Ana SayfaGüncelSuruç’ta çocuklarıyla öldürülen Şenyaşar’ın eşi ve ablası yaşananların perde arkasını anlattı

Suruç’ta çocuklarıyla öldürülen Şenyaşar’ın eşi ve ablası yaşananların perde arkasını anlattı

HABER MERKEZİ – Suruç’ta AKP’li vekilin yakınları tarafından iki oğluyla birlikte öldürülen Esvet Şenyaşar’ın eşi ve ablası, yaşananların perde arkasını anlattı. Hastanedeki linçle öldürme anlarını aktaran aile üyeleri, polislerin seyretmekle yetindiğini söyledi. Aile, otopsi raporunu istediklerini ancak kendilerine “Veremeyiz, o emir bize gelmedi” denildiğini de aktardı.

Urfa’nın Suruç ilçesinde AKP Milletvekili adayı İbrahim Halil Yıldız’ın seçim gezisinde Hacı Esvet Şenyaşar adlı esnafın “Size verecek oyumuz yok” sözleri üzerine 14 Haziran Perşembe günü başlayan tartışma esnafa saldırıya dönüşmüş, ardından çıkan çatışmada ise dört kişi hayatını kaybetmişti.

Oğulları Adil ve Celal ile birlikte AKP’li vekil Yıldız’ın yakınları tarafından öldürülen Esvet Şenyaşar’ın ablası Halise Şenyaşar ile eşi Emine Şenyaşar, yaşananların perde arkasını anlattı.

Olayın öncesi: “Bunlar başımıza bela olacaklar”

Mezopotamya Haber Ajansı ile JinNews’in haberlerine göre kardeşinin saldırıdan iki gün önce, “Bunlar başımıza bela olacak” diyerek iki gün boyunca işyerini açmadığını söyleyen abla Şenyaşar, tüm Suruç’un kardeşi ve çocuklarını tanıdığını belirterek şunları söyledi:

“Erdoğan açıklama yapıyor; ‘PKK’ diyor. Kardeşim ve oğulları esnaftı. Evet, biz Kürt’üz ve oyumuzu Kürt partisine veriyoruz. Asla onlara oy vermeyiz. Günler öncesinden yine dükkana gitmişler. Kardeşim Esvet onlardan rahatsız olduğu için 2 gün dükkânını açmadı. Sürekli ‘Bunlar başımıza bela olacak’ diyordu. Kardeşim onlara gelmeyin demiş. Son gün de keleşlerle geliyorlar. Hepsini vuruyorlar.”

Eşi Esvet, oğulları Adil ve Celal’i saldırıda yitiren anne Emine Şenyaşar da olayın iki gün öncesine dayandığını şu sözlerle anlattı:

“Gelmişler dükkâna oğluma ‘oyunuzu bize verin’ demişler. Oğlum da onlara ‘Siz Kürt değil misiniz?’ O da demiş ‘Kürdüz.’ Bunun üzerine oğlum da ‘Ben de Kürdüm oyumu Kürtlere vereceğim. Bizi biliyorsunuz HDP’den başkasına vermeyiz’ demiş. Tekrar gitmişler ve oğlumu resmen taciz etmişler. Oğlum ‘Bunlar beladır başımıza iş açarlar’ deyip 2 gün dükkânı açmadı. Üçüncü gün arifeydi gitti dükkânı açtı. Onlar da bu kez silahlarıyla gelip katliam yaptılar.

Hastanede yaşananlar: “Polis izledi, onlar linç edip kafasına sıktı”

Halise ve Emine Şenyaşar, hastanede yaşananları da ajanslara anlattılar. Oğullarının yaralı olarak Suruç Devlet Hastanesi’ne kaldırıldığını öğrenen baba Hacı Esvet Şenyaşar’ın, gittiği hastanede AKP’li vekilin yakınları tarafından saldırıya uğradığını ve kafasına kurşun sıkıldığına tanıklık eden Emine Şenyaşar, hastaneye uzanan süreci şöyle anlattı:

“Olay esnasında evdeydim ve haber alır almaz dükkana koştum. Daha olay yerine varmadan kadınlar ‘Gitme çocuklarını öldürdüler. Seni de öldürürler’ dediler. Gitmeme izin vermediler. Dönerken yolda eşimi gördüm. Hiçbir şeyden haberi yoktu. Bana ‘ne oldu dedi’ ben de söyledim. Sonra birlikte dükkâna doğru gittik, polis izin vermedi. Sonra ambulans geldi. Dükkândan birini çıkarıp, ambulansa bindirip götürdüler. Sonra biri geldi pikabıyla bizi hastaneye götürdü.

