Ana SayfaÖzelHDP’li Doğan: Alevilerin laikliğe bakışı ile AKP’nin bakışı arasında dağlar kadar fark var

HDP’li Doğan: Alevilerin laikliğe bakışı ile AKP’nin bakışı arasında dağlar kadar fark var

ANKARA – HDP Milletvekili Müslüm Doğan, Osman Baydemir hakkında Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi başkanlığı yaptığı dönemde Pir Sultan Abdal Derneği’ne Cemevi olarak bina tahsis etmesi nedeni ile fezleke hazırlanmasını Gazete Karınca’ya değerlendirdi. Fezleke hazırlanmasındaki esas amacın Alevilerin iç hukukunun tanınmasına karşı çıkılması olduğunu belirten Doğan, durumun AKP’nin Alevilere bakışını ortaya koyduğunu belirtti.


Haber: Altan Sancar


Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Urfa Milletvekili Osman Baydemir hakkında Pir Sultan Abdal Derneği’ne Cemevi olarak bina tahsis edilmesine ilişkin dernek ile büyükşehir belediyesi arasında imzalanan protokolün ‘Taraflar arasında çıkacak uyuşmazlıkların çözümünden Alevilik inancı gereği önce Cem’e gidilecektir’ maddesi nedeniyle “laik devlet anlayışıyla bağdaşmadığı” gerekçesi sunularak fezleke hazırlanmıştı.

Baydemir hakkında hazırlanan fezlekeyi değerlendiren HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, AKP’nin laikliğe bakışının ‘siyasal İslam’ın egemen kılınmasına yönelik olduğunu’ söyledi.

Alevilerin laikliğe bakışı ile AKP’nin laikliğe bakışı arasında büyük farklar olduğuna dikkat çeken Doğan, AKP’nin konuyu laiklik üzerinden değerlendirmeye hakkının olmadığını belirtti.

“Mesele AKP’nin Alevilere ve laikliğe bakışı ile ilgilidir”

AKP’nin ‘Asimilasyonu nasıl güçlendirebilirim’ çabasında olduğunu belirten Doğan, şunları kaydetti:

Konunun laiklik ile bir alakası bulunmamakta aslında, özgür ve demokratik bir ülkede laiklik konusu bu kadar basit biçimde ele alınamaz. Bu tamamen konuyu çarpıtmaya yönelik bir çabadır. 2012’de gerçekleştirilen işlemle ilgili 2016 yılında bir mülkiye müfettişi tarafından gerçekleştirilen incelme de oldukça sakat bir inceleme. Tüm bu işlemler, 388 Sayılı Kararnamenin gereği olarak gerçekleştirilmiş durumda.

Meselenin esası ise, Alevilerin iç hukukunun belediye tarafından tescil edilmesi iktidar tarafından kabul edilmez olarak algılanıyor. Hükümet burada ‘Alevilerin iç hukuku yoktur ve siz bunları kabul edemezsiniz’ demek istiyor. Bu yaklaşım da bizler tarafından kabul edilebilir bir tutum değildir. Belediye ile Cemevi arasında gerçekleştirilen sözleşmede, herhangi bir anlaşmazlık durumunda konunun Cem’e taşınacağı çözülmemesi halinde belediyenin dahil olacağı belirtiliyor.

Aleviler’de bir iç hukuk yani bir Dar-ı Mansur vardır. Yani Aleviler, kendi toplumsal sorunları çözüme ulaştırmak amacı ile bir araya gelerek, bir dede, mürşit ya da pir tarafından yönetilen Cem’de bir araya gelirler ve konuyu tartışırlar. Hükümetin tavrı, bu iç yaşam hukukunun tanınmasına karşı getirilen bir karşı duruştur. Ortaya çıkan  durum, AKP’nin Alevilere bakışını da net biçimde ortaya koymaktadır.

Alevilerin laikliğe bakışı ile AKP’nin laikliğe bakışı arasında da dağlar kadar farklılık bulunmakta. Partimizin bakışı gereği de bizler inançlara özgünlüğü ile yaklaşmayı, tanımayı ve doğallığını korumayı esas alıyoruz. Amaç gerçekten demokratik ve laik bir ülke yaratmak ise ki AKP bu amaçtan tamamen uzak, Alevilerin hukukuna ve inancına yönelik bir tescil çabasını suça dönüştüremezsiniz. Meselenin özü, AKP’nin Alevilere ve laikliğe bakışı ile ilgilidir. AKP’nin laikliğe bakışı, siyasal İslam’ın egemen kılınmasına yönelik çabaları içermektedir. AKP, İslami kurumları nasıl yaygınlaştırabilirim veya asimilasyonu nasıl güçlendirebilirim?’ sorularını esas almaktadır. Bu nedenle de konuyu laiklik üzerinden değerlendirme hakları da bulunmamaktadır.

“Alevileri sindirmeye çalışıyorlar”

Ankara Emniyeti’nden son dönemde Alevi kurumlarına yönelik olarak IŞİD’in saldırı hazırlığında olduğuna dair kamuoyuna yansıyan bilgileri de değerlendiren Müslüm Doğan, Alevi kurumlarının kararlılıklarını koruduğunu belirtti:

Alevi kurumlarına yönelik saldırı uyarıları da acizlik ve yetmezliğin dışa vurumudur. Bir valinin çıkıp da ‘Alevi kurumları hedef seçilmiştir’ açıklaması yapması anlaşılabilir değildir. En ufak demokratik hakkını korumak veya dile getirmek için sokağa çıkanları en sert biçimde bastırırken bu açıklamayı yapmak anlamsızlıktır. Manisa’da ifadeleri alınmadan 20 aydır tutuklu olan il yöneticilerimiz varken, IŞİD’in saldırı yapacağı uyarıları inandırıcı değildir. Alevilerin çok önemli bir dinamik olmasından kaynaklı olarak, Alevileri sindirmeye ve sokağa çıkmasını engellemeye çalışıyorlar. Çünkü Alevilerin siyasal İslam’ın kurumsallaşması önünde en büyük engel olduğunu biliyorlar. Ancak Alevi kurumları kararlılıklarını korumaktadır ve iç yapıları ile demokratik yapılarını güçlendirerek demokratik cephe ile buluşma çabaları devam etmektedir. Bilinmelidir ki bu amacı güdenler başarılı olamayacaktır.