‘Sarraf tek başına ambargoyu delmiş olamaz’

HABER MERKEZİ – Rıza Sarraf’ın sanıkken tanık olduğu dava devam ederken duruşmaları yakından takip eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger ile anayasa hukukçusu HDP Milletvekili Mithat Sancar, Sarraf’ın iddialarını değerlendirdi. Öte yandan HDP, konuya ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.

Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) İran’a yönelik yaptırımlarını yasa dışı yollarla delme, rüşvet ve para aklama suçlamasıyla ABD’nin New York kentinde görülen davada, Rıza Sarraf dün savcılığın tanığı olarak ilk kez jüri karşısına çıktı.

Sarraf, Hakan Atilla’nın Halkbank’ta yaptırım kurallarıyla ilgili en bilgili kişi olduğunu ve eski Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’a 45-50 milyon euro ve 7 milyon dolar rüşvet verdiğini söylemesinin yanında, dönemin Avrupa Birliği (AB) Bakanı Egemen Bağış’ın kendisine Aktifbank’ta hesap açılması için bankanın CEO’suyla görüşme ayarlamaya yardım ettiğini de öne sürdü.

Rıza Sarraf: Zafer Çağlayan’a 45-50 milyon euro ve 7 milyon dolar rüşvet verdim

Sarraf’ın jürili duruşmadaki bu iddiaları, Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) de gündeminde.

CHP’li Aksünger: Türkiye ciddi bir sorunla yüz yüze gelebilir

Davayı yakından takip eden CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, Zafer Arapkirli ile Seyr-i Sabah’a telefonla bağlanarak, Türkiye’nin ciddi bir sorunla yüz yüze gelebileceğini savundu ve “Kurumlarımızın büyük bir yaptırımla karşı karşıya kalma olasılığı var” ifadelerini kullandı.

“Sarraf’ı inanılmaz rahat gördüm” diyen Aksünger, şöyle devam etti:

Anlattığı şeylere bakarsan sanki savcılık makamıyla beraber bu işleri yapmışlar, haşır neşir pozisyonda, mahkemeye karşı inanılmaz şekilde saygılı. Bundan sonraki süreç kafasında çok kurgulandığından dolayı detaylıca şekilde anlattı her şeyi. Karşısındaki Atilla’yı da çok rahat suçladı zaten. Daha kendisine konuşma sırası gelmedi ama Atilla biraz daha tedirgindi.

HDP’li Sancar: Sarraf’ın tek başına ambargoyu delmiş olması mümkün değil

Türkiye’nin önemli anayasa hukukçularından HDP Milletvekili Mithat Sancar da davayı Mezopotamya Ajansı’ndan Kenan Kırkaya’ya değerlendirdi.

Sancar, dava kapsamında ABD’yi ilgilendiren boyut ile Türkiye iç kamuoyunu ilgilendiren boyutlar arasında fark bulunduğunu söyledi.

ABD’nin hareket noktasının, İran’a yönelik ambargonun delinmesi, kara para aklanması ve ABD bankacılık sistemi kullanılarak haksız kazanç elde edilmesi gibi meseleler olduğuna işaret eden ve bütün bunların tek bir kişi tarafından yapılamayacağını söyleyen Sancar, şöyle konuştu:

Bunu yapabilmesi için Sarraf’ın farklı ilişkileri kullanması ve değişik bir ağ içinde olması gerekiyordu. Bu ancak hükümet ile yakın ilişki ve işbirliği içinde yapılabilecek bir şeydi. Tek başına Sarraf’ın ambargoyu delmiş olması mümkün değil. Bunun yaşanabilmesi için devletin işin içinde olması gerekiyor ki zaten bu konuda değerlendirmeler var.

Sancar, yargılamayı “Türkiye’deki kurumlara ve önemli şahıslara kadar uzanacak bir girişim” olarak nitelendirdi.

‘Kapitalist sistemin kendisini sürdürme yargılaması’

ABD’deki davanın aynı zamanda “kapitalist sistemin kendisini sürdürme yargılaması” olduğunu dile getiren Sancar, şöyle devam etti:

Dünya kapitalist sistemi ayrıca kendi işleyişini sürdürebilmek için de, kara para aklama, yolsuzluk, ambargonun delinmesi gibi fiillere karşı çıkıyor. İşin içinde bir hukuksal bir de siyasal sorun var. Hukuksal sorun yolsuzluk ve kara para aklamak gibi ağır suçlardır. Siyasal sonuçlar ise bir devletin yöneticilerinin ve kurumların bu suç oluşturan fillere karıştıkları yönündeki iddialardır.

Sancar, Sarraf’ın vereceği ifadelerin de önemli olduğunu belirterek, “Rıza’nın kurtulabilmesi için başka pek çok kişinin yanması lazım. Bu davanın sonunda Rıza hakkında verilecek karar yeni bir sürecin başlangıcı olacak” diye konuştu.

HDP’den Sarraf açıklaması

HDP Merkez Yürütme Kurulu da ABD’de devam eden davaya ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Olağanüstü Hal (OHAL) koşullarına vurgu yapılan açıklamada, “Hukuk var olsaydı ve hukukun üstünlüğüne saygı duyulsaydı; denge ve denetleme mekanizmaları işliyor olsaydı; kuvvetler ayrılığı ilkesi lağvedilmemiş olsaydı, şu anda ABD’de yargı önünde ifade veren Rıza Sarraf’ın anlattığı konular hakkında bağımsız ve tarafsız yargı harekete geçerdi” denildi.

Açıklamadan öne çıkan kısımlar şöyle:

Bugünkü iddialar çok ağırdır, iktidar mensuplarına ve kurumlarına yöneliktir. Bu iddialar Meclis’te partilerden eşit katılımla oluşacak bir komisyon aracılığıyla araştırılmalıdır. Ucu kime dokunuyorsa dokunsun, sonuna kadar gidilmelidir.

Yargı mensupları ortaya saçılan iddialar hakkında tarafsız ve bağımsız bir yargılama için adım atmalıdır. İddialar siyasetçiler, iktidar mensupları, eski bakanlar, üst düzey bürokratlar hakkındadır ve bu nedenle hafife alınamaz. Alt düzey mahkemeler bu iddiaları soruşturmak için yeterli değildir.