Ana SayfaGüncelTuğluk’un savunması: Ne oldu da DTK ‘illegal’ ilan edildi, AKP milletvekili Ensarioğlu da DTK’deydi

Tuğluk’un savunması: Ne oldu da DTK ‘illegal’ ilan edildi, AKP milletvekili Ensarioğlu da DTK’deydi

HABER MERKEZİ – Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü bir soruşturma kapsamında 28 Aralık 2016 tarihinde gözaltına alınan ve tutuklanan HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, tutuklu bulunduğu davanın duruşmasında yaptığı savunmada Türkiye’de anayasa ve hukukun ‘delik deşik edildiğini’ belirterek “Bu davalar meşru değildir” dedi. Savunmasında ayrıca DTK’nin yasa dışı bir örgüt olmadığını söyleyen Tuğluk, AKP Diyarbakır Milletvekili olan Galip Ensarioğlu’nun da DTK’de görev aldığını hatırlattı. Mahkeme, Aysel Tuğluk’un tutukluluk halinin devamına karar vererek davayı 8 Eylül’e tarihine erteledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Aysel Tuğluk, tutuklu yargılandığı dava kapsamında ilk kez hakim karşısına çıktı.

Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada mahkeme heyetinin aldığı karar ile duruşmaya izleyici yasağı getirilirken Ankara Kadın Platformu üyeleri de salona alınmadı, duruşma salonuna yalnızca HDP’li kadın milletvekilleri girebildi.

Gazeteci ve kadınlar ise duruşmayı adliye önünden izledi.

Duruşmaya kimlik tespiti ve iddianamenin özetinin okunması ile başlanırken, iddianamede DTK’nin ilanı, eş başkanlık sistemi, Tuğluk’a ait konuşmalar suç delili olarak sayıldı.

Tuğluk’un savunmasını yapmak isteyen avukatlara ise 3 avukatın savunma yapması sınırlaması getirilirken, avukatlar duruma tepki gösterdi.

“Bu davalar meşru değil”

Tuğluk, savunmasında “Ben bir hukukçu ve siyasetçi iken bu noktaya nasıl geldim, bunu tartışmamız gerek. Sorunun nereden kaynaklandığını çözemezsek adil yargılama yapılamaz” dedi.

Türkiye’de anayasa ve hukukun ‘delik deşik edildiğini’ belirten Tuğluk sözlerini şöyle sürdürdü:

Bu davalar meşru değildir. Siyasi iktidarın denetimi ve baskısı altında yaşanıyor. Toplumun yüzde 75’i yargıya güvenmediğini ifade ediyor. Bizim adil yargılamayı beklememiz mümkün olmuyor. İktidarın elini yargıdan çekmesi gerekiyor. Biz bağımsız yargının karşısında değiliz. Ama Türkiye’de böyle bir ortam yok.

“Ensarioğlu da DTK’de yer aldı”

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında ‘ örgüt yöneticiliği’ ve ‘örgüt üyeliği’ iddiası ile yargılanan Aysel Tuğluk, duruşmanın öğleden önceki bölümünde yaptığı savunmada Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK) illegal olarak gösterilmesine de tepki gösterdi.

DTK’nin TBMM Anayasa Komisyonu tarafından TBMM’ye davet edilmiş bir yapı olduğunu belirten Tuğluk, savunmasında şu sözlere yer verdi:

DTK illegal bir örgüt deniyor, talimat almış dediğiniz DTK TBMM Anayasa Komisyonu’na davet edilmiş bir örgüt. 2012 yılının Ocak ayında Cemil Çiçek’in imzasını taşıyan davetiyeye baktığınızda bunu görebilirsiniz.

DTK olarak TBMM Anayasa uzlaşma Komisyonu’na 05.01.2011 tarihinde verdiğimiz öneri metnimiz de mevcuttur. DTK yasadışı bir örgüt değildir, bir çatı platformudur. DTK faaliyetlerini 10 yıldır Diyarbakır’da sürdürmektedir. Ne oldu da DTK illegal olarak sunuldu ve ben ve arkadaşlarımız yargılanıyoruz?

AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu’nun da DTK’de yer aldığını hatırlatan Tuğluk, “Ne DTK terör örgütüdür ne de yapısında bulunanlar ve ben teröristim” dedi.

Demokratik Özerklik fikrini de hatırlatan Tuğluk savunmasını şöyle sürdürdü:

Önerdiğimiz model fikir beyanıydı ve bizler bir tartışma yürütülmesini istedik. Çözüm önerimiz ciddiye alınsaydı son iki yılda yaşanan acıları yaşamazdık. Akan kanı durdurmak için gösterdiğimiz çabalar terörize edildi. Bizlerin savunduğu, ortak vatanda yerel yönetimlerin demokratik zeminde buluşmasıydı. Bizler devlet değil, demokrasi istiyoruz.

Tuğluk ortam dinlemelerine ilişkin olarak ise “Bağlamından kopuk ve sakat tutanakları kabul etmiyorum. Bu tutanakları tutanlar, FETÖ kapsamında tutuklu” dedi.

Tuğluk’un savunmasının ardından mahkeme heyeti duruşmaya saat 14:00’e kadar ara verdi.

