Ana SayfaGüncelPelin Cengiz: O kir istemeseniz de gelir size de bulaşır

Pelin Cengiz: O kir istemeseniz de gelir size de bulaşır

HABER MERKEZİ – Pelin Cengiz, Artı Gerçek’te “Zarrab ‘bankacılığı’ ve ahbap çavuş ekonomisi” başlığıyla yayınlanan yazısında, ABD’de devam eden davanın Rıza Sarraf’ın hükümetteki isimleri de anmasıyla kritik bir noktaya geldiğini vurguluyor. Ancak Cengiz, “Bir ülkenin iktidar mensupları bu kadar kirliyken diğer kurumlarının ne kadar temiz olduğu da tartışılır hale geliyor. İnsanlar kendi hayatlarına değer vermedikçe, sorgulamadıkça ve toplumun daha iyi bir yönetime layık olduğunu düşünmedikçe, o kir istemeseniz de gelir size de bulaşır” diyor.

Artı Gerçek yazarı Pelin Cengiz, eski Halkbank yöneticisi Hakan Atilla’nın yargılandığı ve Rıza Sarraf’ın (Reza Zarrab) ‘tanık’ sıfatıyla itiraflarda bulunduğu ABD’deki davayı köşesine taşıdı.

Sarraf’ın üç gün boyunca verdiği ifadede AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ilk kez değinmiş olmasını kritik nokta olarak gösteren Cengiz, bu gelişmenin dava sonucunu etkileyeceğini savundu.

Cengiz, yazısında “İnsanlar kendi hayatlarına değer vermedikçe, sorgulamadıkça ve toplumun daha iyi bir yönetime layık olduğunu düşünmedikçe, o kir istemeseniz de gelir size de bulaşır” değerlendirmesinde de bulundu.

Pelin Cengiz’in “Zarrab ‘bankacılığı’ ve ahbap çavuş ekonomisi” başlığıyla yayınlanan yazısından ilgili bölüm şöyle:

Zarrab’ın üç gün boyunca söyledikleri içinde şu ana kadarki en kritik nokta, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ilk kez değinmiş olması. Zarrab, Halkbank gibi Ziraat Bankası ve Vakıfbank’ın da ambargoyu delmek için İran’la çalışmasına Erdoğan’ın onay verdiğini söyledi. Hatta durumdan o dönemde Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın da haberi olduğunu belirtti.

Bu isimlerin zikredilmesi davaya bakan yargıç Richard Berman için tali konular olabilir, zira kendisinin önceliği muhtemelen ambargonun gerçekten ihlal edilip edilmediği, edildiyse hangi araç, yöntem, banka ve ülke ticari sistemlerinin kullanıldığı, bundan ABD devletinin ne tür bir zarar gördüğü vs. olacak. Elbette bir ülkenin devlet adamlarının doğrudan bu işlere bulaşmış olması da davanın sonucunu etkileyecektir.

Çünkü, burada mesele sadece ambargo delme, kara para aklama ve yolsuzlukla sınırlı değil. Uluslararası anlaşmalara ve BM Güvenlik Konseyi kararlarına rağmen İran’a para giriş çıkışı ABD için bir ulusal güvenlik meselesi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Ambargoyu asıl ABD’nin deldiğini, ABD’li Boeing’in İran’a uçak sattığını” söylediği gibi basit değil maalesef.

Bu uçak satışları, Temmuz 2015’te uluslararası ekonomik yaptırımların kaldırılması karşılığında, İran’ın nükleer faaliyetlerini sınırlandırılmasını öngören anlaşma sonrasına denk düşüyor. Obama döneminde alınan bu karar sonrasında, iki ülke arasındaki ticaret hacmi genişlemeye başladı.

Bir ülkenin iktidar mensupları, bürokrasisi, iş dünyası bu kadar kirliyken diğer kurumlarının ne kadar temiz olduğu da tartışılır hale geliyor. İnsanlar kendi hayatlarına değer vermedikçe, sorgulamadıkça ve toplumun daha iyi bir yönetime layık olduğunu düşünmedikçe, o kir istemeseniz de gelir size de bulaşır. Ama Türkiye gibi yolsuzluğa, haksızlığa, rüşvete, hak ihlallerine -küçük zümreler hariç- tepkisizliği ve gönüllü seyirciliği yüksek ülkelerde “elleri yıkama” operasyonu zor.

Bir ülkede bireysel özgürlükleri baskıladığınız, şeffaflık ve hesap verebilirlikle ilgili mekanizmaları işlemez hale getirdiğiniz zaman, demokrasiyi amaç değil araçsallaştırdığınız zaman, yolsuzlukla mücadele şansınız da azalmış oluyor…


Rıza Sarraf’ın ABD’deki mahkemede verdiği ifadeler: 1. GÜN / 2. GÜN / 3. GÜN

Financial Times: ABD’deki dava Erdoğan’la ilgili soru işaretleri yarattı



PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Dilin zaman ve görsel algımız üzerindeki rolü
Sonraki Haber
'İzleyicinin öznelliğiyle doldurabileceği açık bir metin': Yeksan'ın "Körfez"i vizyonda