Ana SayfaGüncel“İspanya İç Savaşı’nda haber alınabiliyordu ama biz Afrin’den bihaberiz, utanç zamanları yaşıyoruz”

“İspanya İç Savaşı’nda haber alınabiliyordu ama biz Afrin’den bihaberiz, utanç zamanları yaşıyoruz”

HABER MERKEZİ – Basıldığı matbaaya kayyum atanan Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi’nin yazarlarından Pakrat Estukyan, bunun bir ‘mevzi kaybı’ olduğunu vurguladı. İspanya İç Savaşı’nda günü gününe haberler alınabildiğini ancak bugün Afrin’den bihaber olunduğunu söyleyen Estukyan, Özgürlükçü Demokrasi’ye el konulmasının Türkiye basın tarihindeki simgesel üç olaydan biri olduğunu da belirtti. Özgürlükçü Demokrasi için “Özgür bir şekilde yazdığım bir yerdi” diyen Estukyan’a göre bu olayla beraber artık diğer matbaalara da el konulma riski doğmuş durumda.

Özgürlükçü Demokrasi Gazetesi ve Gün Matbaası’na kayyum atanmasına ilişkin tepkiler devam ediyor. Gazeteye el konulmasına tepki gösteren isimlerden biri de gazetenin yazarlarından Pakrat Estukyan.

Mezopotamya Haber Ajansı’ndan Bilal Seçkin’e konuşan Estukyan, Türkiye basın tarihinde simgesel anlamı olan üç olay olduğunu söylüyor: Tan Gazetesi’nin yakılması, Özgür Ülke Gazetesi’nin Kumkapı’daki binasının bombalanması, Özgürlükçü Demokrasi’nin basıldığı Gün Matbaası’na el konulması.

Estukyan’a göre bu, “yarın öbür gün Türkiye basın tarihi yazılırken, altı kalın çizgilerle çizilecek simgesel bir olay.” Estukyan şöyle devam ediyor:

“Daha önce Kürt basınında yenisini çıkartma, yeni arayışlar peşinde olma gibi bir yetenek vardı. Gazetelerin biri kapatılırsa bir yenisini açarlardı. Siyasi partiler geleneğinde de olduğu gibi. Fakat şimdi matbaaya el konulması işi bu anlamda da zorlaştırdı. Ama bunun da aşılacağını düşünüyorum.

İktidar yarın öbür gün, ‘Kimse Türkiye’ye Kürtçe gazeteye engel oldun diye suçlayamaz. Ben bir şey demedim ki, gitsin nerede istiyorlarsa gazetelerini bassınlar’ diyebilecek. Ama o gazeteleri basmaya cüret edecek bir matbaa olmayacak, çünkü bırakmadılar. Matbaalara el konulma riski var. Matbaa sahibi ekmek teknesine el konulmasını istemez. Yani fiilen bir baskıdır. ‘Yasaklamadım, git serbestsin, basabilirsin’ diyor ama sen basamıyorsun”

Türkiye’deki tek günlük Kürtçe gazete olan Welat’ın da bunu tahmin ettiği için sembolik olarak fotokopiyle okurlarının karşısına çıktığını hatırlatan Estukyan, bunun da ‘tarihi’ olduğunu vurguluyor ve ekliyor: “Kendileri şimdi de internet gazeteciliğine geçme kararı aldılar ama bu sefer de karşılarında RTÜK var. İktidar, internet gazeteciliğinde de RTÜK gibi bir barajı basının önüne getirdi. Hükümet aykırı sese tahammül gösteremeyecek.”

“İspanya İç Savaşı’nda haber alınıyordu ama bugün Afrin’den bihaberiz”

Özgürlükçü Demokrasi’ye el konulmasının ardından yalnızca bölgeden değil, Afrin’den de bihaber olacaklarını söyleyen Estukyan, “Şu anda Afrin’den hiçbir haberimiz yok” diyor.

Afrin’den hâlihazırda birçok infazın yapıldığı, kadınların kaçırıldığı söylentilerinin geldiğini kaydeden Estukyan, mevcut durumun bir ‘mevzi kaybı’ olduğunu belirtiyor:

“Bu sadece Türkiye, Kürt gazeteciliği açısından değil küresel gazetecilik anlamında da çok büyük bir mevzi kaybıdır, skandal denecek kadar bir mevzi kaybıdır. İspanya İç Savaşı’nda günü gününe haberler alınıyordu ama Afrin’de hala operasyon devam ediyor, fakat haber alamıyoruz. İlk günlerde Robert Fisk’in sınırda yaptığı bir kaç haber dışında uluslararası kamuoyu aydınlatılmadı. Dolayısıyla şöyle söylemek yerinde olur, küresel anlamda bir utanç zamanları yaşıyoruz.”

Özgürlükçü Demokrasi’de yazdığı süre boyunca kimsenin kendisine “Bu hafta bunu yazacaksın, şunu yazacaksın” demediğinin altını çizen Estukyan, “Özgürlükçü Demokrasi, özgür bir şekilde yazdığım bir yerdi” diye belirtiyor.

“Seçime hazırlık var, aykırı ses bırakmak istemiyorlar”

Doğan Medya Grubu’nun Demirören tarafından satın alınmasına ilişkin de konuşan Estukyan, değerlendirmesini şöyle sürdürüyor:

“Doğan’ın bütün gazete ve televizyon kanalları el değiştirdi, iktidara daha yakın bir grubu satıldı. O satış işleminin hemen öncesinden bir uygulama ile sosyal medya denetim altına alınmaya çalışıldı. Bunların hepsini bir bütünlük içerisinde değerlendirdiğimizde, belli ki önümüzdeki yıl yapılması planlanan seçime hazırlıktır. 2019 seçimlerine giderken aykırı hiçbir sese alan bırakmamak gibi bir proje izleniyor. Bu proje kapsamında teker teker bütün aykırı sesler ayıklanacak. Şu anda yurt dışından yayın yapan televizyon kanalları var, muhtemelen önümüzdeki haftalarda onlar için de engelleme operasyonları beklemekteyim, şaşırmayacağım.”

Ülkenin sıkıntılı ve zor bir eşikten geçtiğini kaydeden Estuktan, “Sadece medya alanında değil, yaşamın her alanında aşılması gereken bir eşik var” diye de ekliyor.




Önceki Haber
10 günde 42 film: Londra Kürt Film Festivali 'Çirkin Kral Efsanesi' ile başlıyor
Sonraki Haber
Ankara'da ev baskınları: EMEP ve FKF yöneticileri gözaltına alındı