Ana SayfaGüncel“‘Cumhur İttifakı’ durdurulabilir, muhalefetin yapması gereken ittifak değil ortaklık”

“‘Cumhur İttifakı’ durdurulabilir, muhalefetin yapması gereken ittifak değil ortaklık”

HABER MERKEZİ – AKP ve MHP’nin “Cumhur İttifakı”nı, tartışmalı yasa teklifini ve muhalefetin sorumluluklarını değerlendiren gazeteci Kemal Can, 26 maddelik teklif ile seçimin daha da sıkıntılı sonuçlar doğuracağına dikkat çekiyor. MHP tabanının yarıya yakınının Cumhurbaşkanı Erdoğan’a oy vermeyeceği, Kürt kentlerinde de AKP’nin oylarının düşeceği değerlendirmesinde bulunan Can, muhalefete ise bir tür ‘ortaklık’ öneriyor:Referandumun bir tür rövanşı gibi bu seçimlerle ‘hayır’cılar, 16 Nisan referandumuyla getirilmek istenen rejimi durdurulabilir.”

21 Şubat’ta Meclis’e sunulan 26 maddelik yasa teklifi tartışılmaya devam ediyor. Teklifte özellikle muhalefetin tepkisini çeken kısımlar özetle şöyle:

  • Valilere sandık taşıma yetkisi verilecek
  • Sandık kurulu başkanları memurlardan oluşacak
  • Oy kullanma esnasında herhangi bir vatandaşın şikâyeti üzerine polis veya asker sandık çevresine gelebilecek
  • 16 Nisan referandumunda en çok tartışılan mühürsüz oy ve pusulalar da seçimde geçerli sayılacak.

Tartışmalı bu yasa teklifini, AKP ve MHP’nin “Cumhur İttifakı”nı, ittifakın iki partiye yansımasını değerlendiren gazeteci Kemal Can’ın Mezopotamya Ajansı’ndan Bilal Seçkin’e açıklamalarını derledik:

Kemal Can

Seçim bu maddelerle daha da sıkıntılı sonuçlar doğuracak

AKP ve MHP yalnızca ittifakla değil, seçim sisteminin koşulları ve kontrolü ile ilgili düzenlemelerle de iktidar avantajını maksimum hale getirmek istiyor. Sunduğu maddelerden en kritik olanı şüphesiz pusulaların mühürlü olup olmamasına bakılmaksızın geçerli sayılmasıdır. Bunun önünü açmak, yasaya bağlamak seçimi şüphelendiren bir durum. Bu kadar görünür bir şekilde şüphe ve tartışma yaratan bir maddeyi neden koyduklarını anlamış değilim. Yine sandık kurulu başkanlarının devlet memuru olması, kolluk güçlerinin sandık mahalline girmesi, özellikle kırsal kesimlerde sandıklarda sorunların olacağını gösteriyor. Zaten sorunlu olacağı konusunda hep şüpheler olan seçim, bu maddelerle daha da sıkıntılı sonuçlar doğuracaktır.

‘Cumhur İttifakı’ karşılıklı mecburiyetlerden doğdu

Erdoğan ve AKP’nin 2019 seçimlerine dönük ciddi biçimde bir oy desteğine ihtiyacı var. Dolayısıyla MHP’nin referandumda da görüldüğü gibi bu oyu, destek açısından kritik. Çünkü AKP, ilk tur için sonuç almak istediği için bu ittifaka ihtiyaç duydu. MHP’nin mecburiyeti ise barajı geçerek hem Meclis’e girebilmek, hem de 2015 Haziran’ından itibaren iktidarla, aynı çizgide yürümenin yarattığı durumdan maksimum faydalanmaktır. Bir anlamda, Haziran 2015’ten bu yanaki fiili iktidar ortaklığını resmileştirmek istediler.

Bu iki tarafın birbirine mecburiyeti, ittifakın bir biçimde olacağını gösteriyordu. MHP bu birlikteliği, ittifak yasasıyla özellikle bir kurala bağlamak istedi. Bu tercihinin sebebi: Birincisi, kendi tabanına ve kendi seçmenine AKP ile basit bir milletvekilliği pazarlığı yapmadığını göstermektir. İkincisi ise, referandum tartışılan MHP yöneticileri, teşkilatları, seçmeni AKP’ye çok destek vermedi, suçlamasını da kırmaktır. Kendi oy gücünü de görmek istiyor.