Duruşmaya verilen aranın ardından savunma yapan Aysel Tuğluk’un avukatları dosyadaki delillerin hukuksuz bir biçimde elde edildiğini belirtirken, DTK’nin hala açık olduğunu ve faaliyetlerine devam ettiğini belirtti.

Avukat Ramazan Akdemir ise savunmasında DTK’nin ‘terör örgütü’ olmadığını, Türkiye’deki sorunlara çözüm üreten bir alan olduğunu belirtti.

DTK kapsamında açılan davalarda tek tutuklunun Aysel Tuğluk olduğuna dikkat çeken Avukat Levent Kanat, DTK kapsamında açılan davaların birleştirilmesini talep etti.

“İddianame mahkeme açısından ciddi bir açmaz”

Tuğluk’un avukatlarından Pınar Akdemir, DTK’nin faaliyetlerinin kriminalize edildiğini belirttiği savunmasında dosyada yer alan delillerin cımbızlanarak hazırlandığına dikkat çekti.

Akdemir, iddianamenin mahkeme heyeti açısından ciddi bir açmaz olduğunu belirterek, “Huzurunuzdaki iddianamenin bu hali ile sizlerin önüne gelmesinin sizler açısından ciddi bir açmaz olduğunu düşüyoruz. Müvekkilimizin uzunca bir süre soruşturma geçirmesi oldukça dikkat çekiç. Her yerden bir şeyler eklenmiş ve cımbızlanarak bir şeyler eklenmiş. Huzurunuzdaki iddianameyi nasıl ayıklayacaksınız bilemiyorum” dedi.

Dosyayı hazırlayanların ‘FETÖ’ kapsamında yürütülen soruşturmalarda tutuklu olduğunu hatırlatan Akdemir, şöyle devam etti:

Örgüt yöneticiliği gerçekten ağır bir kavramdır. Devam eden dönem siyasetçilerinin yargılanmaları FETÖ dönemindeki savcıların hazırladıklarının bu dönemde de kullanıldıklarını gösteriyor. Yasak bir meyve var önünüzde ve sizlerle yiyecek misiniz yemeyecek misiniz tartışması yapmak durumunda kalıyoruz. Dosya Cumhurbaşkanı başta olmak üzere çeşitli hükümet sözcüleri tarafından mahkum edilen bir döneme aittir. Bu iddianameyi bir hukuk skandalı olarak görüyorum. Hukukta hatalar elbette yapabilir, ancak bu hata artık düzeltilmelidir.

Pınar Akdemir’ın ardından söz alan Avukat Levent Kanat ise DTK yargılamalarının çeşitli mahkemelerde devam ettiğini ve Tuğluk dışında tutuklu sanık bulunmadığını hatırlattı.

Dosyanın esas olarak Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldüğünü belirten Kanat, Ankara’da devam eden yargılamanın Diyarbakır’daki dosya ile birleştirilmesini talep etti.

İddianamenin siyasi saikler ile hazırlandığını belirten Kanat, savunmalarında bu siyasi noktalara da değineceklerini belirtti.

DTK’nin  Diyarbakır’da faaliyetlerine devam ettiğini belirten Kanat, “DTK yöneticisi olması önemli suç delili olarak sunulmaktadır. DTK toplantılarının hepsi Diyarbakır’da yapılmıştır. Ankara’da aleyhine delil olarak kullanılan evde bulunan birkaç kitaptır. Bizler yargılamanın Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam eden DTK davası ile birleştirilmesini istiyoruz. Diyarbakır’da ayrı Ankara’da ayrı Dersim’de ayrı davalar açılmasını siyasal saiklerden kaynaklandığını düşünüyoruz” dedi.

DTK’nin TBMM tarafından platform olarak tanındığını ve yeni anayasa sürecinde görüşlerinin alındığını hatırlatan Kanat, sözlerini şöyle sürdürdü:

DTK hala açık ve Diyarbakır’da faaliyet yürütmeye devam ediyor. Bütün toplantıları basına açık ve her toplantısı ardından sonuç bildirgesi yayınlamış. Amacı oldukça açık ve gizli saklı olan hiçbir şey yok. TBMM Başkanı Cemil Çiçek DTK ile yazışma yapmış ve Meclis’e çağırmış. Biz sizi çağırıyoruz Meclis’e gelin ve yeni anayasa sürecinde fikirlerinizi önemsiyoruz diyerek Mermerli Salona çağırmışlar. DTK, Meclis tarafından platform olarak tanımlanıyor ve DTK’nin Meclis’e 6 sayfalık bir öneri sunduğu görülüyor.

Tahliye yok, dava 8 Eylül’e ertelendi

Avukatların savunmasının tamamlanmasının ardından söz alan savcı, tahliye talebi ve dosyaların birleştirilmesi yönündeki taleplerin reddedilmesini talep etti.

Mahkeme heyeti dosya hakkında kararını vermek için verdiği aradan sonra Aysel Tuğluk’un tutukluluk halinin devamına karar vererek davayı 8 Eylül 2017 tarihine erteledi.

Heyet dosyaların birleştirilmesi taleplerini de reddetti.

Avukatlar kendilerinden görüş alınmadan duruşma tarihi belirlenmesine tepki göstererek, savunma yapacaklarını ancak o gününün kendileri açısından uygun olmadığını belirtti.

Karar alkışlar ile protesto edilirken, Tuğluk zafer işareti yaparak salondan ayrıldı.