Ana SayfaGüncelNATO’da tasfiye edilen askerler: ‘TSK bölünmüş durumda, Erdoğan ve Perinçek yanlıları var’

NATO’da tasfiye edilen askerler: ‘TSK bölünmüş durumda, Erdoğan ve Perinçek yanlıları var’

HABER MERKEZİ – NATO’da tasfiye edilen askerler ortaya çıktı. “Vocal Europa”a konuşan üst düzey isimlerden beş tanesi, kendileriyle yapılan söyleşide “Batılı bir geçmişe sahip kapsamlı eğitime sahip olmaları” ve “Erdoğan yanlısı olmadıkları için” tasfiye edildiklerini söylerken, darbe girişiminden haberleri olmadığını savundu. TSK içindeki bölünmeye dikkat çeken askerler, orduda “Erdoğan-Perinçek saflaşması” olduğunu da iddia ederken, 15 Temmuz’un ardından ‘güçlü ordumuz var’ imajı için Suriye’ye girildiğini ancak sonucun ‘kargaşa’ olduğunu savundu. Askerler ayrıca Diyarbakır ve Şırnak’taki operasyonların emrini “Erdoğan yanlısı generallerin verdiğini” de iddia etti.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından tasfiye edilen ve iltica eden NATO’da görevli Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensuplarından 5’i ‘Vocal Europa‘ adlı yayın organına konuştu.

Odatv’den Şıvan Okçuoğlu’nun çevirerek aktardığı habere göre, darbe girişiminin ardından NATO ve SHAPE karargahında görev almış olan bu 5 asker, tasfiye edildikten sonra Türkiye’ye dönmek yerine bulundukları ülkeye iltica eden üst düzey isimler.

‘Vocal Europa’a çarpıcı açıklamalarda bulunan askerlerin isimleri söyleşide yer almıyor.

Ordudan tasfiyeler ve darbe girişimi

Askerler tasfiyelerinin ve bugün hedef olmalarının ‘Batılı bir geçmişe sahip kapsamlı eğitime sahip olmaları’ ve ‘Erdoğan zihniyetine karşı çıkmış olmaları’ ile ilgili olduğu görüşünde. Bir askere göre ise “Liberal iseniz, Batılı tarzda düşünüyorsanız veya Başkan Erdoğan’ı desteklemiyorsanız, kesinlikle listesiniz. Kaçış yok.”

Öyle ki askerler verdikleri söyleşide darbe girişiminden haberleri olmadığını savunarak bunun altını çiziyor:

Darbe kalkışması olacağına dair hiçbir duyum almadık ve NATO çevresinde, NATO karargahında çalışan Türk yetkililer arasında tartışıldığına tanık olmadık. Dürüst olmak gerekirse, darbe hepimizde şok etkisi yarattı, bunun olacağını beklemiyorduk.

Bir asker ise “Darbe yapılacağından bizim haberimiz yoktu fakat Erdoğan’ın yakın çevresinin vardı” diyor.

“Türk ordusu parçaları koparılmış bir vücut gibi”

Söyleşide askerlerin vurgu yaptığı bir diğer konu da TSK’nin ‘zayıfladığı’ iddiası.

Vocal Europa’un “Darbe kalkışmasının Türk ordusu üzerindeki etkisini nasıl görüyorsunuz?” sorusuna askerlerin verdiği yanıt tasfiyelerin TSK’yi yıprattığı yönünde.

Askerler ayrıca “Türk ordusu, darbe kalkışmasının ardından ortaya çıkan değişiklikler nedeniyle büyük bir risk altında” diyor.

Türk Ordusu şimdi bazı parçaları koparılmış ve bazı parçaları kıyılmış bir vücut gibi — geriye kalanın bir canlı cisim olduğu düşünülebilir ancak hayır, canlı değil ve sadece yürüyen ölü bir adam gibi. Bu tasfiyelerin ardından Türk ordusunda “silah arkadaşlığı” diye bir şey kalmadı.

