Ana SayfaManşetYüksek çitler, jiletli teller: Geri Gönderme Merkezleri ‘göçmen hapishaneleri’ne dönüştürülüyor

Yüksek çitler, jiletli teller: Geri Gönderme Merkezleri ‘göçmen hapishaneleri’ne dönüştürülüyor

HABER MERKEZİ – Göç İdaresi Genel Müdürlüğü İzmir, Kırklareli, Kayseri, Antep, Erzurum ve Van’da bulunan geri gönderme merkezlerine, 6 Kasım tarihinde düzenlediği ihale ile ‘Yüksek Güvenlikli Çit’ yaptırarak, sık sık hak ihlalleri ile gündeme gelen merkezlerin ‘güvenliğini’ güçlendirmeyi hedefliyor.

Türkiye’de kurulduğu yıldan bu yana yaşanan hak ihlallerinin insan hakları örgütlerinin raporlarına girdiği, hakkında birçok soru ve araştırma önergesi verilen Geri Gönderme Merkezleri, Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen ihale ile yüksek güvenlikli hapishanelere dönüştürülüyor.

Genel Müdürlük, 6 Kasım tarihinde pazarlık usulü ile düzenlediği ihale ile merkezlerin etrafına daha yüksek çitler örmeyi hedefliyor.

Çitler ve jiletli teller

Merkezlerin etrafına örülecek çitler ile yetinmeyen Göç İdaresi, İzmir, Kırklareli, Kayseri, Gaziantep, Erzurum ve Van’da bulunan geri gönderme merkezlerine yapılacak çitlere jiletli teller takmayı da planlıyor.

Genel Müdürlük tarafından ihaleye çıkarılan işe göre, binalar etrafına örülecek çitlerin kafes tipi olması öngörülürken, çitlerin yerden yüksekliği ise şehirlere göre değişiklik gösterecek ve 3 ila 5,50 metre arasında değişiklik gösterecek.

Direklerin üzerine ayrıca 1 metre yüksekliğinde de jiletli tellerin örülmesi planlanıyor.

Merkezler etrafına örülecek direk ve tellere ek olarak, aydınlatma direklerine de oklar ve jiletli teller yerleştirilmesi planlanan işler arasında yer alıyor.

Merkezlerin ‘güvenliği’ için yapılması planlanan bir diğer iş ise kurulacak raylı kapılar. Yüksekliği 2,50 metre, genişliği ise 6 metre olarak planlanan kapıların üst kısımlarına da yine jiletli tellerin yerleştirilmesi planlanıyor.

Cezaevlerinden daha yüksek duvarlar

İhale sonucunda uygulanacak proje ile merkezlerin son haline ilişkin kesit görsellerde, merkezlerin projenin tamamlanmasının ardından cezaevlerinden daha yüksek duvarlara sahip olacağı, aynı zamanda toplumdan da tamamen izole edileceği görülüyor.

Haklarında ‘soruşturma’ devam eden ve bu merkezlere kapatılacak olan mülteciler, böylelikle hem toplumdan koparılacak hem de merkezlerdeki uygulamalar tamamen gizlenebilecek. Merkezlere ilişkin insan hakları örgütlerinin denetleme başvurularının sıklıkla reddedildiği bilinirken, merkezlerin son şekli ile kötü ününe ün katması da ihtimaller arasında.

Merkezler kötü bir üne sahip

25 Temmuz itibari ile resmi verilere göre Göç İdaresi Genel Müdürlüğünce işletilen 20 adet Geri Gönderme Merkezi bulunurken, bu merkezlerin toplam kapasitesi 8226 kişi olarak belirlenmiş durumda.

Merkezlerde ‘idari gözlem amacı’ ile özellikle mülteciler tutulurken, buralarda tutulanların sayısı hakkında ise net bir veri bulunmamakta.

Merkezlerde tutulan mültecilerin asgari yaşam standartlarının dahi altında yaşadıkları ve haklarında devam eden işlemlerin aylar ve bazen yıllar sürdüğü bilinirken, tutuldukları süre boyunca yaşadıkları ise kamuoyu tarafından tam olarak bilinmemekte.

İzmir’deki Harmandalı Geri Gönderme Merkezi’nde tutulan mültecilerin yardım çığlıklarının yükselmesinin ardından Türkiye gündeminde uzun süre kalan, ancak Göç İdaresi Genel Müdürlüğü tarafından ‘5 yıldızlı otel’ olarak adlandırılan merkeze ilişkin HDP Van Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan tarafından verilen araştırma önergesinde şu ifadelere yer verilmişti:

İdari kararlarla geçici olarak gözetim altında tutulması gereken kişilerin ne şekilde tutulacakları mevzuatla düzenlenmiştir. Buna göre bu kişilerin düzenli sağlık bakımına erişmeleri ve insan onuruna uygun şekilde gözetim altında tutulmaları beklenir. Fakat Kumkapı ve yakın zamanda Harmandalı Geri Gönderme Merkezi örneklerinde olduğu gibi idarenin ulusal ve uluslararası yükümlülüklere uymadığı düşünülüyor. Bu hususta sığınmacıların politika malzemeleri yapılmalarının da etkisi var. Uluslararası kurumlar da raporlarında Türkiye’nin geri gönderme merkezlerinde alıkonan mültecilerin aileleriyle görüşmelerinin engellendiğini, geçici bir durum olması gereken ‘alıkoymanın’ aylarca sürdüğünü, çok sayıda işkence ve kötü muamele vakasının olduğunu iddia ediyor.

Adı sık sık ihlaller, protestolar ile gündeme gelen bir diğer merkez ise Kumkapı Geri Gönderme Merkezi. Öyle ki merkez hakkında Anayasa Mahkemesi 2015 yılında ‘İnsan haysiyeti ile bağdaşmıyor’ kararı vermişti.

Bianet’ten Ayça Söylemez’in 27 Haziran 2014 tarihli haberi ile de Rusya vatandaşı Çeçen Zalim Yarashonen’in yaklaşık altı ay Kumkapı Geri Gönderme Merkezi’nde tutulmasına ilişkin AİHM’in Türkiye’yi ‘işkence ve kötü muamele yasağı, özgürlük ve güvenlik hakkı, etkili başvuru hakkı’ ihlalinden suçlu bulduğu basına yansımıştı.


Gazete Karınca

PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
İstanbul'da HDP binasına silahlı saldırı
Sonraki Haber
İmara açılarak yok edilen bir ada: Yassıada