkeme heyeti, Tansu Çiller ve eşinin avukatının dilekçesini reddederek, Çiller ailesinin SEGBİS yoluyla duruşmaya katılmaları, yine diğer tanıların dinlenmesi için tekrar bir çağrı yazısının yazılmasına karar verdi.

Mahkeme heyeti, Maslak Ordu Komutanlığında İnuğur’un sorgulanmasının yapılıp yapılmadığı, yapıldıysa sorgu tutanaklarının gönderilmesi ile komuta kademesindeki kişilerin açık isim ve adreslerinin öğrenilmesi amacıyla Genel Kurmay Başkanlığına yazı yazılmasa karar verdi. Ayrıca mahkeme “Emek” ve “Ayışığı” rumuzlu gizli tanıkların dinlenmesi talebinin tüm tanıklar dinlendikten sonra düşünülmesine karar verdi.

Dava 15 Eylül’le ertelendi.

Dava hakkında

1993-96 yılları arasında Ankara’da Altındağ Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın’ın da bulunduğu zorla kaybedilen veya yasadışı keyfi infaz edilen 19 kişiye ilişkin ilk soruşturma 2011 yılında başlatıldı.

20 Eylül 2013 tarihinde zamanaşımı riskinden dolayı Abdülmecit Baskın cinayetiyle ilgili iddianame düzenlenirken, 19 Aralık 2013 tarihinde düzenlenen yeni iddianameyle Namık Erdoğan, Metin Vural, Recep Kuzucu, Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Haci Karay, Adnan Yıldırım, İsmail Karaalioğlu, Yusuf Ekinci, Ömer Lutfi Topal, Hikmet Babataş, Medet Serhat, Feyzi Aslan, Lazem Esmaeılı, Asker Smıtko, Tarık Ümit, Salih Aslan ve Faik Candan cinayetleri de yargılamaya dahil edildi.

Sanıklar Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken, Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Ercan Ersoy, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Seyfettin Lap, Enver Ulu, Uğur Şahin, Alper Tekdemir, Yusuf Yüksel, Abbas Semih Sueri, Lokman Külünk, Mahmut Yıldırım, Nurettin Güven, Muhsin Korman’ın “cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında insan öldürmek” suçlarından yargılandığı dava Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam ediyor.

İlk duruşması 16 Mayıs 2014’te görülen ve tutuklu sanığın olmadığı davanın 10 Nisan 2015 tarihli duruşmasında eski MİT Güvenlik Daire Başkanı Mehmet Eymür kendisine verilen 29 kişilik infaz listesini mahkemeye sundu.

03 Temmuz 2015 tarihli duruşmada Susurluk raporunu hazırlayan, dönemin Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı Kutlu Savaş; 20 Kasım 2015 tarihli duruşmada ise eski Emniyet Müdürü ve Ordu Valisi Kemal Yazıcıoğlu tanık olarak ifade verdiler.

26 Şubat tarihli duruşmaya sanıklardan yalnızca Ayhan Çarkın katıldı. Sırasıyla Tuncay Özkan, Hikmet Çiçek, Halil Tuğ, Bilgi Ünal, Hanefi Avcı tanık olarak dinlendi. Fikri Sağlar ise mazeret bildirerek duruşmaya katılmadı.

17 Haziran 2016 tarihli duruşmada İçişleri eski Bakanı Nahit Menteşe, Ömer Lütfi Topal cinayetine ilişkin gelen ihbarı tutanak altına alan dönemin Cinayet Büro memuru Lütfullah Uzun; bu ihbar üzerine Özel Harekât Polisleri Oğuz Yorulmaz ve Ayhan Çarkın’ın gözaltına alınmasında yer alan dönemin İstanbul Emniyet Müdürlüğü Yankesicilik Büro Amiri Şükrü Pekgil; “Ölüm Listesi”nde adı olduğu fakat Mehmet Ağar’la görüşerek adını listeden çıkarttırdığı idddia edilen iş insanı Vekin Aktan tanık olarak dinlendi.

11 Kasım 2016 tarihli son duruşmada ise gazeteci Uğur Dündar ve Yaman Namlı tanık olarak SEGBİS aracılığıyla ifade verdi.

Ara kararlarda eski Başbakan Mesut Yılmaz, gazeteci Emin Demirel, Mümtazer Türköne, Fikri Sağlar ve Orhan Taşanlar’ın tanık olarak ifadelerine başvurulmasına; katılan vekilleri gazeteci İsmet Berkan’ın dinlenmesinden vazgeçtiklerini bildirdiklerinden, dinlenmesine yer olmadığına; “2. MİT Raporu” olarak bilinen ve Aydınlık Gazetesi’nde yayınlandığı söylenen raporun İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nden, Susurluk Raporuna ilişkin kaydın da Kanal D’den tekrar istenmesine; Akın Kızıloğlu, Şentürk Demiral ve Veli Küçük’ün adreslerinin tespitine; Mehmet Eymür’ün ifadelerinde adı geçen ve İngiltere’de öldürüldüğü anlaşılan Mehmet Kaygısız soruşturmasının evraklarının istenmesine karar verildi.

10 Şubat 2017 tarihli son duruşmada  eski Ankara Emniyet Müdürü Orhan Taşanlar, dönemin Cinayet Büro Amiri Şentürk Demiral, Gasp Büro Amiri Akın Kızıloğlu, dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in danışmanı Mümtazer Türköne ve Doğan Özkan tanık olarak dinlendi.

Mahkeme Fikri Sağlar’ın tekrar çağrı belgesi ile tanık olarak çağrılmasına; tanık Veli Küçük’ün, Fevzi Türkeri’nin, Emin Demirel’in, Ahmet Duran Alp’in ve Mesut Yılmaz’ın bir sonraki duruşma SEGBİS yöntemiyle dinlenecek şekilde hazır edilmesine; gizli tanıklar “Emek” ve “Ayışığı”nın dinlenmesi yönündeki talebin dinlenecek tanık sayısı göz önüne alınarak daha sonra değerlendirilmesine karar verdi.

Bir sonraki duruşma ise 5 Mayıs 2017 tarihine yani bugüne ertelenmişti.


Bu haber dihaber ve Faili Belli‘den derlenmiştir. Bu davaya ilişkin daha fazla detaya ve iddianameye Faili Belli’nin Dava Sayfasından ulaşabilirsiniz.