Ana SayfaÇalışma Yaşamı‘Yeryüzü Sofrası’ Gülmen ve Özakça için kuruldu: ‘Bu bir vicdan sofrasıdır’

‘Yeryüzü Sofrası’ Gülmen ve Özakça için kuruldu: ‘Bu bir vicdan sofrasıdır’

HABER MERKEZİ – KHK ile ihraç edildikleri işlerine geri dönmek için açlık grevine başlayan ve tutuklandıktan sonra eylemlerini cezaevinde sürdüren Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevinin 90. gününde çağrısını yaptıkları ‘Yeryüzü Sofrası’  Konur Sokak’ta kuruldu.

Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile ihraç edildikleri işlerine geri dönmek için açlık grevine başlayan ve tutuklandıktan sonra eylemlerini cezaevinde sürdüren Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın açlık grevi eylemi 90. gününde.

Gülmen ve Özakça’nın çağrısını yaptıkları ‘Yeryüzü Sofrası’  Konur Sokak’ta kuruldu.

İftar saatinde Yeryüzü Sofrası’nda buluşanlar Gülmen ve Özakça’ya destek mesajları verdi.

Yeryüzü Sofrası öncesi Yüksel Caddesi’nde yapılmak istenilen ancak polisin müdahalesinde yaralanan eğitimci Acun Karadağ da hastanede ayakta gördüğü tedavinin ardından etkinliğe katıldı.

Karadağ, ‘Bizim açlığımız adalet açlığıdır’ dedi. Polis müdahalesine tepki gösteren Karadağ, ‘Sizler ne zamandan beri Saray’a kulluk ediyorsunuz?’ diye sordu.

Karadağ sözlerini şöyle sürdürdü:

Geçtiğimiz günlerde durumlarına acıdığım polislerden biri gözümün içine portakal gazı sıktı ve gözümü açamadım. Bizlerin vicdanının alamayacağı işler yapıyorlar. Hz. Ali bir sözünde ‘Sen ne zamandan beri Allah’a kulluk etmeyi bıraktın da emire kulluk etmeye başladın’ der. Ben de buradan polislere diyorum ki ‘Siz ne zamandan beri Allah’a kulluk etmeyi bıraktınız da Saray’a kulluk etmeye başladınız?’. Biz burada işimizi istemekten başka hiçbir talepte bulunmadık. Bu sofra bir vicdan sofrasıdır, bu sofra Nuriye ile Semih’in açlığının sofrasıdır. Oruç olanlara Allah kabul etsin diyorum, olmayanlara da karnınızı doyurun diyorum. Çünkü direnmek için güce ihtiyacımız var. Bizim açlığımız mide açlığı değildir, bizim açlığımız adalet açlığıdır.

Eşi Semih Özakça’ya destek vermek için kendisi de açlık grevinde olan Esra Özakça ise şunları söyledi:

Nuriye ve Semih, açlıklarının 90. gününde bir sofra kurmamızı istemişti. Her ikisi de ‘Bizler adalete açız, ama insanlarımız oruç ve bu sofrada iftarlarını açsınlar’ dedi. Bugün burada birçok insan dost sofrasına diz çöktü ve bu bizleri oldukça mutlu etti. Burada olanlar Semih ve Nuriye’ye anlatılacak ve onlarda bu dost sofrasından mutluluk duyacaklar.

Bugün tutukluluklara itiraz reddedildi ve biz zaten başka da bir sonuç beklemiyorduk. Bizim üst mahkemelere gitmemizi engellemek için ise kararın çıkmasını geciktirdiler. Zaten yaşanan bir talimat tutuklamasıydı. Şunu hatırlamamız gerekiyor ki Nuriye ve Semih işlerine iade edildiklerinde grev sona erecek.

Sağlık durumlarına ilişkin de değerlendirmede bulunan Özakça, şunları kaydetti:

Açlık grevinde iken sürekli hareket halinde olmamız ve polis saldırısına maruz kalmamız nedeni ile yıpranmaya başladık. Benim sağ ayağımda refleks eksikliği başladı, bu durumun polis saldırısı nedeni ile mi yoksa grev nedeni ile mi olduğunu bilmiyoruz. Annem ise sürekli olarak bir baş ve çene ağrısı yaşamaya başladı. Yine benim bağırsaklarım ile ilgili bir problem var ve sürekli ishal olmamdan kaynaklı ciddi sorunlar yaşıyorum. Yediğimiz gazlar nedeni ile pek fazla sıvı alamıyoruz, çünkü sıvı aldıkça midemizdeki yanma ortaya çıkıyor.

Bizler bu hukuksuz durumun ve saldırıların sona ermesi için mücadelemizi sürdüreceğiz ve kazanacağımıza da inanıyoruz.