Ana SayfaGüncelAlmanya’yı ‘kınayan’ Erdoğan: Bizim yargımız daha bağımsız

Almanya’yı ‘kınayan’ Erdoğan: Bizim yargımız daha bağımsız

HABER MERKEZİ – Başbakan Binali Yıldırım’ın “Daha sakin hareket edelim, aramızdaki meseleleri konuşarak çözebileceğimize inanıyoruz” açıklamasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan Almanya’ya sert tepki gösterdi. Erdoğan’ın, hak savunucularının tutuklanmasının ardından Almanya’dan gelen “Türkiye’nin hukuk devleti olmadığı” yönündeki açıklamalara yanıtı “Bizim yargımız daha bağımsız” oldu. Erdoğan ayrıca bir dizi ‘önlemler’ alan ve yaptırım sinyali veren Almanya’nın kendisine ‘çekidüzen vermesini’ de istedi.

Büyükada’da gözaltına alındıktan sonra tutuklanan altı hak savunucusu arasında yer alan Almanyalı insan hakları aktivisti Peter Steudtner’in tutuklanmasının ardından Almanya ile Türkiye arasında baş gösteren yeni kriz sürerken, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan Almanya’yı ‘kınadı’.

Çırağan Sarayı’nda İkitelli İstanbul Şehir Hastanesi kredi anlaşması imza töreninde konuşan Erdoğan, “Türkiye’deki mevcut siyasi iklim nedeniyle Alman şirketlerin Türkiye’de yatırım yapmalarının çok zor olduğunu” söyleyen Almanya Ekonomi Bakanı Brigitte Zypries’e yanıt verdi.

‘Birtakım çevrelerin ısrarla Türkiye’yi siyasi ve ekonomik cendereye almaya çalıştığını’ söyleyen Erdoğan, Almanya Ekonomi Bakanı’nın açıklamalarının ‘hiçbir mesnede dayanmadığını’ ifade etti.

Erdoğan, “Tamamen dolaylı mesajlarla ülkemize yatırım yapan şirketleri ürkütmeyi, tedirgin etmeyi amaçlayan beyanlarını buradan şiddetle kınıyorum ve bu asla siyasete, siyasette temsil makamında olanlara yakışmaz” diye konuştu.

Erdoğan konuyla ilgili açıklamasını şöyle sürdürdü:

Ben, Milli İstihbarat Teşkilatımı, İçişleri Bakanımı aradım ve kendilerine sordum; ‘şu ana kadar Alman şirketleriyle ilgili başlattığınız herhangi bir soruşturma, araştırma var mı? Dün arkadaşlarımdan aldığım cevap şudur; ‘Hiçbir Alman şirketiyle ilgili başlatmış olduğumuz bir soruşturma, araştırma yoktur, hepsi yalandır.’

Almanya bizi tehditlerle korkutamaz. Alman dostlarıma, tüm dünyaya şunu hatırlatmak istiyorum; Türkiye’yi karalamaya gücünüz yetmez. Bu tür şeylerle de bizi korkutmaya gücünüz hiç yetmez. Biz bugüne kadar Türkiye’de faaliyet gösteren Alman firmalarını nasıl güvence altında çalıştırdıysak bundan sonra da aynı şekilde güvence altında çalıştırmaya devam ederiz.

“Türkiye’deki teröristleri Almanya’da saklayan hükümet önce bunun cevabını vermelidir” diyerek konuşmasını sürdüren Erdoğan, Türkiye’deki yargının Almanya’dakinden daha bağımsız olduğunu da savundu.

Almanya kendine çekidüzen vermelidir, bizi de asla bu tehditlerle ürkütemez. Kendi yargıları ne kadar bağımsızsa bizim yargımız onlardan daha da bağımsızdır. Türkiye, yeniden şekillenen dünya siyasetinde ve ekonomisinde kendine en doğru, en adil, en kazançlı yeri mutlaka bulmuştur, bulacaktır.

