Ana SayfaGüncelSilahlanma artıyor, resmi ve sivil güçlerin sayısı da: ’Türkiye iç-dış savaşa mı hazırlanıyor?’

Silahlanma artıyor, resmi ve sivil güçlerin sayısı da: ’Türkiye iç-dış savaşa mı hazırlanıyor?’

HABER MERKEZİ – Artı Gerçek yazarı Koray Düzgören, büyük bir hızla artan silahlanmaya, resmi ve özel güçlerdeki sayısal artışa ve TSK’nin son Afrin saldırısına dikkat çektiği yazısında Türkiye’nin bir ‘iç ve dış savaş’ hazırlığı içerisinde olabileceğine söylüyor.

 

Sayıları yüzbinlerle ifade edilen resmi güvenlik güçlerinin ötesinde çeşitli sivil milis örgütlenmelerine gitmek sportif amaçlarla yapılmaz. Gerektiğinde bir iç savaşı göze alabilen bir siyaset, böylesine illegal örgütlenmelere başvurabilir.

Bu sözler, Artı Gerçek yazarı Koray Düzgören’in son yazısından.

Koray Düzgören

Düzgören, “Erdoğan bir iç-dış savaşa mı hazırlanıyor?” başlıklı yazısında TürKiye’nin içeride ‘zaten bir savaşın içinde olduğunu’ söylüyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Demokratik Birlik Partisi (PYD) denetimindeki Afrin’e yönelik son saldırısına dikkat çekerek Türkiye’nin Kuzey Suriye’de Kürtlerin hakim olduğu bölgelere karadan girmeye hazırlandığı haberlerine de değinen Düzgören, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kuzey Suriye’de bir Kürt devletine asla izin vermeyeceğiz” sözlerine de vurgu yaparak “Savaş kapıda” diyor.

Halihazırda içeride bir savaşın sürdüğünü yineleyen Artı Gerçek yazarı, “Peki, içerde savaş zaten varken iç savaş tehlikesi de ne oluyor? Daha tehlikesi mi kalmış bu işin?” sorusuna ise büyük bir hızla artan silahlanmaya dikkat çekerek rakamlarla yanıt veriyor:

Türkiye’de her 4 kişiden 1’i ateşli silah sahibi.

Ülkede bulunan 20 milyon ateşli silahtan, Emniyet verilerine göre, yalnızca 688 bini ruhsatlı.

2006-2015 arasında Adli Tıp Kurumu tarafından ‘ateşli silah yaralanması’ nedeniyle gerçekleştirilen Adli Muayene sayısı 67 bin 960.

Yılda 6 bin 796 kişi ateşli silah nedeniyle yaralanıyor. Bir başka deyişle günde 18 kişi, ateşli silahla saldırıya uğruyor.

Bu nedenle her 6 saatte bir kişi yaşamını yitiriyor.

MKEK’den alınan bilgiye göre, Türkiye’de her yıl ortalama 17 bin ile 20 bin adet arasında tabanca satılıyor..

Kurum geçen yıl 19 bin 575 adet tabanca ve yaklaşık 40 milyon mermi (fişek) sattığını açıkladı.

Geçmişle karşılaştırıldığında bütün bu rakamların AKP iktidarı döneminde ikiye katlandığı görülüyor.

Tabii  sorun sadece silahlanmanın başdöndürücü ve AKP iktidarının da çeşitli nedenle teşviki sonucunda sorumsuzca artmasından ibaret değil.

Bizzat iktidar ve özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin güvenlik güçlerinin hızla büyümesine ve giderek daha fazla ateş gücüne sahip olmasına rağmen bunlarla yetinmiyor. Kendisini korumak amacıyla devlet içindeki gayrinizamı güçleri yeniden örgütlüyor ve devlet yapısı dışında da milis güçleri oluşturuyor, bunları da silahlandırıyor.

