Ana SayfaDünya‘Erdoğan iç işlerimize karışmasın’ diyen Alman siyasiler: ‘Kendi halkıyla savaşan Türkiye’ye silah verilmesin’

‘Erdoğan iç işlerimize karışmasın’ diyen Alman siyasiler: ‘Kendi halkıyla savaşan Türkiye’ye silah verilmesin’

HABER MERKEZİ – Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Almanya’ya yönelik açıklamalarına Almanya’daki siyasilerin tepkileri sürüyor. Meclis Başkan Vekili Claudio Roth, “insan haklarının ayaklar altına alındığı ve güneydoğusunda kendi halkıyla savaşan bir ülkeye silah verilmemesi gerektiğini” ifade ederek Türkiye’ye yapılan silah satışlarına son verilmesini istedi. Sosyal Demokratların başbakan adayı Martin Schulz ise “Türkiye’nin düşmanlarının demokrasiyi ortadan kaldırmak isteyenler ve masum Alman vatandaşlarını hapse attıranlar olduğunu” dile getirerek Erdoğan’ın “Alman iç politikasına müdahale etmemesini” istedi.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in Gümrük Birliği güncelleme müzakerelerinin devam etmemesine yönelik açıklamasına tepki göstererek Almanya’daki Türkiye vatandaşlarına seslenmiş ve “Bunların hepsi Türkiye düşmanıdır, sakın bunları desteklemeyin” demişti.

Erdoğan’ın çağrısını “Ulusal egemenliklerine görülmemiş bir müdahale” olarak tanımlayan Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar ise Adalet Bakanı Heiko Maas ile “Erdoğan’ın kültür savaşına Almanya’da yer yok” başlıklı bir yazı kaleme alarak Erdoğan’ın Almanya’daki demokrasi kültürü için bir tehlike oluşturduğunu savunmuştu.

DW Türkçe’de yer alan habere göre Erdoğan’ın bu çağrısına Almanya’daki siyasilerden ve Avrupa Birliği ülkelerinden tepkiler sürüyor.

‘Güneydoğusunda kendi halkıyla savaşan bir ülkeye silah verilmemeli’

Yeşiller Partisi’nden Federal Meclis Başkan Vekili Claudia Roth yaptığı açıklamada Erdoğan’a daha sert tavır alınması gerektiğini savunarak ekonomik yaptırımlardan yana olduğunu söyledi ve Türkiye ile yapılan Gümrük Birliği’ni genişletme görüşmelerinden vazgeçilmesini istedi.

Roth, “Alman hükümetinin Erdoğan’ın baskıcı yöntemlerine daha fazla tahammül gösterilemeyeceğini açıkça dile getirmesi gerektiğini” ifade ederek “şantaja gelinmeyeceğinin devlet başkanına hissettirilmesi gerektiğini” savundu.

Türkiye’ye yapılan silah satışlarına da son verilmesine yönelik çağrıda bulunan Roth, şöyle konuştu:

İnsan haklarının ayaklar altına alındığı ve güneydoğusunda kendi halkıyla savaşan bir ülkeye silah verilmemelidir.

Roth ayrıca “mülteci anlaşmasının devletler hukuku açısından gerekli şartları haiz olmamasının Avrupa’yı Türkiye Cumhurbaşkanı’nın iyi niyetine bağımlı kıldığını” vurgulayarak AB ile Türkiye arasındaki mülteci geri kabul anlaşmasının feshedilmesini istedi.

Schulz: Türkiye’nin düşmanları, masum Alman vatandaşlarını hapse attıranlardır

Sosyal Demokrat Parti (SPD) Genel Başkanı ve başbakan adayı Martin Schulz ise Erdoğan’a çağrıda bulunarak “bundan böyle Alman iç politikasına müdahale etmemesini” istedi.

Schulz bu bağlamda Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel’in eşinin telefonla tehdide maruz kalmasına ve Federal Milletvekili ve Türk – Alman Karma Parlamenterler Grubu Başkanı Michelle Müntefering’in özel arabasının kundaklanmasına da dikkat çekti:

Kimlerin kundakladığını henüz bilmiyoruz ama gerginliğin artmasının bu gibi durumlara yol açabileceğinin farkındayız.

Gabriel’in eşinin de “telefon terörüne uğratıldığını” belirten Schulz, bunun son derece ciddi bir olay olduğunu söyledi.

Schulz, “dost bir ülkenin devlet başkanının Almanya’nın iç politikasına bu şekilde karıştığı bir ortamda bazılarının bu tür eylemlere cesaret edebileceğini” dile getirdi.

Schulz, “Türkiye’nin düşmanları demokrasiyi ortadan kaldırmak isteyenler ve masum Alman vatandaşlarını hapse attıranlar olduğunu” da söyleyerek Erdoğan’a “bu insanların derhal serbest bırakılması” çağrısında bulundu.

Avusturya Dışişleri Bakanı Kurz: Erdoğan diktatör gibi davranıyor

Erdoğan’ın sözlerine bir tepki de Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz’dan geldi.

Erdoğan’ın ‘diktatör gibi davrandığını’ savunarak ‘ülkesini yanlış ve tehlikeli bir yöne sürüklediğini’ öne süren Kurz, Erdoğan’ın karşıtlarına, farklı düşünenlere ve azınlıklara takındığı tavrın “kabul edilemez” olduğunu belirtti.

Kurz ayrıca “insan hakları ve temel demokratik değerlerin sistematik bir şekilde ihlal edildiği Türkiye ile Gümrük Birliği’ni görüşmeyi tamamen gerçek dışı” bulduğunu söyledi.