Ana SayfaGüncelHamzaoğlu ve Çelebi için tahliye kararı

Hamzaoğlu ve Çelebi için tahliye kararı

HABER MERKEZİ – HDK Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu ve ESP Genel Başkanvekili Fadime Çelebi’nin de aralarında bulunduğu 11 siyasetçinin yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Çelebi savunmasında, siyasi iktidarın isteği üzerine yargılandıklarını ve ‘barış’ demeye devam edeceğini söyledi. Ttuklandıktan 160 gün sonra savunma yapan Hamzaoğlu ise “Savaş karşıtlığı, barış mücadelesi 21. yüzyılda insanın insan kalabilmesi için bir zorunluluktur. Ben insan olarak kalmak istiyorum” dedi. Savcı iki ismin ‘tutukluluk hallerinin devamına’ dair mütaala verdi. Ancak mahkeme heyeti tutuklu yargılanan Hamzaoğlu ve Çelebi’nin tahliyesine karar verdi.

Halkların Demokratik Kongresi’nin (HDK) tutuklu Eş Sözcüsü Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu ile Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Genel Başkanvekili Fadime Çelebi’nin aralarında bulunduğu 11 siyasetçinin yargılandığı davanın ilk duruşması görülüyor.

Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu yargılanan Çelebi ve Hamzaoğlu’nun yanı sıra tutuksuz yargılan Sosyalist Yeniden Kurtuluş Partisi (SYKP) Eş Genel Başkanı Ahmet Kaya, Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi’nin eş sözcüleri Naci Sönmez ve Özlem Eylem Tuncaeli, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkan Yardımcısı Hacer Özdemir, Sosyalist Dayanışma Platformu (SODAP) Eş Sözcüsü Kezban Konukçu katıldı.

HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, HDP’li milletvekilleri, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, KESK Eş Başkanı Mehmet Bozgeyik, yurtdışından çok sayıda insan hakları savunucusu, yazar Fikret Başkaya gibi isimler de duruşmayı takip etti.

Duruşmayı izlemek için gelen çok sayıda kişi ise duruşma salonunun küçük olmasından dolayı salona giremedi.

Duruşma kimlik tespitiyle başlarken, ardından avukat Pınar Aydemir tutuksuz yargılanan Gülistan Kılıç Koçyiğit, Musa Piroğlu, Serpil Kemalbay ve Tülay Hatimoğulları’nın milletvekili seçilen isimlerin yargılanmasının durdurulmasını istedi.

Mahkeme heyeti talebin daha sonra değerlendirilmesine karar verdi.

Fadime Çelebi’nin savunması

Duruşmada ilk olarak tutuklu yargılanan Fadime Çelebi savunma yaptı.

Çelebi, yarın üçüncü yılını geride bırakacak Suruç Katliamı’nın yıldönümü olduğunu anımsattı, patlamada yaşamını yitirenleri anarak savunmasına başladı.

Fadime Çelebi, 5,5 aydır tutuklu bulunduğunu hatırlatarak, “Özellikle yaptığımız basın açıklaması yıllardır yaptığımız açıklamalardır. Ben yıllardır ESP’de siyaset yapıyorum. Genel başkan yardımcısıyım, yıllardır kadına dönük her türlü saldırıya karşı sokakta oldum. Gelinen noktada siyasi iktidarın intikam alma duygusu güttüğünü söyleyebilirim” dedi.

Çelebi, davaya konu açıklamayı da savaşa karşı olduğu için yaptıklarını belirterek, şunları söyledi:

“Afrin operasyonu, kadınların öldürülmesi, çocukların öldürülmesidir. Ben de bir anneyim. Tarih savaşın acısını yazmıştır. Bugün Afrin halkı ile Türkiye halkları arasında herhangi bir sorun yoktur. Yaptığımız basın toplantısının içeriği barışa, halkların kardeşliğine dair bir metindi. Ancak siyasi iktidarın bu operasyonla bir dizi rant elde etmiş olduğunu da gördük. Her gün televizyonlarda rakam vererek, terörist öldürdük diyen fikirler yargılanmıyor ama halkların bir arada ortak yaşama çağrısı yaptığımız bir toplantı nedeniyle yargılanıyoruz. Bir birey olarak da bunu söylemeye devam edeceğim. Barış halkların geleceğidir, kadınların ölmemesidir, çocukların özgür yaşamasıdır. 5 yıl değil 5 bin yıl da verilse bunu söylemeye devam edeceğim. Bunun suç olduğunu düşünüyorum.”

ESP Genel Başkanvekili Çelebi, Türkiye’deki siyasi gelişmelere bağlı olarak yaptıkları açıklamaların delil olarak gösterildiğini belirtti ve “Siyasi partilerin gerçek anlamda siyaset yapma hakkı nerede kalıyor. Bugün tek partili sisteme mi geçmiş durumdayız. Sadece siyasi iktidar mı çalışmasını yürütecek. Bu davanın gerçek anlamda bir hükmü yok. Siyasi iktidar istediği için bugün buradayız. Bu davanın derhal düşmesini söylemek istiyorum” diyerek savunmasını tamamladı.

Tutuksuz sanıklardan SODAP Eş Sözcüsü Kezban Konukçu Kok ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüsü Naci Sönmez’in savunmalarının ardından HDK Eş Sözcüsü Onur Hamzaoğlu’nun savunmasına geçildi.

Onur Hamzaoğlu’nun savunması

160 gün sonra savunma yapan Onur Hamzaoğlu ise halk sağlığı uzmanı olduğunu belirterek, savunmasında savaşın halk sağlığı açısından eleştirilmesi, karşı çıkılması gereken bir durum olduğunu ifade etti.

