Ana SayfaManşet8 MART | ‘Artık yeter’ diyen kız kardeşlerimiz anısına – Editörden

8 MART | ‘Artık yeter’ diyen kız kardeşlerimiz anısına – Editörden

Kadın, erkeğin başarısız bir kopyası değildir; insan olarak mücadele ve inşa için özel özelliklere ve yeteneklere sahiptir. Bu kadar uzun süre zincirli kalmış enerjisinin serbestçe gelişiminin, mücadelede ve yaratıcı çalışmalardaki başarısında büyük katkısı olacaktır.

[Clara Zetkin]


Pelin Özkaptan


Tarih: 8 Mart 1857

Yer: New York’ta bir dokuma fabrikası

Uzun ve güvencesiz çalışma koşulları, düşük ücretler ve bunların sonucunda ‘artık yeter’ diyen yaklaşık 40 bin kadın işçi.

Talepleri ise son derece makul ve zaten olması gereken insani hususlar: 16 saat olan çalışma saatinin 10 saate indirilmesi ve ücretlerde artış yapılması.

Bu grev hem kadın hem de işçi mücadelesi açısından bir milattı. O zamana kadar ki en kitlesel kadın eylemi olan bu grev, çok geçmeden polis ve fabrika yönetiminin şiddetiyle karşılaştı. Kadınlara tüm şiddetiyle saldırmaya başlayan polis işçilerin bir kısmını fabrikaya kilitledi. Bu esnada çıkan yangında içeride kilitli kalan 129 kadın işçi yaşamını yitirdi.

Polis-iktidar iş birliğiyle olayın üstü kapatılmak istendi ama katledilen kadınların cenaze törenine binlerce kişinin katılmasına engel olmadı bu girişim.

Derken yıllar geçer ve tarih 25 Kasım 1909’u gösterdiğinde New York ve civarı, Philadelphia ve Baltimore’dan 600 gömlek fabrikasında çalışan yüzde 80’i kadın 20 bin gömlek işçisi greve çıktı.

Bu kez işçilerin taleplerinin bir çoğu kabul edildi ve bu grev ‘tarihin en büyük kadın eylemi’ olarak anıldı ABD tarihinde.

Clara Zetkin’in önerisi ve 8 Mart

Bu grevden 1 yıl sonra 27 Ağustos 1910’ta düzenlenen 2. Enternasyonel’e bağlı kadın toplantısında Clara Zetkin, dokuma fabrikası yangınında ölen işçi kadınlar anısına 8 Mart’ın Dünya Emekçi Kadınlar Günü olarak anılması önerisini getirdi ve bu öneri oy birliği ile kabul edildi.

Ve kadınlar ülke ülke, dalga dalga akmaya başladı meydanlara.

Sömürülen emekleri, bedenleri, gasp edilen özgürlükleri, üzerlerine örtülmeye çalışılan erkek egemenliğine karşı çıktı yollara ve haykırmaya başladılar: ‘Ekmek istiyoruz, gül de!’

Yıllar geçti, dünya hem çok değişti hem çok aynı kaldı. Kadınlar onları hapsetmeye çalışan sistemin içinden çıkmak için mücadele etmeyi hiç bırakmadı.

Ne her daim savaşın ve baskının en yoğun olduğu Ortadoğu’da ne de ‘özgürlüklerin merkezi’ Avrupa ülkelerinde.

8 Mart ne hediye ne lütuf

Sözün özü 8 Mart kadınlara ne kimsenin lütfu ne de hediyesi. Tabir-i caizse cadıların ‘söke söke aldığı’ bir gün bugün.

Kadınlar savaşlarda bedenleri teşhir edilen, iş yerlerinden evlerinde sömürülen, şiddete maruz bırakılan, öldürülen, yok sayılan, susturulan, nefes alması engellenen, hakları gasp edilen kız kardeşleri için, susmuyor, susmadı, susmayacak.

Yaşasın 8 Mart!

Bijî 8’ê Adarê!

Skudas 8 Mart’i!

Hooray մարտի 8!

Tahya 8 Maris!

Abri 8 Marde!

Previous post
Moody’s, Türkiye'nin notunu düşürdü
Next post
8 MART | Tarihten Kadın Portreleri