Ana SayfaGüncelLozan belgelerindeki nüfus verileri Kerkük hakkında ne diyor?

Lozan belgelerindeki nüfus verileri Kerkük hakkında ne diyor?

HABER MERKEZİ – Tarihçi-yazar Erdoğan Aydın, Kerkük’ün “Kürt tarihinde yeri olmadığını” söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a, Lozan görüşmelerinde yer alan dönemin Türkiye Dışişleri Bakanı İsmet İnönü ve İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon’un nüfus verileriyle yanıt verdi. Aydın, “Bu topraklara gelenler bu bölgeleri çıplak bulmadılar. Burada Kürtler yaşıyordu” dedi. Aydın, hükümet ve muhalefetten gelen “Gerekirse Kerkür’e gireriz” söylemine karşı ise “Türkiye’nin hak iddia etmesi hiçbir hakikatle bağdaşmaz” değerlendirmesinde bulundu.

Irak Kürdistan Bölgesi’nde 25 Eylül’de düzenlenen ve “Evet” sonucunun çıktığı bağımsızlık referandumunun ardından AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Kerkük’ün durumu bir kez daha gündeme getirilmiş ve Erdoğan, “Kerkük’ün Kürt tarihinde yeri olmadığını” savunmuştu.

Erdoğan’ın bu söylemine tarihçilerden tepkiler gelmeye devam ediyor.

“‘Kerkük bir Türk şehri’ tezinin tarihi ve siyasi geçerliliği yok” diyen tarihçi Ayşe Hür’ün ardından tarihçi-yazar Erdoğan Aydın da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın iddia ettiğinin aksi yöndeki tarihsel verilere dikkat çekti.


Tarihçi Ayşe Hür: ‘Kerkük bir Türk şehri’ tezinin tarihi ve siyasi geçerliliği yok


Mezopotamya Ajansı‘na konuşan Erdoğan Aydın, Lozan görüşmelerinde yer alan dönemin Türkiye Dışişleri Bakanı İsmet İnönü ve İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon’un açıkladığı nüfus verileriyle Erdoğan’a yanıt verdi.

“Gelenler bu toprakları çıplak bulmadılar”

Erdoğan Aydın

Türki halkların Anadolu, Mezopotamya ve Kafkasya’ya gelmeden önce bu toprakların yerli sahiplerinin Mezopotamya’da Kürtler, Doğu Anadolu tarafında Ermeniler olduğunu hatırlatan Aydın, şunları söyledi:

Bu topraklara gelenler bu toprakları çıplak bulmadılar. Gelip yerleşmiş olmaları ve giderek bu toprakların gerçek sahibi haline gelmiş olmaları onları asla tek sahibi yapmaz. Daha önemlisi tarihsel hakikati ortadan kaldırmaz. Musul ve Kerkük aslında tarih boyunca Kürtlerle ve onun yurdu anlamında Kürdistan kavramıyla en çok özdeş olan bölgelerin başında geliyor.

“Hakikat bize sorumlu davranmamız gerektiğini hatırlatıyor”

Bölgede özellikle 700-750 tarihlerinden itibaren Arap yerleşiminin, 1000 ve 1050 tarihlerinden itibaren ise Türkmen yerleşimlerine rastlanıldığını; fakat bunların bu toprakların tarihsel yerlileri anlamına gelmediğini söyleyen Aydın, şöyle devam etti:

Bugün Musul, Kerkük ve diğer alanlardaki Türkmen nüfus varlığı ve Arap nüfus varlığından hareketle ‘Bu bölgeler tarih boyunca da böyle oldu’ gibi bir yaklaşımdan kendimizi uzak tutmamız lazım. Bu aslında milliyetçiliğin yayılıp egemen olma politikalarıdır. Bu coğrafyanın hakikati bize sorumlu davranmamız gerektiğini hatırlatıyor. Bu sorumluluk ise; bu topraklarda halen yaşamakta olan herkesin varlığını inkar etmeden barış içinde bir arada yaşayabileceği bir hukuk konsepti yerleştirmektir.

Lozan belgelerindeki nüfus veriler

Lozan görüşmelerinde geçen bilgi ve rakamlara da değinen Aydın, yazar İsmail Gördaş’ın kitabında aktardığı Lozan görüşmelerinde yer alan dönemin Türkiye Dışişleri Bakanı İsmet İnönü ve İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon’un belirttiği nüfus verilerini hatırlattı. Aydın, şunları söyledi:

Kerkük o zaman Musul’un bir vilayetiydi. İsmet İnönü o dönem, Musul ve Kerkük üstünde İngilizlerden hak iddia ederken iki öğe öne sürüyor. Öğelerden bir tanesi kesinlikle Ankara hükümetinin sadece Türklerin değil, Kürtlerin hükümeti de olduğuydu. Yani Musul ve Kerkük’e dair hak iddiasını gerekçelendirebilmenin birinci koşulu.

Bu başlı başına Musul ve Kerkük’ün gerçekte hangi halkın toprağı ve hangi halkın çoğunlukta olduğu bir toprak olduğunun net yanıtını veriyor. Ama İsmet İnönü burayla kalmaz, bir de rakamlar verir. Rakamlar da bu bölgede 503 bin kişinin yaşadığını ifade ediyor. Bunlardan 264 bin kişinin Kürt olduğunu, 146 bin Türk, 43 bin Arap, Êzidîlerin sayısının 18 bin olduğunu söylüyor. Bu tablo bize bu bölgenin Kürt bölgesi olduğunu gösteriyor.

İsmet İnönü’nün Türk nüfusunun sayısını artırdığını ve Kürt nüfusunu düşük gösterdiğini aktaran Aydın, İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon’un ise İnönü’ye karşı “Bu bölgede 455 bin Kürt, 186 bin Arap, 66 bin Türk yaşıyor” dediğini belirtti.

“Türkiye’nin hak iddia etmesi hiçbir hakikatle bağdaşmaz”

Hükümet ve muhalefet kanadından “İstersek Musul’a, Kerkük’e gireriz” şeklinde yapılan açıklamalara ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Aydın, şöyle konuştu:

Lozan Antlaşması tamamlandığında karşılaştığımız tablo şuydu. Ankara hükümeti kendi sınırları içindeki Kürtleri asimile etme hakkı elde ederken, Irak’ta kalan bugün Musul’un ortasında yer aldığı Güney Kürdistan diye tabir edilen bölgeden de tümüyle elini çektiğini ve bundan sonra herhangi bir hak iddia edemeyeceği sözü vermiş olmasıdır. Şunun altını özellikle çizelim. İngilizlerin bir sömürge rejimi karşısında bile oraya müdahale etme hakkından vazgeçmiş bir Türkiye’nin aradan üstelik yüz yıl geçtikten sonra bugün oranın yerleşik halkı kendi haklarını talep ediyor diye orada hak iddia etmeye kalkmak gerçekten hiçbir hukukla, hiçbir hakikatle bağdaşmaz. Şunu teslim etmek zorundayız ki Irak Kürtlerinin, Türkiye Kürtlerinin, Suriye, İran Kürtlerinin hiç olmazsa en az bir Filistin’deki Müslümanlar kadar, bir Arakanlı Müslümanlar kadar hakkı vardır.