Ana SayfaDünyaEconomist: İşkence Türkiye’ye geri dönüyor, baskılar gaddarlaşıyor

Economist: İşkence Türkiye’ye geri dönüyor, baskılar gaddarlaşıyor

HABER MERKEZİ – Britanya’da yayımlanan Economist dergisi, “İşkence Türkiye’ye geri dönüyor” başlıklı makalede, Türkiye’deki “baskıların gaddarlaştığını” hapishanelerden, özellikle de Şapatan’da köylülerin maruz bırakıldığı işkenceden yola çıkarak anlatıyor. Makalede, insan hakları örgütlerinin gözaltı merkezlerinde “dayak, işkence, tecavüz ve tecavüz tehditleri” görüldüğüne yönelik kaleme aldıkları raporlar anımsatılıyor.

Tülay Yer-Çelik, maskeli özel operasyon güçlerinin Diyarbakır’daki evlerine bir Aralık gecesi daldığını söylüyor. Yer-Çelik, iki saat boyunca bir aylık oğlu ve kayınvalidesi ile yan odada görevlilerin kocası Ömer’i dövmesini dinlemiş. Şiddet ancak polis gelince sona ermiş.

Kürtlere yakın olan, geçen yılın kanlı darbe girişiminden beri kapatılan 150 haber kurumundan biri olan Dicle Haber Ajansı’nın gazetecisi olan Çelik, iki hafta Diyarbakır’da tutuldu. Sonra hala kaldığı İstanbul’daki yüksek korunaklı hapishaneye getirildi.  Ancak Haziran’ın sonunda ortaya çıkan iddianameye göre suçu enerji bakanının hacklenen mailleriyle ilgili haber yapmaktı. Çelik, 16 yıl hapis cezasıyla karşı karşıya.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hükümeti 2000’li yıllarda ‘işkenceye sıfır tolerans’ politikası güdeceğini duyurmuştu, ancak geçen yılki darbe girişimi ve Kürtlere yürütülen operasyonlar kapsamında tolerans geri geldi. İnsan hakları örgütleri, Türkiye’deki gözaltı merkezlerinde “dayak, işkence, tecavüz ve tecavüz tehditleri” görüldüğüne dair raporlar kaleme aldı. Geçen yılın sonlarında Türkiye’ye ziyarette bulunan bir Birleşmiş Milletler yetkilisi de bu tür suistimallerin yaygın bir şekilde görüldüğünü söylemişti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü, bir baskı grubu, darbenin arkasında olduğu düşünülen İslamcı Gülen cemaatiyle ilişkili dört kişinin kaçırılması iddialarının araştırılması için hükümete talepte bulunmuştu (Bu kişiler, geçen yazdan beri işlerinden uzaklaştırılan 110 bin kamu hizmetlisinin arasında yer alıyordu). Kaçırılan dört kişiden biri, altı hafta sonra geçen hafta gözaltında ortaya çıktı. O zamandan beri de güvenlik güçlerini kendisine işkence uygulamakla suçluyor. Türk yetkililer bu vakalardaki iddiaları şiddetle reddediyor. Aralarından biri, “Gözaltı merkezlerinde işkence yok” diyor.

Benzer vakalar, orduyla Kürt militanların son iki yıldaki çatışmaları sırasında 3 bin insanın hayatını kaybettiği, ülkenin güneydoğusunda da ortaya çıktı. 5 Ağustos’ta Şapatan yakınlarında bir polisin öldürülmesi üzerine güvenlik güçleri bir Kürt köyünde onlarca insanı evlerinden çıkmaya zorlayarak köyün meydanında dövdü. Bölgeyi bir gün sonra ziyaret eden Kürt politikacılara göre 36 kişi gözaltına alındı, çoğu hortum ve metal çubuklarla dövüldü.

Bir polis görevinden alınsa da bu konuyla ilgili soruşturmalar çok görülmüyor. Terör karşıtı operasyonlarda görevli yetkililer, soruşturmaya karşı dokunulmazlık elde etmişti geçen sene. Enerji Bakanı ve Cumhurbaşkanı’nın damadı Berat Albayrak, daha geçen hafta Gülencileri gördüğü yerde boğazlayacağından bahsetmişti.

Uluslararası Af Örgütü’nden Andrew Gardner, sadece birkaç yıl önce iktidardaki AKP’nin işkenceyi bitirdiğini söyleyebileceğini ifade ediyor. Ancak ona göre, 2015 yılından itibaren bu başarı tersine döndü.

Şapatan’daki işkencenin fotoğrafları

Bu duruma uluslararası cevap ise cılız kalıyor. Dokuz ay önce inceleme misyonu ardından, İşkencenin Önlenmesi Avrupa Komitesi, Türk hapishaneleindeki kötü muamelelere ilişkin Erdoğan hükümetine detaylı bir rapor vermişti. Türkiye, raporda yer alanların kamuoyuna duyurulmasına izin vermedi. Angela Merkel’in de aralarında olduğu Avrupa Birliği politikacıları, Türkiye’nin katılım müzakerelerinin iptali hakkında konuşmuş olsa da böyle bir şey yaşanmadı.

Suistimalleri ortaya çıkarmaya çalışan insanların kendisi de giderek daha da fazla tehdit altına giriyor. Uluslararası Af Örgütü Türkiye direktörü ve iki Avrupalı da dahil olmak üzere sekiz insan hakları savunucusu ‘tuhaf’ komplo suçlamaları yüzünden Temmuz ayından beri parmaklarlar ardında. Gazeteciler de aynı baskıyla karşı karşıya. Şapatan köylülerinin sırtlarının yaralı olduğu fotoğraflar sosyal medyada ortaya çıktığında, valinin ofisi, işkence görmediklerini öne sürdü. Bu durumun tersini gösteren haberlerin ise ‘terörist propagandası’ olduğunu sözlerine ekledi.


Karınca Dış Haberler

 




Önceki Haber
Sur'da yıkım: Polis havaya ateş açtı, üç kişiyi gözaltına aldı
Sonraki Haber
Yurt katliamında İlçe Milli Eğitim Müdürü ve sahte rapor düzenleyenlere ‘ödül gibi ceza’