Ana SayfaGüncelAYM’den referandum itirazı hakkında karar: ‘Yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez’

AYM’den referandum itirazı hakkında karar: ‘Yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez’

HABER MERKEZİ – Anayasa Mahkemesi, 16 Nisan referandumunda mühürsüz pusula ve zarfların geçerli sayılmasına ilişkin YSK kararına dönük yapılan başvurular hakkında “yetkisizlik” kararı verdi.

Anayasa Mahkemesi (AYM),  Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK), 16 Nisan referandumunda mühürsüz oy pusulaları ve zarfların geçerli sayılması yönündeki kararına dönük başvurular hakkındaki kararını verdi.

  HDP, YSK'nin referandum kararını AYM'ye taşıdı
  Kılıçdaroğlu: AYM Başkanı referandumun şaibeli olduğunu açıkça ortaya koydu

Mahkeme başvuruları “yetkisizlik” kararı ile reddetti.

Mahkemenin kararı Resmi Gazete’de yayımlandı.

Kararda şu ifadelere yer verildi:

16/4/2017 tarihli halkoylaması devam ederken Yüksek Seçim Kurulu tarafından, bazı sandık kurullarının seçmene oy pusulası ve zarflarını sandık kurulu mührüyle mühürlemeden verdikleri yolundaki şikâyetler üzerine sandık kurulu mührü taşımayan oy pusulası ve zarfların dışarıdan getirilerek kullanıldığı kanıtlanmadıkça geçerli sayılmasına karar verildiği duyurulmuş ve buna ilişkin gerekçeli karar 18/4/2017 tarihinde Yüksek Seçim Kurulu İnternet sitesinde yayımlanmıştır.

Başvurucular, Yüksek Seçim Kurulu tarafından mühürsüz oy pusulası ve zarflarına ilişkin olarak alınan kararın Kanun’a, hukuk güvenliği ve hukuki belirlilik ilkelerine aykırı olduğunu, bu sebeple Anayasa’nın 67. maddesinde öngörülen seçme hakkı ve bağlantılı olarak etkili başvuru haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

Anayasa Mahkemesi bu iddia kapsamında özetle aşağıdaki değerlendirmeleri yapmıştır: Anayasa’nın 67. maddesinin birinci fıkrası uyarınca anayasal bir hak olarak düzenlenen halkoylamasına katılma hakkının bireysel başvuruya konu olabilmesi için aynı zamanda Sözleşme veya Türkiye’nin taraf olduğu ek protokoller tarafından da korunması gerekir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Sözleşme’ye ek 1 No.lu Protokol’ün 3. maddesinde yer alan serbest seçim hakkı tarafından sunulan güvencelerin yalnızca ulusal parlamento seçimlerinde değil, sahip olduğu yetkilerin niteliğini değerlendirerek özü itibarıyla yasama yetkisi kullandığına karar verdiği ulusal ya da uluslararası diğer organların seçimlerinde de geçerli olması gerektiğini belirtmiştir. Bununla birlikteAİHM’in yerleşik içtihadı uyarınca anılan maddede düzenlenmiş olan serbest seçim hakkının sunduğu güvenceler, özü itibarıyla yasama yetkisi kullanan organların seçimleriyle sınırlı olup halkoylamaları Sözleşme’ye ek 1 No.lu Protokol’ün 3. maddesi kapsamında bulunmamaktadır.

Bu bağlamda Sözleşme’ye ek 1 No.lu Protokol’ün 3. maddesi kapsamı dışında kalan başvuru konusu halkoylamasında serbest seçim hakkının ihlal edildiği iddiası, Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanında yer alan bir hakka ilişkin değildir.

Öte yandan Yüksek Seçim Kurulu kararları, Anayasa’nın 79. maddesinin ikinci fıkrası gereği yargı denetimi dışında bırakıldığından, Anayasa’nın yargı denetimi dışında bıraktığı işlemlerin bireysel başvuru konusu olamayacağına dair 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca da başvurucunun iddialarının bireysel başvuruya konu edilmesi mümkün değildir.

Sonuç olarak Anayasa Mahkemesi, başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.