Ana SayfaGüncelOHAL’de 50’ye yakın cezaevi açıldı, yüzlercesi de ‘yolda’

OHAL’de 50’ye yakın cezaevi açıldı, yüzlercesi de ‘yolda’

HABER MERKEZİ – Olağanüstü Hal’in ilan edildiği 2016’dan bu yana yaklaşık 50 yeni cezaevi açıldı. 2017’nin sonuna kadar ise bu rakam 60’a çıkacak. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü de yaptığı açıklamayla 5 yıl içinde 174 cezaevinin ‘yolda’ olduğunu duyurdu. Durumu değerlendiren HDP Milletvekili Ayşe Acar Başaran, cezaevlerinin açılışının hükümet tarafından “müjde” olarak sunulduğu yorumunda bulundu.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte cezaevi yapımı ve cezaevinde tutulan kişi sayısında sürekli artış yaşanıyor.

Yeni yapılan cezaevleri ise yüzölçümü ve kapasitesinin genişliğine göre ekonomiye olumlu etkileri olacağı öne sürülerek “yatırım” olarak savunuluyor.

2006 yılında 254 olan cezaevi sayısı 11 yılda 413’e yükselmiş durumda.

2016’da 38 yeni cezaevi açıldı

Türkiye Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü verilerine göre, her yıl ortalama 10-15 arası yeni cezaevi yapılırken, OHAL’in ilan edildiği 2016 yılında 38 yeni cezaevi yapıldı. 2017’nin sonuna kadar ise bu rakam 60’a çıkacak.

Ayrıca son 6 yılda 34 adet ceza infaz kurumuna ek bina yapılarak 9 bin 492 kişilik kapasite artırımına gidildi.

Kapasiteden fazla kişi kalıyor

Adalet Bakanlığı’nın 15 Temmuz 2017 tarihi itibarıyla açıkladığı verilere göre cezaevlerinde 223 bin 451 kişi bulunuyor. Cezaevlerinin kapasitesi ise 207 bin 338.

Öte yandan Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, 5 yıl içinde 174 cezaevi yapılacağını, 100 bin 182 kişilik kapasite artışı sağlanacağını açıkladı.

“Gelişmiş ülkeler okul açarken, Türkiye cezaevini müjdeliyor”

Cezaevi yapımındaki artışı değerlendiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Batman Milletvekili Ayşe Acar Başaran, artışın ülkenin açık cezaevine geldiğinin göstergesi olduğunu ifade etti.

Cezaevlerinin açılışının hükümet tarafından “müjde” olarak sunulduğunu belirten Başaran, şunları söyledi:

Gelişmiş ülkelerde hükümetler okul veya üniversite açılmasının müjdesini verir. Bilimin daha çok ilerlemesi için, ülkenin refahının artması için müjdeler verirken Türkiye’de verilen müjdeler cezaevlerinin açılması oluyor.

Başaran, cezaevleri sayısının artacak olması ile muhaliflerin hedef alınacağını söyleyerek, şu değerlendirme bulundu:

Binlerce HDP’li cezaevinde. Bu da daha çok muhalifin cezaevine girmesi demek, daha çok susturma ve sindirme politikası demek. Türkiye’de bu kadar çok cezaevine kimi koyacaklar? Muhalifleri koyacaklar, HDP’lileri koyacaklar. Onların karşısında sesini yükselten akademisyenleri koyacaklar. Barış isteyen akademisyenleri, ‘Biz bu suça ortak olmayacağız’ diyen öğretmenleri koyacaklar. Gazetecileri koyacaklar. Ya bizim yanımızda duracaksınız diyorlar ya da sizi cezaevine koyacağız diyorlar.

“Daha çok ‘tipsiz hapishaneler’ yapılacak”

Öte yandan cezaevlerinin özellik ve sayısındaki artışa paralel olarak isimleri de değişiyor. Bu cezaevlerinin son dönemlerde “Belirli Tipi Olmayan İnfaz Kurumu” (BTOK) halinde ortaya çıkması dikkat çekti. Bu adlandırmada Türkiye’de 21 tane BTOK bulunuyor.

İnsan Hakları Derneği (İHD) Hapishane ve Örgütlenmeden Sorumlu Genel Sekreter Yardımcısı Necla Şengül, tipi belirlenemeyen bu cezaevlerine ilk olarak Elazığ’da karşılaştıklarını belirtti.

Şengül, şu değerlendirmede bulundu:

Alfabenin bittiği yerde Adalet Bakanlığı sitesinde BTOK’lara rastladık. Bu tipsiz hapishanelerin kapasiteleri ve binaların fiziki yapıları hakkında detaylı bir bilgi de edinemiyoruz. Ülkeyi hapseden AKP hükümetinin tipi, fiziki koşulları, mevcudu, insan onuruna yakışıp yakışmadığı gibi en insani değerleri bile çiğnediği bir ortamda ülkenin yarısını hapsetmek istediği ile daha çok tipsiz hapishaneler yapacağı gerçeği ile karşı karşıyayız.


Bu haber Mezopotamya Ajansı’ndan Diren Yurtsever’in haberinden derlenmiştir.

PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
ABD'de kürtaj yasasını sertleştiren tasarı onaylandı
Sonraki Haber
Bakanlığa göre Baluken’in tek tutulması ‘tecrit' değil, nedeni ise ‘kurum güvenliği’