Ana SayfaGüncelCeylanpınar’da ‘düğüm çözülüyor’ ama kentte HDP ve DBP’liler hala ‘güvenlik’ kıskacında

Ceylanpınar’da ‘düğüm çözülüyor’ ama kentte HDP ve DBP’liler hala ‘güvenlik’ kıskacında

HABER MERKEZİ – Ceylanpınar’da iki polisin şüpheli bir biçimde öldürüldüğü ve “müzakereleri sona erdiren olay” olarak anılan cinayetlerin ardından kentte uygulamaya konulan ‘güvenlik uygulamaları’ Meclis’in gündemine taşındı. HDP Milletvekili Dilek Öcalan, ‘güvenlik uygulamaları’ adı altında yaşanan hak ihlallerini İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya sordu.

20 Temmuz 2015’te Ceylanpınar’da iki polisin şüpheli bir biçimde öldürüldüğü ve “müzakereleri sona erdiren olay” olarak anılan cinayetlerle ilgili olarak evde bulunan şüpheli parmak izlerinden 4’ünün polise ait olduğu ortaya çıkmıştı.

Cinayetlerle ilgili davada 4’ü tutuklu 9 sanık bulunuyor.

Ancak olayın ardından ilçede yürütülen operasyonlar dolayısıyla birçok hak ihlali ve hukuksuzluk söz konusu.

Olayın bu boyutu Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından Meclis’in gündemine taşındı.

HDP’nin Urfa milletvekili Dilek Öcalan, polis cinayetlerinin ardından ilçede yürütülen operasyonlar, hak ihlalleri ve yaşanan hukuksuzluklara ilişkin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafından cevaplandırılması istemiyle bir soru önergesi verdi.

HDP’li vekil, iki polisin öldürülmesi olayının ardından yapılan tutuklamalar ve buna ilişkin davaya dikkat çekti.

Öcalan, ilçede halen yürürlükte olan “güvenlikçi uygulamalar” kapsamında şu ana kadar neredeyse HDP ve Demokratik Bölgeler Partisi’nin (DBP) tüm eski ve yeni çalışanlarının tutuklandığını, ilçe binasında yapılan baskınla ciddi tahribata neden olunduğunu hatırlattı.

‘Güvenlik önlemleri’ olarak ifade edilen uygulamaların ilçede yaşayan Kürtlere ve özelde de HDP ve DBP’nin üye ve yöneticilerine yönelik devam ettiğine vurgu yapan Öcalan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun şu soruları yanıtlamasını istedi:

  • Türkiye siyasi tarihi açısından son derece önemli olan Ceylanpınar olayının adli bir dava olma ötesinde siyasi açıdan aydınlatılması gerekliliği göz önünde bulundurulduğunda bu konuda yaptığınız çalışmalar nelerdir?
  • Ceylanpınar olayına ilişkin şüpheli oldukları iddia edilen kolluk güçleri hakkında bir soruşturma başlatılmış mıdır? Başlatılmışsa soruşturma ne aşamadadır?
  • Özellikle Kürtlerin yaşadığı mahallelerin abluka altında tutulduğu iddiası doğru mudur?
  • Basına ve meclis gündemine yansımış olan HDP ilçe binasının polis baskını sırasında tahrip edilmesine ilişkin geçen süre zarfında herhangi bir işlem yapılmış mıdır?
  • HDP ve DBP yöneticilerinin zırhlı araçlarla yakın takip altında olmasının gerekçesi nedir?
  • HDP ve DBP yöneticilerinin faaliyetlerinin ve halkın siyasi katılımının kolluk güçlerince engellenmeye çalışılması iddiası Türkiye’nin gerek ulusal gerekse de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Medeni ve Siyasal Haklar Sözleşmesi gibi uluslararası hukuka dair sorumluluklarına aykırı değil midir?

Ne olmuştu?

Urfa’da, 20 Temmuz 2015 tarihindeki Suruç Katliamı’ndan sonra 22 Temmuz tarihinde polis memurları Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar evlerinde ölü bulunmuştu.

Yumuşak ve Acar’ın kafalarına sıkılan kurşunla öldürüldüğü tespit edilmişti. Cinayetin susturucu silahla gerçekleştirildiği belirlenmişti.

Bu olaydan sonra siyasi iktidar çözüm sürecini bitirmiş, ardından Kürt illerinde kapsamlı operasyonlar başlatılmıştı.

Kürt illerinde başlatılan sokağa çıkma yasakları ve operasyonlarla gündemden düşen cinayetler hala gizemini korurken, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından cinayetler bu kez Gülen Cemaati ilişkisi ile gündeme gelmişti.

Darbe girişimi sonrası ise sanıklar hakkında tutuklama kararı veren Hâkim Nurettin Bulut, darbe soruşturması kapsamında tutuklanmıştı.

Ayrıca cinayetleri araştırma önergesinin gündeme alınması önerisi Meclis’te kabul edilmemiş, HDP’nin önerisi, AKP ve MHP tarafından reddedilmişti.

Son olarak cinayetlerle ilgili olarak evde bulunan şüpheli parmak izleri sanıklarınkiyle eşleşmemişti. Polislerin öldürüldüğü evdeki kime ait olduğu bilinmeyen 10 parmak izinden dördünün ise polis memuru B.KÇ’ye ait olduğu ortaya çıkmıştı.

Ancak B.K., verdiği ifadede “evde hiç bulunmadığını” ileri sürmüştü.

Cinayetler ilgili bir sonraki duruşma  Temmuz’da görülecek.




Önceki Haber
Netanyahu'nun 'fantezi'si: 5 milyon Filistinli mülteciye yardım eden UNRWA dağıtılsın
Sonraki Haber
Gazeteci Cemil Uğur'a 1 yıl 3 ay hapis cezası