Ana SayfaGüncelÇerkes Soykırımı: “Zaman aşımı yoktur, unutmuyoruz”

Çerkes Soykırımı: “Zaman aşımı yoktur, unutmuyoruz”

HABER MERKEZİ – Çerkeslerin Çarlık Rusyası’nın nüfus politikası kapsamında büyük sürgün ve soykırıma tabi tutulmasının 154’üncü yıldönümü dolayısıyla bir mesaj yayımlayan HDP ve partinin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş, Çerkesya halklarının taleplerinin kabul edilmesi çağrısında bulundu ve “Çerkeslerin anadili, kültürü ve inancıyla özgür, eşit ve demokratik yaşam mücadelesini kendi mücadelemiz olarak kabul ediyoruz” dedi.

Çerkeslerin, Çarlık Rusyası’nın nüfus politikası kapsamında sürgün ve soykırıma tabi tutulmasının üzerinden 154 yıl geçti.

21 Mayıs 1864 günü tarihe Çerkes soykırımının simgesi olarak kazındı.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve partinin cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş da soykırımın yıldönümü dolayısıyla birer açıklama yaptı.

HDP: Çerkesya halklarının yaşadığı soykırımı unutmuyoruz

“21 Mayıs 1864 günü tarihe Çerkes soykırımının simgesi olarak yazıldı. Yok sayılmamayı ve eşit olmayı talep eden Çerkesya halkları, 154 yıl önce büyük bir trajedi yaşadılar. Çarlık Rusyası, Kafkasya’nın doğusunda, Dağıstan ve Çeçen-İnguş Bölgesi’nde kadın, çocuk ayırmaksızın bir imha politikası izledi.

Katledilmeyenler vatanlarından sürgün edildi. Çerkesya halkları şimdi 40 civarındaki ülkede yaşamlarını sürdürüyor, en büyük bölümü ise Türkiye’de yaşıyor. Çerkesya halklarının sürgün ve soykırımlara rağmen kimliklerine, dillerine ve kültürlerine sahip çıkmakta gösterdikleri büyük direnci saygıyla takip ediyoruz.

Türkiye’de yaşayan Çerkesya halklarının,

– Çerkes kimliğinin ve kültürünün yaşatılmasının önündeki engellerin ortadan kaldırılması,

– Anadilinde eğitim hakkının uygulanması, üniversitelerde akademik programların açılması,

– Çerkesçe TV ve radyo yayın hakkının sağlanması,

– Çerkes köylerine eski isimlerinin iade edilmesi,

– Çerkesleri hain olarak anlatan veya inkar eden tüm ırkçı ifadelerin ve nefret söyleminin ders kitaplarından ayıklanması gibi haklı ve meşru talepleri; insan hakları ve demokrasi mücadelesine büyük bir katkıdır.

154’üncü yılında Çerkes soykırımının acısını bir kez daha paylaşıyor; Çerkes halkının anadili, kültürü ve inancıyla özgür, eşit ve demokratik yaşam mücadelesini mücadelemiz kabul ediyoruz.”

Demirtaş: Çerkes Soykırımı insanlık suçudur ve zaman aşımı yoktur

“Kafkasya’nın kadim halkı Çerkesler’in tarihinde 21 Mayıs bir kırılma günüdür. Çarlık Rusyası 154 yıl önce tam bir imha politikası izlemiş ve 21 Mayıs 1864 günü tarihe Çerkes soykırımının simgesi olarak yazılmıştır.

Çerkeslerin direnişi karşısında soykırım uygulayan Çarlık Rusyası yaklaşık 1.5 milyon Çerkesi de sürgün etmiştir. Halkın iç dinamikleri ile gelişimi engellenmiş; özgürce yaşama, kültürünü geleceğe taşıma ve insanlığın ortak kültürüne katkıda bulunma hakkı yok sayılmıştır.

Ancak Çerkesler yaşadıkları her yerde kimliklerini geliştirebilmek, kültürlerini ve dillerini yeniden üretebilmek için demokrasi mücadelesi saflarında yerlerini kararlılıkla almışlardır.

1997 yılında Dünya Çerkes Birliği’nin başvurusu sonucu Birleşmiş Milletler’de Temsil Edilmeyen Halklar ve Uluslar Örgütü’nün (UNPO) aldığı karar tarihsel bir önemdedir ve

– Çerkes soykırımının kabulü,

– Çerkeslere sürgün ulus statüsü verilmesi,

– Çerkeslere hem Rusya Federasyonu ve hem de yaşadıkları ülke vatandaşlığı, yani çifte vatandaşlık hakkı verilmesi,

– Çerkes halkına tarihsel vatanlarına dönebilme garantisi verilmesi şeklindedir.

Türkiye’nin de bu karara uygun davranması gereklidir. 154 yıl önce bu trajediyi yaşamış olan Çerkes halkı, bugün Türkiye’de ve Ortadoğu’da, Suriye ve Irak’ta yaşananları, o coğrafyadaki Kürt, Arap, Türkmen, Süryani, Ezidi, Hıristiyan ve diğer farklı halkların ve inanç gruplarının gördükleri zulmü çok daha iyi anlayabilir.

Çerkeslerin sürgün ve soykırıma rağmen, kendi kimliklerine, dillerine ve kültürlerine sahip çıkmakta gösterdikleri büyük direnci saygıyla takip ediyoruz. 154üncü yılında Çerkes soykırımının acısını bir kez daha paylaşıyor ve Çerkeslerin anadili, kültürü ve inancıyla özgür, eşit ve demokratik yaşam mücadelesini kendi mücadelemiz olarak kabul ediyoruz.”