Ana SayfaGüncelBaydemir: İşini, evladının cenazesini isteyenler açlık grevinde, Adalet Bakanı Reza’yı kurtarma peşinde

Baydemir: İşini, evladının cenazesini isteyenler açlık grevinde, Adalet Bakanı Reza’yı kurtarma peşinde

HABER MERKEZİ – HDP Sözcüsü Baydemir, akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın işlerine geri dönebilmek, Kemal Gün’ün ise oğlunun cenazesine ulaşabilmek için başlattığı açlık grevlerine değinerek, “İşini, evladının cenazesini isteyenler açlık grevinde, Adalet Bakanı Reza’yı kurtarma peşinde” dedi. Baydemir, MYK toplantısının ardından yapılan “ittifak” çağrısını bir kez daha hatırlatarak, “Yüreği barış için çarpan herkese kapımız açık” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü Osman Baydemir, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Baydemir, Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile meslekten ihraç edilen akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın işlerine geri dönebilmek, Kemal Gün’ün ise oğlunun cenazesine ulaşabilmek için başlattığı açlık grevlerine değindi.

Baydemir, “İşini, evladının cenazesini isteyenler açlık grevinde, Adalet Bakanı Reza’yı kurtarma peşinde” dedi.

Baydemir’in konuşmasından satırbaşları şöyle:

Türkiye’de en büyük engel demokrasi düşmanlığıdır

Bu siyasetin yerel yönetimler idaresinde hizmet üretme onuruna kavuştum. Türkiye’de ilk defa bir büyükşehir belediyesi engelli şubesini oluşturdum. İlk defa bir kampusta engelli kardeşlerimizin hayatın her alanına katılmasını sağlayacak olanaklar oluşturduk. 24 saat telefon hizmeti sunduk. Bir engelli kardeşimizin dilediği yerden alınıp, dilediği yere götürüleceği bir mekanizma kurduk. Diyarbakır öyle bir şehir ki en sonunda görevi devrettiği arkadaşlarımın yerine kayyum atandı. Emin olun yürüyememek bir dezavantajdır. Ama yürüyememenin getirdiği engelden daha büyük engel vardır o da yönetenlerin demokrasi zihniyeti önünde engel oluşturma pratikleridir. Biz bu engeli aşma çabası içindeyiz. Bütün bu sorunların aşılması konusunda 8 araştırma önergesi verdik. Kamuoyu oluşturmaya çalıştık. Maalesef hükümet oylarıyla bu önergelerin hepsi reddedildi. 29 kez soru önergesi verdik En çok veren Nursel Aydoğan’dı, cezaevine konuldu; Meral Danış Beştaş’tı, cezaevine konuldu. En büyük engel demokrasi düşmanlığıdır,  adalet düşmanlığıdır.

‘Böyle adalet kabul edilir mi?’

Suruç saldırısından 21 ay sonra ancak dava açıldı. Mahkeme heyetinde tek bir sanık yok. Sanıksız dosya yürütülüyor. Ama tanıklık yapan Ceren Çoban hakkında, ifadesinde dolayı suç duyurusunda bulunuldu. O dosyanın mağduru 8 insan şu anda tutuklu. Davanın mağdurları tutuklu ama IŞİD sanıkları her gün patır patır serbest bırakılıyor. Kabul edilebilir mi böyle bir adalet? Mağdurun tutuklandığı, sanığın serbest bırakıldığı bir ülkede yaşıyoruz Taşların bağlandığı itlerin salındığı bir coğrafyadan bahsediyoruz.

Furkan ve Muhammed’in ölümünün sorumlusu hükümettir

5 Mayıs gece yarısı 6 yaşındaki Furkan ve 7 yaşındaki Muhammed, bir panzer, bir güvenlik aracı gece yarısı evin içine dalıyor ve iki çocuğu katlediyor. Bu bir kaza değil, bu bir cinayettir. Bu çocuk öldürmedir, bu zulümdür, bu sabi öldürmedir. ‘Panzer şoförü alkollü mü diyorlar. Mesele alkollü olup olmaması değil. Mesele 2 çocuğun hayatına kastedilmesidir. Niye kıyamet kopmuyor? Niye başbakan ağlamıyor? Çünkü bu çocuklar Kürt. Son bir yıldır Cizre’de, Silopi’de geverde 141 çocuk katledildi. 141 çocuk aramızdan alındı. Bir panzerin makineli tüfeği sözüm ona tutukluk yapıyor, 4 insan katlediliyor. Diyadin’de kömürlükten ses geliyor, taranıyor iki çocuk katlediyor. Neymiş asker panik yapmış. Bunların tamamı cinayettir. Sessiz kalmak cinayete ortak olmaktır. Politik sorumlusu hükümetin ta kendisidir. “Vurun, öldürün yargılanmazsınız” diyen hükümettir. Ceylan Önkol’dan, Roboski’den bugüne yöneltilen bu saldırılardan kaç tane güvenlik görevlisi yargılandı? Bu tablodan sadece hükümet sorumlu değil. Sessiz kalan, gözyaşı dökmeyen “Benim evladımla eşdeğerdir” demeyen Türkiye’nin batı yakasındaki her bir insan bundan mesuldür. Hiçbirimiz vareste değiliz.

Her birimizin Amedspor olması lazım

Her birimizin Amedspor olması lazım. Her birimizin, “Çocuklar ölmesin” diyen Ayşe Öğretmen olması lazım. Amedspor’a dava açılıyor, Ayşe öğretmene ceza veriliyor. “Oluk oluk kan akıtacağız” diyen meczuplar hakkındaki suç duyuruları, takipsizlikle sonuçlanıyor. Vicdan muhakemesine ihtiyaç var. İnsan olmaya davet etmeye ihtiyaç var. Tıpkı Pir Sultan Abdal’ın dediği gibi, “Ben bu dünyaya insan olmaya geldim” demeye ihtiyaç var.