Gazetelerde, haber sitelerinde çıkan haber ve yorumların taranması ile elde edilen açık istihbarata bakılırsa, Erdoğan adeta bir iç savaşa hazırlanıyor.

Erdoğan’ın ‘devletin resmi kolluk kuvvetlerine güvenmediğini’ söyleyen Düzgören, açık kaynaklardan derlediği bilgilerde resmi polis ve asker gücünün AKP dönemindeki artışına ve sivil silahlı güçlere tanınan inisiyatif ile bu güçlerdeki artışa vurgu yapıyor.

Yazıda aktarılan bazı bilgi ve rakamlar özetle şu şekilde:

Resmi güçler

AKP iktidara geldiğinde 170 bin civarında polis görev yapıyordu. Bu sayı binlerce polisin ‘FETÖ’cü olduğu iddiasıyla görevden atılmasına rağmen şu anda yaklaşık 250 bin civarında. Şimdi tamamen İçişleri Bakanlığı’na bağlanan Jandarma güçleri de neredeyse aynı sayıda.

Polis Özel Harekât (PÖH) sayısı, yılsonuna kadar 20 bine çıkacak, silah desteği artırılacak.

Jandarma Özel Harekat (JÖH) sayısı da yıl sonuna kadar 20 bine yükselmiş olacak.

Özel-sivil güvenlik güçleri

SADAT adlı özel güvenlik şirketinin Erdoğan’ın özel güvenlik gücü olarak örgütlendiğine ilişkin birçok tekzip edilmeyen haber var. Bu gücün başındaki emekli general, Cumhurbaşkanına başdanışman olarak atanmış bulunuyor. Bu çok karmaşık bir örgütlenme. Erdoğan’ın, polis ve silahlı kuvvetleri bu kuruluş eliyle yeniden dizayn edeceği konuşuluyor.

Unutulmaması gereken Osmanlı Ocakları örgütlenmesi var. Osmanlı Ocakları, tamamen AKP’nin silahlanmış milis güçleri olarak değerlendiriliyor. Gezi eylemleri sonrasında, herhangi bir sivil eyleme karşı müdahale amacı ile kurulduğu söyleniyor.

15 Temmuz Darbe Girişimi sonrası görüntülerine bakıldığında da sokağa çıkan bu militanların çoğunun silahlı oldukları tahmin ediliyor.

Ayrıca bu silahlı örgütlenmelerle işbirliği yapan birkaç mafya grubunun olduğuna dair iddialar, hatta belirtiler de var.

Bir başka iddia eski MHP milletvekili Sinan Oğan tarafından referendum öncesinde dile getirildi. Oğan, AKP’nin ‘Halk Özel Harekât’ (HÖH) gibi bir paramiliter yapılanma çalışması içinde bulunduğunu iddia etti.

  MHP'li Oğan: 15 Temmuz'dan beri esnafa silahlı eğitim veriliyor

Son olarak yönetmelikte yapılan bir değişiklikle özel güvenlik personeline uzun namlulu silah izni verildiğini öğrendik.

Demek ki sayıları neredeyse 100 bini bulan bu özel güvenlikçilerden de gerektiğinde yararlanılacak.

  Özel güvenliklere uzun namlulu silah taşıma yetkisi

Düzgören, aktardığı bu bilgilerin ardından ise “Sayıları yüzbinlerle ifade edilen resmi güçlerin ötesinde böylesine bir sivil milis örgütlenmesine gitmek sportif amaçlarla yapılmaz. Ancak gerektiğinde bir iç savaşı göze alabilen bir siyaset, böylesine illegal örgütlenmelere başvurabilir” diyor.

“Erdoğan bir iç ve dış savaşa mı hazırlanıyor?” diye soran yazar şöyle devam ediyor: “Ortadoğu’nun, Suriye’nin durumu ortadayken böyle bir adım atabilir mi? Atarsa ne olur? Düşünmek bile istemiyor insan…”


Koray Düzgören’in yazısının tamamına BURADAN bakabilirsiniz.