Ana SayfaDünyaBelgelerin gizliliği kaldırıldı: ABD, Endonezya’daki katliamlardan ‘haberdar’mış

Belgelerin gizliliği kaldırıldı: ABD, Endonezya’daki katliamlardan ‘haberdar’mış

HABER MERKEZİ – Amerika Birleşik Devletleri’nin 1960’lı yıllarda Endonezya ordusunun ülkede gerçekleştirdiği komünistlere yönelik gerçekleştirilen katliamlarından haberdar olduğu ortaya çıktı. 60’lı yıllara ait ABD Büyükelçilik belgelerinin gizliliğinin kaldırılması sonucu ortaya çıkan yazışmalarda, ABD’li bir diplomatın yaşananları ‘geniş bir alana yayılan katliamlar’ olarak nitelendirildiği görülüyor.

Soğuk Savaş’ın en ciddi olarak yaşandığı 1964-68 dönemine ait CIA belgeleri hala gizliliğini korusa da; Amerika Birleşik Devletleri (ABD) Büyükelçiliği’nin 39 adet yazışmasının üzerindeki gizlilik kaldırıldı.

Bu belgelerin paylaşılmasıyla beraber ABD hükümetinin 1960’lı yıllarda Endonezya’nın yaşanan toplu katliamlardan tamamen haberdar olduğu ortaya çıktı.

“Tutuklular, öldürülmeleri için sivillere verildi”

Sputnik’in haberine göre gizliliği kaldırılan belgeler, ABD’nin önde gelen Müslüman sivil toplum örgütlerinin de işbirliğiyle yapılan bu katliamları yakından takip ettiğini ortaya çıkardı.

Belgelerde, 26 Kasım 1965’te Surabaya kentinden yollanan bir telgrafta ABD konsolosunun, Doğu Cava’dan gelen haberlerde ‘geniş kapsamlı katliam bulguları’ olduğunu belirttiği ve sadece tek bir katliamda 15 bin komünistin öldürülmüş olabileceğini yazdığı görülüyor.

Yine 1965 yılının Aralık ayında aynı konsolos, ordunun elindeki komünist tutukluların ‘öldürülmeleri için sivillere verildiğini’ söylüyor.

Aynı ayda ABD’nin Medan Konsolosluğu’ndan gönderilen bir diğer yazışmada da Müslüman liderlerin katliamları bir dini gereklilikmiş gibi tarif ettiği ayrıntılı şekilde rapor ediliyor.

500 bin Komünist Parti destekçisi öldürülmüştü

Tarihçilere göre ülkedeki darbe girişiminin ardından Ekim 1965 ile Mart 1966 arasında 500 bin Endonezya Komünist Partisi (PKI) destekçisi, ordu ve orduya yardım eden sivil milislerce öldürüldü.

General Suharto, darbeyle başa gelmesinin ardından Komünist Parti’yi suçlayarak ülkeyi 30 yıl boyunca yönetmişti.

Suharto döneminde komünistlere yönelik katliamlar meşrulaştırılmıştı.

Şu anda dünyanın en kalabalık Müslüman ülkesi olan Endonezya bir zamanlar Çin ve Sovyetler Birliği’nin ardından en büyük Komünist Parti’ye sahipti.

“Kafirlerin en alt düzeydeki türü”

Belgelere göre ülkedeki en büyük Müslüman sivil toplum kuruluşlarından biri olan Muhammadiyah (şu anda mevcut üyesi 94 milyondan fazla), komünistleri ‘Kafirlerin en alt düzeydeki türü. Kanlarının akıtılması tavuk öldürmekle eşdeğer” diye niteledi.

ABD Büyükelçilik katibi: Çarpıcı başarı

Belgelere göre Aralık 1965’te Büyükelçilik Başkatibi Mary Vance Trent ordunun operasyonlarını ‘çarpıcı başarı’ diye niteliyor.

Trent, olayların sadece Bali’de 10’da biri sempatizan olduğu belirtilen 100 bin PKI üyesinin ölümüyle sonuçlandığını belirtiyor.

Diğer belgelerde de ABD’nin PKI yetkililerinin detaylı listelerini tuttuğu ve Endonezya ordusuna örtülü destek, silah ve para yardımı sağlanmasının tartışıldığı görülüyor.

HRW’den çağrı: Diğer belgeleri de yayınlayın

Belgelerin açıklanmasının ardından insan hakları kuruluşları katliamlar hakkındaki diğer belgelerin de yayınlanmasını talep etti.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nden (HRW) Andreas Harsono “Bu gizli belgeler katliamlar hakkında doğru bir tarihsel kayıt tutulması ve bu suçların adalet önüne çıkarılması için çok önemli” dedi.

Endonezya’da o dönemde yaşananların konuşulması birçok kesim için hala tabu olarak görülüyor.

Hükümet geçmişte ilk kez dönemin askeri yetkilileri ve sivillerin katıldığı kamuya açık tartışmaları destekleyerek yaşananlarla yüzleşme yönünde bazı adımlar atsa da bu gelişme asker ve polisin tepkisini çekmişti.

Geçen ay insan hakları avukatlarınca yapılan bir toplantı, komünizm hakkında olduğu gerekçesiyle öfkeli bir kalabalık tarafından basılmıştı.

Endonezya’da o dönemde yaşananlar 2012 yapımı olan ve ‘En İyi Belgesel’ dalında Oscar adaylığı bulunan ‘Öldürme Eylemi (The Act of Killing) adlı filme de konu olmuştu.

Previous post
Yüksel’de eylemin 344. günü: Üç kişi darp edilerek gözaltına alındı
Next post
'Neden bu haberleri yaptın ulan': Bir gazetecilik ‘yargılaması’, 11 aylık ayrılık ve tutukluluk