Ana SayfaGüncelHDP’nin ‘Vicdan ve Adalet Nöbeti’ sürüyor: ‘Korkuyorlarsa başarıyoruz demektir’

HDP’nin ‘Vicdan ve Adalet Nöbeti’ sürüyor: ‘Korkuyorlarsa başarıyoruz demektir’

HABER MERKEZİ – HDP tarafından Diyarbakır’da düzenlenen grup toplantısı ardından başlatılan ‘Vicdan ve Adalet Nöbeti’ ikinci günü geride bırakıyor. Nöbete katılmak isteyenlerin polis tarafından engellenmesini Gazete Karınca’ya değerlendiren HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, AKP’nin 15 Temmuz’un yıl dönümünde eylemler düzenlediğini hatırlatarak HDP’ye yönelik çifte standart uygulandığına dikkat çekti. Nöbet eylemlerinin Türkiye’nin çeşitli illerinde devam edeceğini belirten Dirayet Taşdemir, “iktidarın HDP’nin gücünden korktuğunu” ifade etti. Öte yandan HDP’nin nöbetine DTK ve CHP’den destek açıklamaları geldi. CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, nöbete yönelik engellemeleri eleştirirken, partisinin HDP’nin ‘Vicdan ve Adalet Nöbeti’ne katılıp katılmayacağına ilişkin bir değerlendirme henüz yapmadıklarını ancak yapacaklarını söyledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) tarafından Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde bulunan Ekin Ceren Parkı’nda düzenlenen grup toplantısı ardından başlatılan ‘Vicdan ve Adalet Nöbeti’ ikinci gününü geride bırakıyor.

Gün boyu parkta HDP’li vekiller kimi zaman kitap okudu, kimi zaman gazetelere bakıp gündemi takip etti.

Bariyerlerle çevrili parkta DBP ve HDP yöneticileri ile yurttaşların nöbetteki vekilleri ziyaret etmesi engellendi.

Polisin engellediği yurttaşlar ise nöbet eylemine bariyerlerin dışından zılgıt ve alkışlarla destek verdi. HDP’li milletvekilleri de onların yanına giderek sohbet etti.

Nöbete ilişkin Gazete Karınca’ya değerlendirmelerde bulunan HDP Ağrı Milletvekili Dilan Dirayet Taşdemir, partisine yönelik yürütülen siyasetin kendilerinden korkulmasından kaynaklandığını belirtti.

“Faşizm kurumsallaşmaya çalışıyor”

Ekin Ceren Parkı’nda başlatılan nöbet eylemine Diyarbakırlıların katılımının engellenmesine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Dirayet Taşdemir, 15 Temmuz’u yıl dönümünde düzenlenen eylemleri ve ‘Adalet Yürüyüşü’nü hatırlatarak HDP’ye yönelik tutumun çifte standart olduğunu belirtti.

Dirayet Taşdemir’in değerlendirmeleri şöyle:

Eylemimiz uzun süredir Türkiye’de tartışması yürütülen adalet, demokrasi, barış ve vicdan meselesinin ne boyutlara ulaştığını gösteren ve maskeleri düşüren bir eylem oldu aynı zamanda. Bu ülkede çifte standartın varlığını ve eşitlik ile adaletin herkes için olmadığını eylemimiz bir kez daha göstermiş oldu.

15 Temmuz darbe girişimine karşı halk iktidarın programı ile sokağa çıktı, eylemler düzenledi. İktidar kendi eylemlerini yaptığında da ülkede OHAL vardı. Yine CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 25 gün boyunca sürdürdüğü, kamuya açık alanlarda düzenlenen etkinliği vardı ve yine o zaman da OHAL vardı. Ancak HDP ‘Vicdan ve Adalet Nöbeti’ başlatacağını duyurup da Diyarbakır’a gelince ne hikmet ise akıllara OHAL geldi. HDP’ye yönelik bu tutum, OHAL’i de aşan keyfi bir tutum. Bizler bu durumu 2 yıldır yaşıyoruz ve partimize yönelik tutuklama furyası, kadın kazanımlarının gaspı faşizmin kurumsallaşmaya çalıştığını biliyoruz.