“‘Güçlü ordumuz var’ imajı için Suriye’ye girildi, sonuç kargaşa”

Ayrıca askerlere göre hükümet, “15 Temmuz’dan birkaç hafta sonra, ‘güçlü ordumuz var’ imajı yaratmak ve bu algıyı sürdürmek için Suriye’ye girdi”. Sonuca ise şu sözlerle dikkat çekiyorlar:

Sonuç, sadece arkadaşlarımızın ölümü ve askeri teçhizatın kaybına yol açtı. Hatta Fırat Kalkanı Operasyonu, Erdoğan yanlısı medya tarafından büyük bir başarı gibi gösterildi, Operasyonu stratejik şartlar ve operasyonel planlamadan habersiz Erdoğancı generaller komuta ettiler; sonuçta ortaya çıkan yegane şey kargaşa oldu. Üzücü olan, bu temizlik operasyonunun Türk ordusuna uzun vadeli etkilerinin olacağı gerçeğidir, insan kaynaklarında oluşan açığın kısa vadede giderilmesi mümkün değil. Bir NATO ordusunda komuta zincirinde gerekli tecrübeye sahip olmayan kişilerin emir beklediklerini hayal edebiliyor musunuz?

“Diyarbakır ve Şırnak’taki operasyonların emrini Erdoğan yanlısı generaller vermişti”

Askerlerden birinin Kürt kentlerindeki operasyon ve çatışmalara dair söyledikleri ise söyleşideki bir başka çarpıcı nokta.

Bu askerin iddiasına göre Diyarbakır ve Şırnak’taki operasyonların emrini “Erdoğan yanlısı generaller” vermiş:

Kürt barış sürecinin başarısızlığı ve özellikle de sonrasında meydana gelen gelişmelere bağlı olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı kamuoyu ve silahlı kuvvetler arasında büyük bir kızgınlığın olduğu da söylenmelidir.

Hükümetin Kürt meselesini ele alma hataları nedeniyle birçok kişi öldü. Tasfiye edilen generaller ve memurlar, liberal bir görüşe sahip, uzun zamandır çözümsüz kalmış Kürt sorununu çözmek için askeri güç kullanmak yerine demokratik çözüm yollarına inanıyorlardı.

Ben şahsen, Ordu Komutanlığına sivil kayıplar sebebiyle Diyarbakır’daki Sur’u bombalamayı durdurmak için yalvaran, şu anda ise hapishane ve işkence altında bulunan üst düzey subaylardan birini hatırlıyorum. Ne yazık ki Erdoğan yanlısı generaller Diyarbakır ve Şırnak’taki operasyonların emrini vermişlerdi.

Bize göre, politikacılar muazzam büyüklükte bir hata yapmışlardı ve ağır bedelini yaşanan can kayıplarıyla bütün ulus ödüyordu. Yine de, o zamanlarda Başbakan olan Erdoğan’ın sert uygulamaları nedeniyle hayal kırıklığına uğradığımızda dahi aramızda hükümete darbe yapmayı düşünmedik. Darbe asla bir seçenek olmadı!

TSK içindeki Gülencilerin sayısı

Öte yandan TSK içerisindeki ‘Gülencilerin sayısı’ konusunun da sorulduğu askerlerden birinin soruya yanıtı şöyle:

Silahlı Kuvvetlerdeki herhangi bir kısmın takipçilerinin sayılarını kimse söyleyemez. Bunun gibi bir sınıflandırma yok. Özellikle, Gülen’in Silahlı Kuvvetlerdeki takipçileri varsa, bence Başkan Erdoğan’ın 2007’de bu sürece müdahale etmesi nedeniyle daha düşük sıralamalara gireceklerdi. Bu bakımdan Türk kıdemlileri arasında Gülencilerin bulunduğunu sanmıyorum. Memurlar veya generaller.

