Ana SayfaManşet‘Roboski Katliamı gibi’: Köylüler bombalanmadan önce polis kontrol noktasından geçmiş

‘Roboski Katliamı gibi’: Köylüler bombalanmadan önce polis kontrol noktasından geçmiş

HABER MERKEZİ – HDP Milletvekili Nihat Akdoğan, Hakkari’de bir kişinin ölümüne biri ağır üç kişinin de yaralanmasına neden olan İHA’lı saldırının ayrıntılarına dair Gazete Karınca’ya konuştu. Dört kişinin bombardımanın hedefi olmadan önce polis kontrol noktasından geçtiğini anlatan HDP’li vekil, “Madem valiliğin iddia ettiği gibi ‘işbirlikçi’ idiler, neden kimlik kontrolü sırasında gözaltına alınmadılar da bombalandılar?” diye sorarken, yaşananları Roboski Katliamı’na benzetti. Akdoğan, bir de şu soruyu sordu: “Yani şimdi köylerine her giden yurttaşın üzerine bomba yağdırıp, ‘bunlar işbirlikçiler’ mi diyecekler bundan sonra da?”


Haber: Çağdaş Kaplan


Hakkari merkeze bağlı Oğul Köyü’ndeki Kanireş Çeşmesi bölgesinde, 31 Ağustos’ta silahlı insansız hava aracının (İHA/SİHA) attığı bomba ile Mehmet Temel hayatını kaybederken, İsmail Aydın, Musa Tarhan ve İbrahim Sak isimli köylüler de yaralandı.

Hakkari Valiliği silahlı İHA ile bombardıman yapıldığını kabul ederken, saldırıda “dört PKK’linin hayatını kaybettiğini” ve üzerlerine bomba atılan köylülerin de “işbirlikçi” olduğunu öne sürdü.

Ancak yaşanan olaya ilişkin netleşen ayrıntılar valiliğin iddiasının aksi yönde veriler ortaya çıkartıyor.

Olayı kamuoyuna ilk duyuran Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili Nihat Akdoğan, yaşanan durumun ayrıntılarına ilişkin Gazete Karınca’ya önemli bilgiler aktardı.

“Madem ‘işbirlikçi” idiler, kontrol noktasında neden gözaltına alınmadılar?”

HDP Hakkari Milletvekili Nihat Akdoğan

Akdoğan’ın aktardığı bilgilere göre yaşamını yitiren Mehmet Temel, İsmail Aydın, Musa Tarhan ve İbrahim Sak isimli yurttaşlar bombardımanın yaşandığı alana gitmeden önce Hakkari-Van karayolunda bulunan Depin Polis Arama Noktası’ndan geçmiş.

Akdoğan, valiliğin “işbirlikçi” olarak nitelendirdiği, bombardımana maruz kalan yurttaşların eğer böyle bir durum varsa polis kontrol noktasında neden gözaltına alınmadıklarını soruyor.

Akdoğan şunları söylüyor:

Bombardımanda yaşamını yitiren Mehmet Temel, cezaevi görüşüne gidecek annesini almak için köye giderken bombardımanda hayatını kaybetti. Diğer yaralı 3 yurttaş da köye giderken. Ama valilik bu yurttaşlarımızı konuyu açıklayamayınca ‘işbirlikçi’ ilan etti. Bu insanlar Hakkari’den çıktıklarında Depin Polis Noktası’ndan geçtiler. Madem valiliğin iddia ettiği gibi işbirlikçiydiler neden kimlik kontrolü sırasında gözaltına alınmadılar da bombalandılar?

Peki, bombardımanda yaşamını yitiren Temel ve yaralanan 3 yurttaş kim?

Akdoğan bombardımana maruz kalan 4 yurttaşın ise Hakkari’de tanınan, bilinen insanlar olduğunu belirtiyor.

Bombardımanda yaşamını yitiren 35 yaşındaki 3 çocuk babası Mehmet Temel’in Hakkari’de su tesisatçısı olduğunu belirten Akdoğan, Temel’in bir çok kez Hakkari’de resmi kurumların ihalelerinde de çalıştığını ekliyor.

