Ana SayfaGüncelAçlık grevinde 108. gün: ‘Keşke gerçek bir bayram kutlayabilseydik’

Açlık grevinde 108. gün: ‘Keşke gerçek bir bayram kutlayabilseydik’

ANKARA – Akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça, işe dönme talebiyle 228 gündür direniyor, 108 gündür de açlık grevindeler. Gülmen ve Özakça’nın durumu hakkında Gazete Karınca’ya bilgi veren Esra Özakça, ‘hükümetin sessizliğinin hayra alamet olmadığına’ dikkat çekti. Gülmen ise Ramazan Bayramı dolayısıyla gönderdiği mektubunda “Bu bayram, kutlayacağımız en güzel bayram olmayacak. En güzelini halkların adalete doyduğu yarınlarda kutlayacağız” dedi.

Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında yayınlanan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile mesleklerinden ihraç edilen akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın işe geri dönme talebiyle başlattıkları açlık grevi eylemi bugün 108’inci gününde.

Gülmen ve Özakça’nın  gözaltına alınmasının ardından açlık grevine başlayan Esra Özakça ve Sultan Özakça’nın açlık grevlerinin ise 33’üncü günü.

Gülmen ve Özakça’nın grevlerine ve hükümetin sessizliğine ilişkin Gazete Karınca’ya değerlendirmelerde bulunan Esra Özakça, ‘Planlanan şeyler var ise bunlar Türkiye’nin kalbinde çok büyük  yaralar açabilir’ uyarısında bulundu.

‘Hükümet tarihi bir hataya düşmemeli’

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevlerinde kritik aşamanın geçildiğini belirten Esra Özakça, hükümetin atması gereken adımın oldukça basit olduğuna dikkat çekerek, Gülmen ve Özakça’nın  işlerine iade edilmeleri halinde grevlerini sonlandıracaklarını hatırlattı.

Semih Özakça ile gerçekleştirdiği son görüşme hakkında da bilgi veren ve moralinin iyi olduğunu belirten Esra Özakça şunları kaydetti:

Nuriye ve Semih’in grevlerinde gelinen aşama son derece kritik bir durum aldı. Artık bir an önce taleplerinin karşılanması ve grevin bir biçimde sona erdirilmesi gerekiyor. Hükümetin sessizliğini hayra alamet olarak görmüyoruz. Nuriye ve Semih üzerinde planlanan başka bir şeyler var ise bunlar Türkiye’nin kalbinde çok büyük ve kapanmayacak yaralar açabilir. Hükümetin böylesi tarihi bir hataya düşmemesi gerekmekte ve düşmek istemeyeceklerini umuyorum.

Nuriye ve Semih’in haksız ve hukuksuz bir biçimde işlerinden atıldığını biliyoruz, bu durumu daha fazla sürdürmenin de bir anlamı bulunmamakta. Yapılacak şey oldukça basit, haksız yere ihraç edilen birçok insana yapılması gereken gibi sadece işlerine iade edilecekler. İşlerine iade edilmeleri halinde de grevi sonlandıracaklarını daha önce zaten ilan etmişlerdi.

‘Sultan Özakça tehlike ile karşı karşıya’

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın gözaltına alınmasının ardından açlık grevine başlayan Özakça’nın annesi Smeih Özakça’nın kaptığı bir virüs nedeni ile tehlikeli bir durum ile karşı karşıya olduğunu ve grev nedeni ile tedavi yapılamadığını da belirten Özakça sözlerini şöyle sürdürdü:

Semih ile geçtiğimiz Pazartesi günü görüştüm ve o zaman destek almak için tutunarak yürüyebiliyordu, ancak şimdi tekerlekli sandalye kullanmaya başlamış durumda. Görüştüğümüzde bana ağzında oluşan yaralardan bahsetmişti, ama gözlerinde yaşanan batma ve kulaklarındaki işitmeme probleminden bahsetmemişti. Tahmin ediyorum ki moralimizin bozulmaması ve üzülmememiz için bizlere bu durumu aktarmamıştı. Vurgulamak isterim ki görüşte morali oldukça iyiydi ve her zamanki gibi gülüyordu.

Sultan anne tehlikeli bir durum ile karşı karşıya. Kadın hastalıkları doktoru tarafından bir bakteri tespit edildi ve tedavi olması gerekiyor. Doktorlar tedavi olmaması durumunda kötü sonuçların ortaya çıkabileceğini belirttiler, ancak açlık grevinde olduğu için tedavi olması mümkün görünmüyor. Daha önce de kanser hastalığı yaşamış ve riskli bir duruma sahip.

Sultan anne ile birlikte bacaklarımızda çok büyük ağrılar hissediyoruz. Bizler açlık grevinin etkilerini biraz erken yaşamaya başladık aslında. Nuriye ve Semih açlık grevinde iken de büyük bir beslenme koşulumuz mevcut değildi ve o dönemde de kilo vermiştik. Şimdi de düzenlenen eylemlere katılıyoruz, çoğu zaman gazlı müdahaleye maruz kalıyoruz ve bu durum bizleri oldukça kötü etkiledi. Aynı zamanda kas ağrılarım artmaya başlarken, diş etlerimde çekilmeler devam ediyor.

Son olarak Ramazan Bayramı’na bir gün kaldığını hatırlatan Esra Özakça, Gülmen ve Özakça’nın herkesin bayramını kutladığını iletti.

Esra Özakça şunları kaydetti:

İnsanlar bayram kutlayacaklar, ama bayramı kutlayamayan aç çocuklar gibi bizler de kutlayamayacağız. Tüm inananların bayramını şimdiden kutluyorum, Nuriye ve Semih de gönderdikleri mesaj ile herkesin bayramını kutluyor. Keşke Nuriye ve Semih’i oradan alsaydık ve gerçek bir bayram kutlayabilseydik.

Gülmen’den bayram mektubu

Nuriye Gülmen ise Ramazan Bayramı nedeni ile kaleme aldığı mektubunda “Açlıkla geçen ilk bayramım olacak” dedi.

Mektubunda, bu bayramın ailesinden ve sevdiklerinden ayrı ilk bayramı olduğunu belirten Gülmen, “Bayramın güzelini halkların adalete doyduğu yarınlarda kutlayacağız” ifadelerini kullandı.

Gülmen 21 Haziran tarihinde kaleme aldığı mektubunda şu satırlara yer verdi:

Bugün 21 Haziran. Açlık grevimizin 105. günündeyiz. Pazar günü, açlığın 109. gününde Ramazan bayramını kutlayacak Müslüman halklar…

Ben de ailemden ve sevdiklerimden ayrı ilk bayramımı idrak edeceğim. Bu, aynı zamanda açlıkla geçen ilk bayramım olacak.

Milyonlarca çocuğun geceleri yatağa aç girdiği, milyonlarca insanın, adalete aç olduğu bir dünyada bizim açlığımız nedir ki? Mesele yemeksiz kalmaksa, karın açlığıysa, çocukların bayramlara aç uyandığı bir dünyada açlığımızın adını ağzıma almayız. Ama bugün açlığımızın ifade ettiği şey, karın açlığından çok daha fazlasıdır. 21. yüzyılda, emperyalizmin bedelini tüm dünya halklarına ödettiği, içinde geçmekte olduğumuz krizinde; adalet, ekmeğe ve onura aç milyonların sesi olma iddiasındadır bizim çekmekte olduğumuz açlık.

Bu bayram, kutlayacağımız en güzel bayram olmayacak. En güzelini halkların adalete doyduğu yarınlarda kutlayacağız. Ama bunu da elimizdekilerle kutlamayı bileceğiz.


Gazete Karınca