Orduda ‘Erdoğan-Perinçek saflaşması var’ iddiası

Halihazırda “Türk silahlı kuvvetlerinin Erdoğan ve Rus yanlıları arasında bölünmüş olduğunu” iddia eden askerlerden biri “Rusya’nın Türkiye üzerinden NATO’nun kararları üzerinde etki sahibi olduğunu” öne sürerken, ‘Erdoğan-Perinçek’ saflaşmasına dikkat çekerek bir örnek üzerinden şu soruyu soruyor:

NATO’nun Suriye’de aşırılık yanlılarına karşı bir operasyon düzenleyeceğini ve Türkiye’nin harekatın bir parçası olduğunu düşünün. Taraflardan biri, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden Selefistler, NATO’nun Suriye’deki IŞİD aleyhindeki operasyonlarını zayıflatabilirken, öte yandan, NATO’nun herhangi bir operasyonunda NATO’nun operasyonundan memnun kalmayacak olan, Türk askeri gücünde bulunan Doğu Perinçek’in etkisi altındaki Rus yanlısı subayları bulunduruyorlar. Rusya’nın yoğun bulunduğu Suriye. NATO Türkiye ile istihbarat paylaştığında bu insanlar nasıl tepki verecek?

Ve “Daha da önemlisi” diyen asker, şöyle devam ediyor:

Silahlı kuvvetlerde hala kilit görevler var ve Erdoğan, bu görevlerin destekçileri tarafından işgal edilmesini, özellikle üst düzey görevlilerin pozisyonlarını istiyor; Perinçek ordudaki Rus yanlısı ağları için bu garnizonları istiyor. Bazıları zaten iki grubun er ya da geç çatıştığını iddia ediyor; çünkü bunlardan biri bütün gücü savunacak. Ancak şu ana kadar çok iyi koordine ediliyorlardı.

Bir şey açık: ordu, oportünist olan Başkan Erdoğan’ın tam kontrolü altındadır. Bir gün Rusları, Rusya’yı tercih edebilir, başka birgün Trump ile el sıkıştığını veya İran’ı tercih ettiğini görebilirsiniz.

“YPG, Türkiye’nin Kürt meselesinin de bir parçası”

ABD’nin IŞİD’le mücadele eden YPG’ye silah temininin ve bunun Türkiye-NATO ilişkilerini nasıl etkileyeceğinin sorulduğu bir askerin yanıtı da şöyle:

YPG, Türkiye’nin Kürt meselesinin de bir parçası. Bildiğimiz — ve şu anda tutuklanmış ya da işten çıkarılan — tasfiye edilmiş generaller ve subayların birçoğu çok liberal fikirlere sahipler; Kürt meselesinin uygulanabilir bir çözümü için yeni adımlar atma yaklaşımını destekliyorlardı. Erdoğan yanlısı generallerin Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu bölgesindeki masum insanları, kadınları ve çocukları hedef alan operasyonlar yürütmesini durdurmaya çalıştılar. Birçok alanı, köyü ve şehri topçu silahlarıyla yok ettiğini görünce… bu sadece acı verici bir şeydi. Sakinleri Kürt olduğu için bütün bu yerler harap oldu. Kalan generaller ve en üst düzey subaylar, Kürt meselesiyle ilgili olarak zorlayıcılar. Bu nedenle Başkan Erdoğan, sadece Kürt meselesini barışçıl yollardan çözmek isteyen subayları değil, aynı zamanda Kürt meselesini demokratik bir şekilde çözme fikrini de tasfiye etti.


Bu haber Odatv’nin Vocale Europa’dan tercüme ettiği haberden kısaltılarak derlenmiştir.

PAYLAŞ:    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!       Yazdır
Önceki Haber
Cinsiyet rolü normlarını reddeden 11 kadın
Sonraki Haber
Ortadoğu'da bilenen mezhep neşteri ve Katar yollarına düşen Türkiye