“Türkiye’de vicdan çürümeye başladı”

Türkiye’de çürüyen bir şey daha varsa o da vicdandır. Adaletin zaten herkes için olmadığını, iktidarın kendisi için olduğunun farkındayız. Bizler bununla beraber Türkiye’de vicdanın da yitirildiğini ve köreldiğini göstermeye çabalıyoruz. Eylemimiz ile vicdanlara da seslenen bir mücadele yürütmeye çabalıyoruz ve aynı zamanda halkların birlikte yaşam iradesine, kadın özgürlüğüne inanan herkesin vidani bir sorgulama yapmasını istiyoruz. Çünkü gerçek adalet ve demokrasi vicdanlara seslenen bu nöbetten geçiyor. Bu talebin bastırılması ve engellenmesi, bunun toplumsallaşmasının önüne geçilmesi sorunları da çözümsüz bırakıyor. Sorunların çözümsüz kalmasının da faşizm ve tek adam rejiminin inşa edilmesi demektir.

“Korkuyorlarsa başarıyoruz demektir”

Bizlere yönelik abluka siyaseti, yürüttüğümüz hakikat mücadelesinden iktidarın ne kadar korktuğunun da bir göstergesi aynı zamanda. Büyük bir gücü elinde bulunduran, basını tahakküm altına alan ve tüm güç ilişkilerini kendi çıkarı için kullanan iktidar, 11 milletvekilinin bir parkta düzenlediği eylemden korkuyorsa bizler doğru yoldayız ve başarıyoruz demektir.

Bizler grup toplantılarımuzu yaptığımız illerde yedi günlük nöbetlere devam edeceğiz. İlk grup toplantımızı ve nöbetimizi Diyarbakır’da gerçekleştirdik; Salı gününe kadar da Diyarbakır’da olacağız. Önümüzdeki süreçte de İstanbul, Van ve İzmir’de ayı eylemi düzenlemeyi planlıyoruz. Bugün yanımıza gelmeye çalışan Diyarbakırlılar var, ancak polis tarafından engellenmeye devam ediyorlar. Bizler de bu duruma tepki göstermek için çeşitli demokratik eylemlilikler olabileceğini düşünüyoruz.

DTK’den destek çağrısı

Öte yandan HDP’nin nöbet eylemine Demokratik Toplum Kongresi (DTK) yaptığı yazılı açıklama desteğini duyurdu.

“HDP’li vekillerin başlattığı demokratik eylemi sahiplendiklerini” açıklayan DTK, Diyarbakırlılara da ‘eyleme güçlü bir şekilde katılmaları’ çağrısı yaptı.

Açıklamada “Tüm Amed halkına; vekillerini yalnız bırakmamalarını ve her gece saat 21.00’de yapılan ses çıkarma eylemine aktif bir şekilde katılmaları çağrısını yapıyoruz” denildi.

CHP’den destek

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Bülent Tezcan da partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, HDP’nin “Vicdan ve Adalet Nöbeti”ne “Adalet istemini yükselten her türlü barışçıl, demokratik eylem değerli saygı ile karşılanması ve yükseltilmesi gereken yöntemlerdir” sözleriyle destek verdi.

Tezcan, nöbete yönelik engellemeleri eleştirirken, CHP’nin eyleme katılıp katılmayacağına ilişkin bir değerlendirme henüz yapmadıklarını ancak yapacaklarını ifade etti.

Tezcan’ın HDP’nin nöbetine dair açıklaması şu şekilde:

Adalet istemini yükselten her türlü barışçıl, demokratik eylem değerli saygı ile karşılanması ve yükseltilmesi gereken yöntemlerdir. Bunların bu çerçevede ifade edilmesinde yarar vardır. Eyleme katılıp katılmama ayrıca değerlendirilecektir, henüz değerlendirme yapılmamıştır.

Devletin, güvenlik güçlerinin masum ve demokratik eylemlere engel olmak yerine imkân ve fırsat tanıyıp sadece güvenlik önlemi alması hükümetleri küçültmez büyütür. Onun dışında yapılacak adımlar demokrasiye, hukuk devletine hükümetin itibarına zarar verir. Mevcut hükümet bu itibarı koruma kaygısında görünmüyor.