Ana SayfaKültür-Sanat!f’te, izleyiciyi 19. yüzyıl pagan zamanlarına götüren ‘rahatsız’ bir film: “Kasım”

!f’te, izleyiciyi 19. yüzyıl pagan zamanlarına götüren ‘rahatsız’ bir film: “Kasım”

HABER MERKEZİ – !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nin programında da yer alan Estonyalı yönetmen Rainer Sarnet’ın filmi ‘Kasım’, ilginç konusu ile dikkat çekiyor. ‘Hem gözler hem de hayal dünyası için görsel bir şölen’ olarak nitelenen film, seyirciyi Estonya’nın bir köyünde kurtların, vebanın ve ruhların kol gezdiği bir hikayeye götürüyor.

New York’un prestijli film festivali Tribeca’da prömiyerini yapan November (Kasım), bu yılki !f İstanbul Bağımsız Filmler Festivali’nin programında da yer alıyor.

Yönetmenliğini Rainer Sarnet yaptığı Estonya sineması örneği olan filmin hikayesi, Estonya’nın bir köyünde kurtların, vebanın ve ruhların kol gezdiği bir köyde geçiyor.

Sarnet, “Bu filmde sevgi bir ilişki şekli değil, ana karakterin inanma ve varolma biçimi” diyor.

!f’in bu yılki programında da yer alan Kasım için festivalin takdimi şöyle:

“Gözler ve kulaklar için görsel bir şölen.

“Pagan zamanlarında Estonya’nın bir köyünde kurtların, vebanın ve ruhların kol gezdiği bir köyde geçen Kasım, hem gözler hem de hayal dünyası için görsel bir şölen. Hiçbir şeyin tabu olmadığı bu köyde, köylülerin en büyük sorunu soğuk ve zorlu geçen kara kıştır. İnsanlar, birbirinden, Alman malikane sahiplerinden, hatta ruhlardan ve şeytandan bile çalmaktadır. Ancak ruhlarını ‘Kratt’ adlı yaratıklara vermek zorunda kalırlar. Bu da feodal sistemin başındakilerin daha da ihya olmasına neden olmaktadır.

“Rainer Sarnet’in siyah-beyaz, büyüleyici ve karanlık alegorisi bizi 19. yüzyıl pagan zamanlarına götürürken, insanlığın, aşkın olasılıklarının ve varoluşun etrafında uzun süre akıllardan çıkmayacak bir görsellikle başbaşa bırakıyor. Estonya’nın Oscar adayı!”


Kasım‘ın !f’teki gösterim tarihlerine BURADAN bakabilir, fragmanını da aşağıdaki bağlantıdan izleyebilirsiniz:

Previous post
Feleknas Uca: Türkiye'nin desteklediği ÖSO, Ezidileri yok etmek istiyor
Next post
Alain Badiou: İnsanlar kimliklere tutunuyorlar, karşılaşmaya karşıt bir dünya bu