Ana SayfaÖzelCHP Milletvekili adayı Kaboğlu: Bu kez 7 Haziran’dan daha geniş bir karşı dalga söz konusu

CHP Milletvekili adayı Kaboğlu: Bu kez 7 Haziran’dan daha geniş bir karşı dalga söz konusu

HABER MERKEZİ – Saha çalışmalarındaki izlenimlerini “Hukuk umudu ve adalet beklentisi önde” sözleriyle anlatan CHP İstanbul Milletvekili adayı Kaboğlu, “AK Partililer bile ciddi bir tedirginlik ve arayış içinde” dedi ve ekledi: “Bu kez 7 Haziran’dan daha geniş bir karşı dalga söz konusu.” Kaboğlu, Millet İttifakı ile HDP’nin Meclis’te kuracağı çoğunlukla Anayasa değişikliğine gidilebilecek yolun açılabileceğini vurgulayarak da seçmenlere Anayasa’ya ilişkin bir tercih yapılacağı bilinci ile oy verme çağrısı yaptı.


Röportaj: Tolga Er


24 Haziran seçimlerine sayılı günler kala seçim çalışmalarına devam eden CHP’nin İstanbul 1. Bölge 1. sıradan Milletvekili adayı profesör İbrahim Kaboğlu, sahadaki gözlemlerini “Hukuk umudu ve adalet beklentisi önde” sözleriyle anlattı.

Gazete Karınca’ya konuşan Kaboğlu, “AK Parti seçmenlerinde bile sorgulama ve arayış var. Kısacası artık hiçbir şey eskisi gibi değil” dedi ve ekledi: “Bu kez 7 Haziran’dan daha geniş bir karşı dalga söz konusu.”

Kaboğlu, partisinin de yer aldığı Millet İttifakı ile HDP’nin Meclis’te oluşturacağı çoğunlukla Anayasa değişikliğine yol açılabileceğini vurgulayarak, atılması gereken adımları “OHAL’in kaldırılması” ve “Anayasa’ya saygı için ortak irade beyanı” diye sıraladı.

Kaboğlu son olarak seçmene cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi ötesinde Anayasa’ya ilişkin bir tercihi de yapacağı bilinci ile oy verme çağrısı yaptı.

CHP’nin İstanbul Milletvekili adayısınız. Öncelikle bugüne kadarki saha deneyimlerinizi bizlerle paylaşır mısınız? İlçe ya da mahallelerde edindiğiniz izlenim nasıl?

İstanbul 1. Seçim bölgesi oldukça geniş bir alana yayılıyor ve pek hareketli. İlgi, beklenti, arayış ve umut belirgin. Artık bir değişim ihtiyacı yüksek sesle dillendiriliyor. AK Partililer bile ciddi bir tedirginlik ve arayış içinde…

Seçim meydanlarında her ne kadar seçim güvenliği konusunda belirgin bir tedirginlik gözlenmekte ise de bir umut ve beklenti, hukuk umudu ve adalet beklentisi önde.

24 Haziran seçimleri için zaman zaman 7 Haziran mukayesesi yapılıyor. 7 Haziran seçimlerindeki hava sizce de söz konusu mu?

7 Haziran 2015 seçimlerinde sahada değildim, ancak gördüğüm; bu kez daha geniş bir karşı dalga söz konusu. AK Parti seçmenlerinde bile sorgulama ve arayış var. Kısacası artık hiçbir şey eskisi gibi değil…

Siz aynı zamanda KHK ile ihraç edilen bir akademisyensiniz. Bir Anayasa profesörü olarak Meclis’e girerseniz KHK mağdurları için neler yapacaksınız?

KHK mağdurları için benim yapacaklarımdan çok mensup olduğum CHP’nin ve Millet İttifakı’nın yapacaklarını hemen sıralayayım:

1. Olağanüstü halin (OHAL) kaldırılması: Olağanüstü hal yönetimine derhal son verilecek ve yasa sayıları verilen OHAL Kanun Hükmünde Kararnameleri (KHK) gözden geçirilerek ayıklanacak. Çünkü;

– OHAL KHK’leri “şekil, yetki, konu, zaman ve amaç” bakımından ya Anayasa’ya aykırı ya da hukuken yok hükmünde düzenlemeler.

– Anayasa’ya ve hukuka aykırı öğeleri ayıklanmadan “torba kanun” uygulaması ile toptan yasalaştırılan KHK’ler,  aslında yasa sayısı verilen metinler olup, içerik olarak yasa özelliğine sahip değil. Bu nedenle bunlar, TBMM’nin öncelikli ve ivedi gündemi olarak hukuk düzeninden ayıklanmalı.

OHAL’in kaldırılması ile eşzamanlı olarak Anayasa’ya saygı için de kolektif irade beyanı önem taşımakta.