İşini, evladının cenazesini isteyenler açlık grevinde, Adalet Bakanı Reza’yı kurtarma peşinde

Bir babanın evladından daha önemli ne olabilir? Bir baba, Kemal Gün 75 gündür evladının cenazesini almaya çalışıyor Evladının cenazesini alabilmek için açlık grevi yapıyor. Hemen yanı başımızda iki can, Nuriye Gülmen ve Semih Özakca 62 gündür açlık grevinde. İşlerinden, öğrencilerinden oldular. Bu insanlar sadece adalet istiyorlar. Peki bu ülkenin adalet bakanı ne yapıyor? Amerika’da Reza’yı kurtarma operasyonu yürütüyor. Sana sormazlar mı, senin ülkendeki adalet hangi

Artık memleket fıkralarından adalet fıkralarını anlatır hale geldik. Adına FETÖ denen cemaat yapılanması bir sanığı sorguluyor. Sanık beyanını verdikten sonra sanığı tahliye ediyor. Sanığı tahliye eden hakim, bir başka hakim tarafından o sanıktan hem rüşvet aldığı için ama aynı zamanda da cemaatle bağlantılı olduğu için serbest bırakan hakim 3. hakim tarafından tutuklanıyor. Bir süre sonra o hakimi tutuklayan hakim, cemaatle ilişkili olduğu gerekçesiyle 4. Bir hakim tarafından tutuklanıyor. Onun da durumunu, bir sonraki grup toplantımıza kadar belli olur.

Herkes büyükşehir belediye başkanı damadı olamaz ki!

Bir ülke düşünün ki KHK yani padişah fermanlarıyla yönetilsin. Muhaliflerin tasfiye edilmesi, söz söyleme kabiliyeti olan insanlar derdest ediliyor. Adalet mayadır, maya. Yani tuz kokarsa tutacak tutkal görevi görecek hiçbir şey kalmaz. Bir büyükşehir belediye başkanının damadı darbe suçlamasıyla, aynı zamanda sağlık gerekçesiyle serbest bırakılıyor. Allah şifa versin, ne diyelim!

Darbeye karşı çıkan, Başbakanla Meclis Başkanıyla aynı metne imza atan İdris Baluken hastane yatağından alınıp tutuklanıyor. Meclisteki sıvacı, bu suçlamayla tutuklanıyor ama Kavurmacı serbest bırakılıyor. Sen sıvacı olmayacaksın Kavurmacı olacaksın. Bank Asya’ya para yatırmayacaksın, damat olmayacaksın; Büyükşehir Belediye Başkanına damat olacaksın Ama bu milletin hepsi de Büyükşehir Belediye Başkanına damat olamaz ki. Sen bir öğretmensen, emekçiysen maruz kalacağın uygulama bu olacak ama darbenin siyasi ayağı sorgulanmayacak, tek bir işlem yapılmayacak

Rojava tehdit değil fırsattır

Memleket acınacak durumda. Bu tablodan rahatsız olan her kim varsa bu tablonun değişmesi konusunda güç birliği yapalım. Ortak akılda buluşalım. Cumhurbaşkanı ve hükümete de çağrımız var; eğer son 2 yıllık politikada ısrarlıysanız ne kadar kaygılansak yeridir. Ama bu politika böyle sürmez. Çünkü adaletsizlik, hukuksuzluk zulüm almış başını gidiyor. Gelin değişimin çabasını birlikte ortaya koyalım. Dönüştürecek, değiştirecek en önemli adım “bizi bu hale getiren ne” diye sormaktır. En önemli neden de Ankara’nın Rojava politikası, Kürt karşıtlığı politikasıdır. Astana’da çatışmasız bölgeler oluşturulacak diyorsunuz, peki Suriye’nin DAEŞ’ten arındırılmış bölgelerine niye operasyon düzenliyorsunuz, çatışma olmayan yerlere çatışma götürerek neyi hedefliyorsunuz. Rojava bir tehdit değil, PYD tehdit değil tam tersine altın değerinde fırsattır. Türkiye’deki tüm acıların dinmesinin en önemli fırsatlarından biri haline dönüştürülebilir. Rojava, Kürt halkı tehdit değil tıpkı Güney Kürdistan gibi Türkiye’nin partneri olabilir.

Yüreği barış için çarpan herkese kapımız açık

Önümüze yüzde 10 engelini koydular. O yüzde 10 engelini dayanışmayla çabayla nasıl aşıldıysa birlikte yaşamamız önünde adalet önünde özgürlük önünde oluşan bütün engelleri de aşacağız. Bu ülkeye hak ettiği barışı armağan edeceğiz. Lisa kardeşimizin yarasını barışla özgürlükle ve adaletle saracağız.

Bu ülkenin acil gündemi 2019’u tartışmak değildir. 2019’a giden yolda temeli yanlış atılan binanın üzerine koyacağınız her bir tuğla sağlam olmayan yapı üretecektir. Bu anti demokratik paket, meşru olmayan paket bir gömleğin yanlış iliklenmiş ilk düğmesidir. Parlamentoda yanlış iliklemeye devam etmektense dönüp yanlış olanı düzeltmemiz lazım. Bu da ancak içeride ve dışarıda barış mücadelesiyle mümkün olur. Diliniz, kimliğiniz, inancınız ne olursa olsun yüreği barış, özgürlük, adalet için çarpan herkese yüreğimizin kapısı açıktır.