Eşimle birlikte hastaneye girer girmez AKP’li vekil Yıldız’ın yakınlarının bize saldırdı. Hastanenin içine girer girmez 20 erkek etrafını sardı. Serum şişesinin asıldığı demirlerle kafasına vurdular. Vuruyorlardı. Kanlar içinde kaldı. Ellerinden almaya çalıştım; sağa gittim, sola gittim boş. Hiçbir şey yapamadım, alamadım. Polis oradan uzaklaştı. Hastanenin dışına gitti. Sadece bir polis orada bekliyordu. Ben gittim o polisin yakasına yapıştım ona ‘Siz nasıl bir hükümetsiniz, öldürdüler, adamı öldürdüler, gel kurtar’ dedim yerinden kıpırdamadı. Yerinden sarstım ‘Nasıl bir devletsiniz, öldürdüler’ dedim. Polis ne yerinden kıpırdadı ne de konuştu. Linç ettiler sonra da kafasına kurşun sıktılar. Kafasına kurşun sıkanı görsem tanırım. Sonrasında kendimi kayıp etmiştim, çocuklarımın arkadaşlarından biri geldi beni oradan götürdü. Oradan nasıl gittiğimi hatırlamıyorum. Nasıl linç edildiğini nasıl öldürüldüğünü gördüm. Sonrasını hatırlamıyorum. Biri vardı ‘İlla ki seni öldüreceğim’ diyordu, bırakmadı. Bu kişinin saçları kısaydı. Yüzü dolgundu, top yüzlü biriydi. Resmini dahi görsem tanırım.

Çocuklarımla birlikte hastaneye giden bir arkadaşları da şunları anlattı: Yaraları kötü değildi, iyiydiler, konuşuyorlardı. Onları Suruç Devlet Hastanesi’ne götürmeyelim Urfa ya da başka hastaneye götürelim dedim polis izin vermedi. Israrla Suruç’taki hastaneye götüreceğiz deyince Suruç Devlet Hastanesi’ne götürdük. Götürdük ambulanstan indirdik içeri götürdük. Doktorlar yaraları sarmaya başlamıştı. Bunlar geldi beni de darp ettiler. Sonra doktor bana seslendi, kaç yoksa seni de öldürürler dedi. Ben de pencereden kaçtım. Ben kaçarken silah sesleri geldi.

Abla Şenyaşar da kardeşinin hastanede öldürülüşünü  şu sözlerle anlattı:

“Kardeşim oğulları saldırıya uğrayınca hastaneye koşuyor. Onu ve 2 oğlunu hastanede öldürüyorlar. İşkence edilerek öldürüldüler. DAİŞ [IŞİD] bile böyle yapmaz. Tüm dünya, hepiniz duyun sesimi: Suruç’ta katliam yaşandı, Suruç’ta Kürtleri bitirmek istiyorlar.

Çocukların babaları ve eşi hastaneye koşuyor. Ellerinde ne silah ne de bıçak. Çocuklarını soruyor. Tüple vurup boynunu kırıyorlar. Boynunu kesmeye çalışıyorlar. Serum takılan demiri karnına geçiriyorlar. Doktor ve hemşireleri içeriden çıkarıp işkence ile öldürüyorlar.”

Yıldız ailesinin siyasi iktidar tarafından ‘bilerek güçlendirildiğini’ ve Suruç’ta aday gösterildiğini de savunan abla Şenyaşar, Yıldız ailesini kentte tefecilik yapmakla suçladı.

Olayın sonrası: “Otopsi raporunu vermiyorlar”

Ölen kardeşi ve yeğenlerinin otopsi sonucunun kendilerine verilmediğine dikkat çeken Şenyaşar, “Otopsi sonucunu istedik, bize ‘Veremeyiz o emir bize gelmedi’  diyorlar. Neden raporu vermiyorsunuz. O raporla her şey ortaya çıkacak” diye belirtti.

Previous post
Bütçe 5 ayda 20 milyar lira açık verdi
Next post
BM Komiseri: Türkiye Kürt illerindeki ihlalleri soruşturmuyor