2. Anayasa’ya saygı için ortak irade beyanı: Başta Cumhurbaşkanı ve TBMM Başkanı gelmek üzere, bütün seçilmişlerin Anayasa andı doğrultusunda “Anayasa’ya saygı” konusunda toplu irade beyanında bulunmaları önem taşımakta. Böylece şu anda askıya alınmış olan Anayasa’nın emredici hükümlerinin uygulanmaya konması, ivedi olarak ve doğrudan sağlanabilir. Bunun için siyasal iradenin bu yönde beyan edilmesi yeterli olur. Bu, şu madde temelindedir: Anayasa hükümleri, “yasama, yürütme ve yargı organlarını” bağlayan üstün ve temel kurallardır (md.11). Bunlardan başlıcaları ise şöyledir:

– Cumhuriyetin nitelikleri (md.2), Egemenlik (md.6), Yasama yetkisi (md.7), Yürütme yetkisi ve görevi (md.8), Yargı yetkisi (md.9 ve 138),  Temel haklar ve ödevler (md.12-74), Üniversiteler (md.130). Medyaya giriş (md.133).

Millet İttifakı’na dahil edilmeyen HDP’nin parlamento dışı kalması durumunda bütün siyasal güç dengelerinin dağılacağını söylemiştiniz. Bunu biraz açar mısınız? Böyle bir tabloda dengeler nasıl dağılacak?

Gözlemlerim HDP’nin barajı rahatlıkla aşacağı yönünde olduğu için “kötü senaryo” olasılığı yok denecek kadar az. Ama bu saptama, TBMM seçimleri için uygulanan %10 seçim barajının antidemokratik ve Anayasa’ya aykırı özelliğini değiştirmez. Bu nedenle  TBMM’de çoğunluğu elde eden Millet İttifakı ve HDP’nin ilk icraatları arasında %10 seçim engelini kaldırmak olmalı.

HDP’nin barajı aşması durumunda tablo nasıl olacak?

TBMM’nin oluşumu, azınlıkta kalan Cumhur İttifakı karşısında Millet İttifakı+HDP’nin oluşturduğu çoğunluk şeklinde olacak. Böylece OHAL’in kaldırılması ile birlikte KHK yoluyla yapılan düzenlemeleri gündeme alma olanağı doğacak. Ama dahası, Anayasa değişikliği yolu açılacak. Geçen aylarda siyasal partiler arasında yapılan Anayasa çalışmaları, uzlaşmak için kayda değer bir zemin oluşturmuş bulunuyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başdanışmanı Mehmet Uçum, “Meclis çoğunluğu olmazsa seçim tekrarlanır” demişti. Sizce, çoğunluk muhalefete geçerse seçimin tekrarlanma ihtimali var mı? Bunu bize bir hukukçu olarak değerlendirir misiniz?

Öncelikle belirtilmesi gereken husus şu: Adı geçen kişi hangi sıfatla konuşuyor? “Saray muhafızı” olarak mı? Böyle bir makam olmadığı gibi hiç kimsenin seçmene şantaj yapma, seçmeni tehdit etme ve seçmeni terörize etme hak ve yetkisi bulunmamakta. Kaldı ki, “Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasa’dan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz” (Anayasa, md.6).

Haliyle, aktarılan beyan Anayasa dışı olduğu gibi demokrasiye inançsızlığın bir göstergesi. Tek olumlu tarafı 16 Nisan 2017’de OHAL ortam ve koşullarında, sürekli algı operasyonu yapılarak “anayasal bilgi kirliliği” eşliğinde dayatılan Anayasa değişikliği tezgahçılarının zihni yapısını teşhir etmiş olması.

Bu da “Anayasasızlaştırma” sürecinde kotarılan Anayasa değişikliğinin sürdürülemez özelliğini bir kez daha teyit etmiş bulunuyor.

Seçmene çağrınız nedir?

Seçmene çağrım; 24 Haziran Pazar günü vereceği oyun, TBMM üyeleri ve Cumhurbaşkanı seçimi ötesinde Anayasa’ya ilişkin bir tercihi de yapacağı bilinci ile oy vermesidir.

Cumhur İttifakı, aslında bir “16 Nisan testi”: Kısaca, zaten meşru olmayan Anayasa değişikliği, yine meşru olmayan yol ve yöntemler ile dayatıldı. Bunun amacı belli: Siyasal iktidarın el değiştirmesini engellemek.

Millet İttifakı ise hukuk umudunu temsil ediyor. Hukuk devleti ve haklar toplumu (hak/hukuk/adalet söylemi eşliğinde)  vaadiyle toplumun bütün kesimlerini kucaklayacak “hukuki güvenlik” için önce “hesap verebilir bir yönetim” ereğiyle Anayasa değişikliği, sonra da Anayasa yapımı.

Özetle; seçmen, 24 Haziran’da Türkiye’nin geleceğini oylayacak…