Ana SayfaÇeviriMühimmat ve ideolojik destek: Almanya’nın Ermeni Soykırımı’ndaki rolü

Mühimmat ve ideolojik destek: Almanya’nın Ermeni Soykırımı’ndaki rolü

HABER MERKEZİ – GN-STAT’ın yaptığı yeni bir araştırmaya göre Ermeni Soykırımı’nın gerçekleştirilmesi için silah sağlayan taraf Alman İmparatorluğu’ydu. GN-STAT’ten olan Wolfgang Landgraeber’e göre ise Alman askeri yetkililer aynı zamanda katliamın “ideolojik temellerini” atan kişilerdi.

Yeni bir araştırmaya göre Alman İmparatorluğu, Ermeni Soykırımı’nda Osmanlı İmparatorluğu için silah sağladı ve ideolojik destek verdi.

Raporu açıklayan Global Net – Stop the Arms Trade (GN-STAT) kuruluşu, her iki dünya savaşında da Almanya’nın önde gelen hafif silah şirketi Mauser’in Osmanlı İmparatorluğu’na milyonlarca tüfek ve tabanca verdiğini ve bunların Alman askerlerin yardımıyla etkin bir şekilde kullanıldığını açıkladı.

Raporda, birçok Alman yetkilinin katliamlara tanık olduğu ve ailelerine gönderdikleri mektuplarda hakkında yazı yazdığı belirtilerek, “Alman askeri yetkililer Türk-Osmanlı askeri ekibinin bireysel olarak cinayet işleyebilmesi için etkin bir şekilde yardım etti” denildi.

Daha önce Almanya’da raporun ortaya koyduğu verilere paralel açıklama ve çalışmalar gerçekleştirilmişti.

2015 yılında Alman Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Almanya’nın Ermeni Soykırımı’nda sorumlulardan biri olduğunu kabul ederken, gazeteci Jürgen Gottschlich Almanya’nın I. Dünya Savaşı’ndaki en önemli müttefiklerinden olan Osmanlı İmparatorluğu’nun siyasi çöküşünü detaylandırdığı bir kitap yazmıştı.

Ancak DW’nin haberine göre GN-STAT tarafından hazırlanan rapor, Alman Mauser ve Krupp şirketlerinin materyal desteğinin uzantısını ortaya koyuyor.

Tüfek tekeli Alman şirketin elinde

Almanya’nın silah ticareti hakkında birçok film çeken sinemacı Landgraeber, raporda ulaşılan bilgileri değerlendirdi.

GN-STAT’ten de olan Landgraeber, artık faaliyet göstermeyen Mauser şirketinin Osmanlı İmparatorluğu’nda tüfek alanında tekel olduğunu belirtti.

Krupp ailesinin sahibi olduğu Alman çelik devi Thyssenkrupp’un da Soykırım’da rolü olduğunun altını çizen Landgraeber, şöyle konuştu:

“Sadece Soykırım için değil, aynı zamanda I. Dünya Savaşı sırasında Türkiye için silahları gerçekten kimin temin ettiği sorusu daha önce sorulmamıştı. Tüfeği eline alan ve ateşleyen Alman askeri yetkililerin cinayetlerde ne ölçüde pay sahibi olduğu daha önce bilinmiyordu.”

DW’nin haberine göre konuya ilişkin ilk elden tanıklıklar Ekim 1915’te Urfa’da görevli olan Binbaşı Graf Eberhard Wolffskeel’in yazdığı mektuplardan elde edildi.

İdeolojik destek

Landgraeber’e göre söz konusu Alman askeri yetkililer aynı zamanda Soykırım’ın “ideolojik temellerini” atan kişilerdi.

Donanma Ateşesi Hans Humann’ın “Ermeniler -Ruslarla kurdukları komplodan ötürü- öyle ya da böyle yok edilecek. Bu zor ancak yarayışlı” sözlerini hatırlatan Landgraeber’in açıkladığı raporda verilen bir diğer örnek ise Tümgeneral Colmar Freiherr von der Goltz idi.

von der Goltz, 1983 yılında Osmanlı için önemli bir askeri danışman olmuş ve Almanya silah endüstrisi için lobi faaliyetleri yürütmüştü.

Landgraeber, onu şöyle anlattı:

“von der Goltz, herkesin önünde değil ancak arkadaşları ve akrabaları arasındayken Ermenifobisini gösterirdi. Birkaç tanık onun Ermenileri ‘yağlı tüccar halkı’ olarak tanımlandığını duymuştur. Ermeni sorununun ilk ve son olarak son vermek için Sultan’ın ikna edilmesine yardımcı oldu.

Landgraeber’e göre von der Goltz aynı zamanda ileri dönemdeki Nazi ideolojisinin de kaynağıydı.

Bu savına gerekçe olarak von der Goltz’un 1883 yılında yazdığı “Silahlı Halk” isimli askeri kitabı gösteren Landgraeber şöyle dedi:

“Hitler’in sonradan alacağı pozisyonları benimsiyor. Örneğin; (onun) askeri kampanyaların amacı sadece savaşmak ve kapitülasyona zorlamak değil, aynı zamanda düşmanı tamamen yok etmek. Topyekun savaşa inanırdı. Bu aynı zamanda Osmanlılara verdiği ideolojik temeldi ve onlar da bunu Ermeni sorununda kullandı.”

Landgraeber son olarak yapılan yeni araştırmanın Osmanlı İmparatorluğu’nun suçlarını aklamadığını belirterek, tarih kayıtlarındaki boşlukların doldurulduğunu dile getirdi:

“Her şey araştırdığımız gibi oldu. Hiçbir şey bir şeyin kisve altında saklanmamalı. Ancak resminini bütünü daha dolu olmalı.”


Karınca Dış Haberler

PAYLAŞ:
    WhatsApp'da Paylaş!   Telegram'da Paylaş!     Yazdır   E-Posta Gönder

Önceki Haber
Çizgi roman formatında: The Beatles ve Lennon'ın bilinmeyen öyküsü
Sonraki Haber
Özgürlükçü Demokrasi'ye kayyum atanması kararına 9 gün sonra ulaşılabildi