Ana SayfaGüncelKatliamın üzerinden 30 yıl geçti: “Afrin’de yeni bir Halepçe yaşanmasın”

Katliamın üzerinden 30 yıl geçti: “Afrin’de yeni bir Halepçe yaşanmasın”

HABER MERKEZİ – Halepçe Katliamı’nın üzerinden 30 yıl geçti. 16 Mart 1988’de Halepçe’ye düzenlenen saldırıda 5 bin kişi yaşamını yitirdi. Katliamın yıl dönümünde yapılan açıklamalarda Halepçe ile bugün Afrin’de yaşananlar arasında koşutluk kuruluyor; DTK, “Afrin’de yeni bir Halepçe’nin yaşanmasına izin vermemelidir” diyor. HDP de “Dün Halepçe’de kimyasal ve biyolojik silahlarla bu meşru mücadeleyi bastırmaya çalışan zihniyetin benzeri bugün Afrin’de kadın, çocuk ve yaşlılara, sivil halka saldırıyor” diye belirtiyor.

İran-Irak Savaşı sırasında, Baas iktidarı ve Saddam Hüseyin, 1986-1988’de Irak’ın kuzey bölgesindeki Kürtlere karşı El-Enfal Harekatı adlı bir operasyon düzenledi.

1988 Mart ayı ortalarında İran ordusu Halepçe kasabasına girmişti, Saddam Hüseyin de bunun üzerine Korgeneral Ali Hasan al-Majid al-Tikriti’ye zehirli gaz bombalarını kullanmayı emretti.

16 Mart 1988’de Halepçe’ye düzenlenen saldırıda 5 bin kişi yaşamını yitirdi, 7 bin kişi yaralandı. Binlerce insan da saldırının etkileri yüzünden sakat kaldı ve ilerleyen yıllarda farklı hastalıklar yaşadı.

Bugün, 16 Mart 1988 tarihinde Halepçe’deki bu katliamın üzerinden tam 30 yıl geçti.

HDP’den açıklama

Halkların Demokratik Partisi (HDP), Halepçe Katliamı’nın 30’uncu yılında “Dün Halepçe, bugün Afrin…” başlığıyla yazılı bir açıklama yayınladı. Açıklamanın tamamı şöyle:

“16 Mart Halepçe Katliamı’nın üzerinden 30 yıl geçti. 30 yıl önce BAAS iktidarı ve Saddam Hüseyin, kimyasal ve biyolojik silahlarla kadın, erkek, çocuk, yaşlı 5 binden fazla Halepçeli Kürdü katletti.

Halepçe Katliamı insanlık tarihinde kara bir leke olarak yerini aldı, halkların vicdanında yargılandı ve insanlık suçu olarak mahkum edildi.

Irak’ta Kürt halkının eşitlik ve özgürlük mücadelesini kimyasal ve biyolojik silahlarla yok edeceğini düşünen Saddam Hüseyin ve BAAS rejimi, hem kendi sonunu hazırladı, hem de Kürt halkının özgürlük ve kendini yönetme talebini geriletemedi.

Özgürlük ve eşitlik mücadelesinin kimyasal silahlarla yok edilemeyeceği bütün dünya tarafından görüldü. Bu mücadele 30 yıl sonra, bugün daha güçlü bir şekilde devam ediyor.

Dün Halepçe’de kimyasal ve biyolojik silahlarla bu meşru mücadeleyi bastırmaya çalışan zihniyetin benzeri bugün Afrin’de kadın, çocuk ve yaşlılara, sivil halka saldırıyor. Afrin’de yaşayanların IŞİD barbarlığına karşı duruşları ve yönetimleri bugün ezilmeye ve yok edilmeye çalışılıyor. Afrin halkı, yaşadığı topraklardan sürülmeye, yeni bir iskan politikasına ve nüfus mühendisliğine maruz kalıyor.

Tarih bize gösterdi ki, en gelişmiş savaş araçlarını kullanmak, şehirleri bombalamak, demografik mühendislik yapmak tarihsel gelişmeleri yavaşlatabilir, ama asla geriye döndüremez. Özgürlük, eşitlik, adalet, demokrasi ve barış mücadelesi asla yok edilemez.

30’uncu yıldönümünde insanlık düşmanı Halepçe Katliamı’nı bir kez daha lanetliyoruz. Bugün kendi iktidarlarını savaşla, işgalle, halkları birbirine düşürerek korumaya ve sürdürmeye çalışanları tarihten ders almaya çağırıyoruz.”

DTK’den açıklama

Demokratik Toplum Kongresi (DTK), katliamın 30’uncu yılında yayımladığı mesajda, katliamda yaşamını yitirenler anıldı, Türkiye’nin Afrin’e yönelik yaptığı operasyonda yaşanan sivil ölümlere dikkat çekildi ve “Afrin’de yeni bir Halepçe’nin yaşanmasına izin vermemelidir” çağrısı yapıldı.

Açıklamadan bazı bölümler şöyle:

“İnsanlığın tarihine kara bir leke olarak geçen ve belleklerden asla silinmeyecek olan Halepçe katliamının üzerinden 30 yıl geçti. Kürt halkı şahsında insanlığa ve insanlığın tüm değerlerine karşı gerçekleştirilen Halepçe katliamı bir insanlık suçu olarak tarihteki yerini almıştır.

Halepçe katliamı, sömürgeci devletlerin halkımıza karşı gerçekleştirdiklerinin ne ilki, ne de sonuncusudur. 20. yüzyılın ilk çeyreğinde başlayan ve sonrasında da derinleştirilerek stratejik bir yok etme ve tarihten silme politika ve uygulamaları ile sürekli güncellenerek sürdürülmüştür. Koçgiri, Ağrı, Zilan, Genç, Dersim, Maraş, Qamışlo, Gazi, Roboski, Şengal, Sur, Cizre, Nusaybin, Silopi, Şırnak ve daha birçok Kürt ili ve ilçesinde bu yıkım ve yok etme stratejisi büyük katliamlarla sürdürülmüştür. Günümüzde de Afrin’de aynı strateji ile Kürt halkının topyekun varlığına ve değerlerine karşı bir işgal, imha ve soykırım saldırısı başlatılmıştır.

Afrin’de yeni bir Halepçe’nin yaşanmaması için, halkımız başta olmak üzere bütün uluslararası toplumu, Birleşmiş Milletleri, Avrupa Birliği’ni ve uluslararası insan hakları kuruluşlarını Afrin halkıyla dayanışmaya, Afrin halkına sahip çıkmaya çağırıyoruz. Uluslararası toplum Afrin’de yeni bir Halepçe’nin yaşanmasına izin vermemelidir.”