MHP tabanının yarıya yakını Erdoğan’a oy vermez

Milletvekili seçimi açısından, partisinin altına mühür vuracakları için maksimum milletvekili sayısı çıkartmak adına büyük bir motivasyonla ittifaka oy vermesini bekleyebiliriz. Ama aynı sonucun Cumhurbaşkanlığı seçimi için olabileceği kanaatinde değilim. MHP tabanının yarıya yakınının, Cumhurbaşkanı olarak Erdoğan’ı desteklememe ihtimali son derece yüksek olacaktır.

AKP’nin bölgede de oyları düşecek

Çözüm sürecinin bitmesi, 7 Haziran’dan 1 Kasım’a giden süreç, Suriye politikası, Afrin meselesi, Erdoğan’ın artık milliyetçi bir lider gibi konuşmaya başlaması, AKP’ye daha önce oy vermiş Kürtlerden oy kaybettirdi. AKP, onu geri kazanma ihtimalini çok görmüyor. İttifak yüzünden biraz daha kaybedecektir ki, o kaybı da göze alıyor. Buradan kaybedeceği ile MHP’den kazandığını tartıya koyduğunda avantajlı olan tarafın MHP ittifakı olduğunu düşünüyor. Çünkü zaten şuanda hem politik söylem, hem de Kürtlere uyguladığı politikalar açısından MHP ile örtüştük. Aynı zamanda, bu dönem Erdoğan’ın sadece MHP’nin oylarına değil, MHP’nin ideolojik katkısına da ihtiyacı var. AKP’nin bölgede düşen oylarının bu ittifakla daha da düşeceğini söylemek mümkündür.

Muhalefet bir tür ‘ortaklık’ yapmalı, bunu topluma anlatmalı

‘Cumhur İttifakı’na karşı muhalefet blokunun yapması gereken, yapacakları birlikteliğin adına illa ittifak değil bir tür ‘demokrasi açılımı, ortaklığı’ diye tarif edebilirler. “Kendi isimlerimizle, amblemimizle, programımızla seçime gidiyoruz. Ama iktidar partilerinin yarattığı ittifaka karşı bir şemsiye altında gidiyoruz”u topluma anlatmaları lazım.

Bu yapılabilir bir şey. Zaten fiili olarak 16 Nisan referandumunda ‘Hayır’cılar bunu yaptı. AKP bu birlikteliği boşa çıkarmak için her şeyi yaptı hatta bunun içine FETÖ suçlamasını da kattılar. Ama bu bir sonuç vermedi. Seçmen doğrudan bundan etkilenmedi. Dolayısıyla topluma; ‘bizim bir ittifakımız söz konusu değil, hepimiz yine kendi amblemimizle, programımız ve adaylarımızla seçimdeyiz. Biz sadece adaletli bir seçim için bir aradayız’ deyip tek adam rejimine karşı galip gelebilirler. Şimdi referandumun bir tür rövanşı gibi bu seçimlerle ‘hayır’cılar, 16 Nisan referandumuyla getirilmek istenen rejimi durdurulabilir.

Afrin seçimle bağlantılı

Afrin’e operasyon 2019 seçimleri ile bağlantılı. Bu tür politikalar, seçmenin oy verme davranışında çok hızlı bir biçimde etki gösterebiliyor. Özellikle tereddüt içerisinde olan, daha önce iktidar partisine oy vermiş ama çeşitli nedenlerle bıkmış kesimleri hızlı bir şekilde etkiliyor ve Abdülkadir Selvi’nin söylediği gibi ‘3 puanlık, 5 puanlık hızlı hareketler’ olabiliyor. Fakat bu tür hareketlenmeler kalıcı olmuyor.

Previous post
Bedeni, bizzat bir özgürleşme pratiği olarak okuyan kitap: "İmgesel Bedenler"
Next post
Kadın Yazısı Festivali 9 Mart'ta başlıyor