Temel’in köydeki annesini cezaevi görüşüne götürmek için köye gittiğini belirten Akdoğan, “Annesinin bize anlatımı budur. Annesi köyün yakınlarında patlama sesini duyuyor. Ama oğlunun bombardımana maruz kaldığını bilmiyor” dedi.

Akdoğan bombardımanda ağır yaralanan bir diğer yurttaş İbrahim Sak ile ilgili bilgileri de paylaşıyor. Aydın’ın sağlık durumunun kritik olduğunu ve şu ana kadar 8 ameliyat geçirdiğini belirten Akdoğan, 1963 doğumlu olan Sak’ın SGK’den emekli olduğunu ve Hakkari merkezde yaşadığını belirtiyor.

Bombardımanda ağır yaralanan bir diğer sivil ise Musa Tarhan. 1963 doğumlu Tarhan’ın da Hakkari’de herkesin tanıdığı bir isim olduğunu belirten Akdoğan, “Kendisi ailesinin geçimi için seyyar ızgara tezgahı işletirdi. Her gün partimizin bulunduğu binanın olduğu caddede kendisini görürdük” diyor.

Akdoğan yaralanan 4 çocuk babası İsmail Aydın’ın ise 1974 doğumlu olduğunu ve Hakkari merkezde yaşadığını kaydediyor.

Duruma tepki gösteren Akdoğan, şunları söylüyor:

Bu insanların durumu ortada. İHA’lar sivilleri vurmuştur. Ama buna kılıf hazırlamak için valilik bu yurttaşlarımız hakkında ‘işbirlikçi’ diyor. Madem istihbaratı var polisi var devletin bu insanlar hakkında yasal işlemler uygulanıyır. Ama böyle bir durum yok. 4 yurttaşımızın üzerine bomba yağdırılmıştır.

Yakınlarına da polis müdahalesi

Tüm bu yaşananlar yetemezmiş gibi yaralanan yakınları için hastane önünde toplanan yaralıların yakınlarına da polisin müdahale ettiğini belirten Akdoğan, yaşamını yitiren Temel’in bir çok akrabasının polis müdahalesinde yaralandığını ve darp raporu almak istediklerinde ise tehdit edildiklerini söylüyor:

Az önce taziye evinden geldik. Tarhan’ın akrabalarından birinin yüzünde polisin attığı gaz fişeğinden dolayı yara var. Darp raporu almak istemiş ama tehdit edilmiş. Bu yüzden rapor dahi alamadılar.

“Bu ülkenin vicdanı yaşananlar karşısında susmamalı”

Yaşanan durumu Şırnak’ın Uludere ilçesindeki Roboski ve Gülyazı köylerinden 28’i aynı aileden 34 kişinin savaş uçaklarının bombardımanıyla öldürüldüğü Roboski Katliamı’na benzeten Akdoğan, yaşananlara şöyle tepki gösterdi:

Devletin yönetme biçimi bölgede görev yapan askere polise farklı bir kanun veriyor herhalde. ‘İstediğinizi yapın hesabı sorulmayacak’ mı deniliyor? Bizim gördüğümüz durum bu. Böyle bir görüntü var. Şapatan’da ormanlar yakılıyor, köye 20 km uzaklıkta ama söndürülmesine izin verilmiyor.

Yani şimdi köylerine her giden yurttaşın üzerine bomba yağdırıp ‘bunlar işbirlikçiler’ mi diyecekler bundan sonra da? Madem devletin istihbaratı var, polisi var, askeri var; araştırmasını yapıp yasal işlem başlatır.

İktidar topluma karanlık bir süreç dayatıyor. Toplumu susturmak adına açıkça yapıyorlar. Ama bu süreçte yanlış yapanın yanına kalacağı düşünülmesin. Yaşanan bu ve benzeri durumların gerçeğini belgelemek için elimizden geleni yapacağız, takipçisi olacağız.

Yaşamını yitiren insanlarımızın hayatlarını geri getirme şansımız var mı?

İktidarın yaklaşımı imha etme yaklaşımıdır. Tüm bu yaşananlar karşısında bu ülkenin vicdanı susmamalıdır.