Ana SayfaÇalışma YaşamıNuriye Gülmen’den mektup var: Bizi unutmayın, elbette kazanacağız

Nuriye Gülmen’den mektup var: Bizi unutmayın, elbette kazanacağız

HABER MERKEZİ – Tutuklandıktan sonra eylemlerine cezaevinde devam eden akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın açlık grevi eylemi 79. gününde. Cezaevinden mektup gönderen Gülmen, kendilerine destek verenlere, “Bizi unutmayın, açlığa ses olmayı, ekmek davamızda taraf almayı, anıtımızın önünü çiçeklendirmeyi unutmayın. Sakın ha Yüksel’i sahipsiz bırakmayın. Sizleri çok seviyoruz ve elbette biz kazanacağız” diye seslendi.

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edildikleri işlerine geri dönmek için açlık grevinde olan ve 3 gün önce tutuklanan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça eylemlerini cezaevinde de sürdürüyor.

Gülmen ve Özakça’nın açlık grevi eylemi 79. gününde.

Halkın Hukuk Bürosu, Gülmen’in dün cezaevinde kaleme aldığı mektubu paylaştı. Gülmen, kendilerini destekleyen kamuoyuna hitaben kaleme aldığı mektubunda “Bizi unutmayın, açlığa ses olmayı, ekmek davamızda taraf almayı, anıtımızın önünü çiçeklendirmeyi unutmayın” diye sesleniyor.

Gülmen’in mektubu şöyle:

Sevgili direniş dostları ve canım Türkiye halkları

İki gün önce yeni bir Gezi ve Tekel yaratmaya çalışmakla suçlandık ve örgüt üyeliğinden tutuklandık.

Ellerindeki soruşturma 20 günlük.

“Örgüt seninle irtibata geçti mi?” diye kıymeti kendinden menkul soruların dışında tek sorabilecekleri “sosyal medya hesaplarında suç unsuru olan herhangi bir şey paylaştın mı?”

Yine de tutuklandık. Hayıflanmıyoruz. Biliyoruz; adalet o ‘saraylar’da  emir talimatla çalışan savcıların, hakimlerin, iki dudağı arasında değil. Adalet bizim ellerimizde adalet açlığımızdadır.

Bugün açlığın 78. günü.78 günlük açlığımızla bu kez 4 duvar arasından haykırıyoruz: ‘İşimizi geri istiyoruz’

Yüksel’in ruhunu, sizin gülüşlerinizi, gözyaşlarınızı, elimizi tutan ellerinizi, üstümüze titreyen canınızı, bize sevgiyle bakan gözlerinizi aldık, buraya getirdik. Açlığımıza katık yapıyoruz. Betona renk, duvarlara ses yapıyoruz.

Bizi unutmayın, açlığa ses olmayı, ekmek davamızda taraf almayı, anıtımızın önünü çiçeklendirmeyi unutmayın. Sakın ha Yüksel’i sahipsiz bırakmayın.

Sizleri çok seviyoruz ve elbette biz kazanacağız.