Dönem dönem Türkiye’nin kredi notunu düşüren uluslararası kredi değerlendirme kuruluşlarını da hedef alan Erdoğan, şöyle devam etti:

Uluslararası aktörler, kredi değerlendirme kuruluşları gibi tamamen siyasi yönlendirmelerle not açıklayan kuruluşlara değil ülkelerin gerçeklerine bakıyor. Türkiye gerçeği de apaçık ortadadır. Tüm dünya için ortak ekonomi, siyasi, sosyal standartlar belirleyen ama kendi işlerine gelmediğinde bunların hiçbirine uymayan kimi ülkelerin ve kuruluşların foyası, yaşanan her hadiseyle biraz daha ortaya çıkıyor. Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne almayanların, şartları uygun olmayan nice ülkeyi Birliğe buyur ettiğini gördükten sonra artık bunların hiçbirine şaşırmıyoruz. Kendi elleriyle kendi güvenilirliklerini yok edenlerle bizim işimiz yok.

Yeni kriz ve karşılıklı açıklamalar

Büyükada’da gözaltına alındıktan sonra tutuklanan altı hak savunucusu arasında yer alan Almanyalı insan hakları aktivisti Peter Steudtner’in tutuklanması, son dönemde İncirlik ve Konya’daki üslere Alman yetkililerin ziyaretine izin verilmemesi ve gazeteci Deniz Yücel’in tutukluluğu nedeniyle kriz halinde olan Almanya ile Türkiye ilişkilerinde yeni bir kriz başlattı.

Tatilini yarıda keserek ülkesine dönen Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel ilk açıklamasında tutuklamanın “önceden planlanmış” olduğunu söyledi ve vatandaşlarına Türkiye’ye seyahat uyarısında güncelleme yapıldığını vurgulayarak, “Almanya’dan Türkiye’ye giden herkes için bundan sonra risk olduğunu söyleyebilirim” dedi.

Bu açıklamayla beraber Almanya Türkiye’ye karşı bir dizi ekonomik ve diplomatik ‘önlem’ kararı aldı.

Kriz sürerken Bild gazetesi ise Almanya’nın Türkiye ile savunma projelerini de askıya aldığını duyurdu.

Ayrıca Almanya hükümetinin Avrupa Birliği (AB) üyelik süreci kapsamında Türkiye’ye yapılan ödemelerin durdurulması için AB üyeleri nezdinde girişimlerde bulunulacağı belirtildi.

“Türkiye’nin hukuk devleti olmadığı”nı söyleyen Almanya Adalet Bakanı Heiko Maas da “Türkiye’ye gidenlerin, maalesef bir hukuk devletinde tatil yapmadıkları açıktır” dedi.

Erdoğan’ın tepki gösterdiği Almanya Ekonomi Bakanı Brigitte Zypries ise Türkiye’deki mevcut siyasi iklim nedeniyle Alman şirketlerin Türkiye’de yatırım yapmalarının çok zor olduğunu söyledi.

Zypries “Saygın Alman şirketleri bir anda ‘kara listeye’ alınır ve terör destekçisi olarak nitelendirilirse bu Türkiye’de yeni iş ve yatırım yapmayı aşırı zor hale getiren bir iklim anlamına gelir” dedi.

Erdoğan’ın ‘kınıyoruz” açıklaması öncesi ise AKP Grup Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım Almanya’ya çağrı yaptı:

Olayları daha fazla germenin anlamı yok. Alman şirketlerine soruşturma başlatıldığı iddiaları külliyen yalan. Yatırımcıları tedirginliğe itecek açıklamalardan uzak durulmalı. Türkiye güvenli bir ülkedir. Almanya ne kadar güvenli ise Türkiye de o kadar güvenlidir. Terör herkesin kapısını çalabilir.

Önemli olan bunun üzerine birlikte gitmektir. O bakımdan Alman yetkililere buradan sesleniyorum, daha sakin hareket edelim. Aramızdaki meseleleri konuşarak çözebileceğimize inanıyoruz.