Ana SayfaGüncelBaydemir: Damatların sabit ikametgahları var da Selahattin Demirtaş’ın, Ahmet Şık’ın yok mu?

Baydemir: Damatların sabit ikametgahları var da Selahattin Demirtaş’ın, Ahmet Şık’ın yok mu?

HABER MERKEZİ – Partisinin grup toplantısında konuşan HDP Sözcüsü Osman Baydemir, HDP’ye yönelik baskılara dikkat çekerek, “HDP’ye siyaset yasağı getiriliyor” dedi. AKP’li siyasetçilerin damatlarının ‘FETÖ’den tutuklanıp serbest bırakılmalarına da değinen Baydemir, “Damatların sabit ikametgahları vardı da Demirtaş’ın, Ahmek Şık’ın mı yok?” diye sordu.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sözcüsü ve Urfa Milletvekili Osman Baydemir, partisinin haftalık grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

HDP’ye siyaset yapma yasağı getiriliyor

Partisine yönelik operasyonlara ve tutuklu vekillere dikkat çeken Baydemir, “HDP’ye siyaset yapma yasağı getiriliyor. Cumhuriyet tarihinin en büyük siyaset yasağı hayata geçirilmek isteniyor” dedi.

Vekiller hakkında düzenlenen fezlekeleri eleştiren Baydemir, örnekler vererek fezlekelerin talimatlarla hazırlandığını anlattı:

Bir yerden talimat veriliyor, öte yandan Türkiye çapında bütün iller harekete geçiyor. Bu talimatlar verilince Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığı büyük bir telaşa giriyor. Öyle bir endişe ki Demirtaş ve Yüksekdağ hayatı boyunca Kayseri’de herhangi bir konuşma yapmamışlar. Ama nasıl olur, Kayseri Savcılığının da bir fezleke hazırlaması gerekiyor, emir büyük yerden gelmiş. Kayseri seçim büromuza bir saldırı olmuştu. HDP avukatları, önlem almadığı için İl Emniyet Müdürü hakkında suç duyurusunda bulunuyor. Bu suç duyurusu takipsizlik kararı ile kapatılıyor. 15 ay sonra ‘Emniyet Müdürüne haksız ithamda bulundunuz’ diye Yüksekdağ ve Demirtaş hakkında fezleke hazırlanıyor. Bu Kayseri pazarlığı değil, bu müflis tüccar hesabı. Müflis tüccar iflas ettiğinde, eski defterleri karıştırır.

Dersim’de HDP’li vekiller için “terörist” diyen astsubay

Dersim’de bir astsubay’ın ‘teröristsiniz’ yaftalamalarına maruz kalan ve hakkında soruşturma başlatılan HDP’nin Dersim Milletvekili Alican Önlü’nün durumuna da dikkat çeken Baydemir, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:

Dersim Milletvekilimiz bir tane pırpırlı tarafından, kendisini herhalde paşa ya da deli dumrul sanıyor, yolu kesiliyor. Eşiyle birlikte, kimlik kartını gösteriyor. ‘Hayır’ diyor, ‘İneceksin arabadan, senin arabanı arayacağım’. Fütursuzca ahlaksızca hakaretlere maruz kalıyor milletvekilimiz.

Bu Meclis’in haysiyeti 15 Temmuz’da bir saldırıya maruz kaldı. Bir diğer saldırı dokunulmazlıkların kaldırılmasıydı. Bir diğer haysiyet saldırısı, Eş Genel Başkanlarımızın ve milletvekillerimiz gözaltına alınmasıydı. Bu saldırı devam ediyor.

Ama Meclis Başkanı, koltuk öyle şirin gelmiş ki bunları izlemekle yetiniyor. Dersim’de bu uygulamayı gerçekleştiren zat hangi örgütün kriptosudur.

“Demirtaş’ın, Ahmet Şık’ın sabit ikametgâhı yok mu?”

‘Damat tahliyelerine’ de tepkisini dile getiren Baydemir, şunları söyledi:

Hukuk ve adalet toplumun mayasıdır. Son dönem yargıda damatlar içtihadı oluşmaya başladı. Damatlar tutuksuz yargılanıyor. Hukuk fakültesini okuyanlar herhalde damatlar iştiharı diye bir yere not edecektir. Tutuksuz yargılanmak bir hukuk ilkesidir. İki durumla karşı karşıyayız. Ya bir ilkesizlik var şahsa göre uygulanan bir hukuk var ya da bir tehdit ve şantaj var içtihatlarında. Şudur: ‘Ey falan kesler parti içinde biraz sesini çıkarmaya çabalayan bu iş böyle gitmez’ diyenlere bir tehdittir bu gözaltılar ya da sabit ikametgâh gerekçesi bir gerekçe olamaz. Damatların sabit ikametgâhları vardı da her gün evine gittiğimiz Demirtaş’ın yok muydu? Ahmet Şık’ın sabit ikametgâhı mı yok? Ahmet Altan’ın sabit ikametgahı mı yok? Nazlı Ilıcak’ın sabit ikametgahı mı yok?

Kıdem tazminatı ve ihraçlar

Baydemir ayrıca DİSK ve KESK tarafından gündemde olan kıdem tazminatına ilişkin değişikliğe karşı oluşturduğu heyetin de katıldığı grup toplantısında, OHAL döneminde 150 bin emekçinin ihraç edildiğini hatırlatarak, “AKP işçinin ve emekçinin ocağına incir ağacı dikiyor” dedi.

AKP hükümeti tamı tamına 150 bin emekçinin elinden ekmeğini aldı. Tamı tamına 150 bin insanın rızkını elinden aldı. “Git seni açlığa mahkum ediyorum”. Neden ? Nedeni yok. Savunma? Savunma yok. Mahkeme? Mahkeme de yok. Ben yaptım oldu diyor.

Şu ana kadar KESK’e bağlı sendikalardan 3249 üye ihraç edildi. Bunun 330’u, sendika yöneticisi. Amaç ne? Sendikasız bırakmak. Amaç ne? Örgütsüz bırakmak. Örgütsüz bırakıp daha rahat sömürüyü yaymak, ekmeğini çalmak.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça

97 gündür açlık grevinde olan tutuklu eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın durumuna da dikkat çeken Baydemir, “Nuriye, Semih, Veli, Acun her gün eriyorlar. Sadece işlerini, aşlarını, ekmeklerinin yani onurlarının mücadelesini veriyorlar. Bir kez daha direnenlere bir kez daha boyun eğmeyenlere binlerce kez selam olsun” diye konuştu.

“Körfez’deki kriz, ‘Katar sana söylüyorum Erdoğan sen anla’ krizidir”

Körfez ülkeleri arasında devam eden krize de değinen Osman Baydemir, ‘Katar sana söylüyorum, Erdoğan sen anla’ mesajı verildiğini belirterek, Türkiye’nin Lahey’de sanık sandalyesine oturmaması için selefi örgütlerle ilişkilerin kesilmesinin gerektiğini belirtti.

Katar’da yaşanan gelişmeler, bir kere başta söyleyelim, Ha Katar ha Suud, birbirinden farkları yok. Bütün bu olup bitenler açık bir şekilde gösteriyor ki ‘Duvar sana söylüyorum gelinim sen anla; Katar sana söylüyorum Erdoğan sen anla’ krizidir. Eğer bu politika devam ederse, bunun faturası bu ülke için çok ama çok ağır olacaktır.