Hamzaoğlu, savunmasına “HDK Eş Sözcüsü görevim sebebiyle burada bulunuyorum. Son dönem yargılamalarda deliller dikkate alınmamasına, kanaatler delil olarak kabul edilmesine rağmen söyleyeceklerimin yazılı tarihe geçmesi için söz aldım” diyerek başladı.

Onur Hamzaoğlu, Türkiye kamuoyunun büyük bir bölümünün Afrin’i daha önce duymadığını söyledi, “Türkiye’nin bekasına tehdit ettiği ileri sürülerek” askeri bir operasyonla gündeme geldiğini kaydetti. Hamzaoğlu, şöyle devam etti:

“Geleneklerin egemenlik alanların belirleyen coğrafya çizgileri, sınırlar çizmiş ama ortak değer ve gelenekleri asla yok etmeyi başaramamıştır. Türkiye-Suriye sınır da bunun bir örneğidir. Türkiye’de yaşayan yurttaşlarımızın birinci derece akrabaları Suriye sınırının diğer tarafındaki köylerde yaşamaktadırlar. Her bayram ve özel günlerde bu aileler Türkiye’ye, Türkiye’deki akrabaları ise Suriye’ye giderler. Afrin insanları akrabalık ilişkileri nedeniyle de ilgilendiriyor. Afrin’de Türkiye yurttaşlarının da akrabaları vardı. Ben de bu ailelerden biriyim.”

Afrin’e yönelik operasyona kadar kentin Suriye’nin en güvenilir bölgesi olduğunu ve herhangi bir çatışmanın yaşanmadığını söyleyen Hamzaoğlu, “Uluslararası hukuka göre saldırının olası sonuçları tarihsel deneyimlerce bilenen ölüm ve acı bir gerçek olduğundan dolayı eş sözcücü olduğum kurum olarak ortak bir basın açıklaması yapıldı. Maalesef ortaya çıkan sonuçlar açıklamamızı doğrulamıştır. Yüzlerce insan ölmüş, kent merkezi talan edilmiştir. Yüzbinlerce insan göç etmek zorunda kalmıştır. Türkiye’de iktidar tarafından Afrin’den dört başlık altında bahsedildi. Bunlar; ‘bekaa sorunu’, ‘tehdit’, ‘savaş” ve ardından da ‘metal yorgunluğumuzu kaldırdı’ diye bahsedildi” dedi.

‘Savaş halk sağlığı sorunudur’

“Afrin bir bilgisayar oyunu değildir, yüzbinlerce insanların yaşadığı Suriye egemenliği altındaki bir kenttir” diyen Hamzaoğlu, şunları söyledi:

“Ben bir hekimim ve halk sağlığı uzmanıyım. İnsanın doğal durumunun sağlıklı hali olduğunu biliyorum. Halk sağlığında, hastalıkla ilgilenmeden önce insanların temiz suya, yeterli yiyeceğe ulaşmasıyla uğraşırız. Bunlara ulaşılmadığında bunları engelleyen faktörlerle mücadele ederiz. Savaş, günümüzde en çok öldüren ve sakat bırakan en önemli sağlık sorunu olarak kabul edilmektedir. Savaşlar bir halk sağlığı sorunudur. İnsan eliyle yaratıldığı için de önlenebilir bir halk sağlığı sorunudur. Savaşa karşı çıkmak bir gereklilik, zorunluluktur. Bu duruşma sırasında eğer biz savaşsızlığı sağlamış olsaydık binlerce insanın yaşamını değiştirmeyi sağlamış olacaktık.”

“Ülkemizde toplum milliyetçilik ve ırkçılık üzerinden kutuplaştırarak kontrol edilemeye çalışılıyor. Düne kadar devam eden ve bugünden itibaren sistemin kendisi olacak OHAL ile baskı ortamı ve korku inşa edildi” diyen Hamzaoğlu, şunları kaydetti:

“Devlete ters gösterilen kesimler tasfiye ediliyor ve hedef gösteriliyor. Devletle iktidarla ters düşenler ekonomik dışlanmayla ikna olamazlar tam da bizim yaşadığımız gibi şiddetin farklı biçimleriyle susturulmaya çalışılıyor. Türkiye’de bunun sıradanlaştığını söyleyebiliriz. Neyin doğru olduğu mevzuatla yasayla belirleniyor. Tümünün ortak noktası iktidar ve iktidar sahiplerinin gereksinimlerine göre belirleniyor olmasıdır. Dolayısıyla burada olan hakikat değildir, olamaz da.”

‘Savaş karşıtlığı insan kalabilmek için bir zorunluluktur’

“Tutukluluğum cezaya dönüştürüldü” diyen Hamzaoğlu, savunmasını şöyle tamamladı:

“Suç aleti 322 kelime, 21 satır, 7 paragraftan oluşuyor. Altında 9 kurumun imzası bulunuyor. İddianamede benim tutuklanmasıyla ilgili hiçbir gerekçeyle yer verilmiyor. Bu basın açıklaması suç aleti ise aynı yerinde duruyor. Bir bıçak, silah olsaydı alıkonulacaktı. Suç işlediysek bunun oradan kaldırılması gerekmez mi? Hazırlık savcısı her ne kadar böyle bir davayı açmak zorunda kalsa da bu metinin suç unsuru taşıdığına o da gönülden inanmıyor. Şu sözleri alıntılayarak bitirmek istiyorum: ‘Hakikati bulan, başkaları farklı düşünüyor diye, onu haykırmaktan çekiniyorsa, hem budaladır, hem de alçaktır.’ Savaş karşıtlığı, barış mücadelesi 21. yüzyılda insanın insan kalabilmesi için bir zorunluluktur. Ben insan olarak kalmak istiyorum.”

Hamzaoğlu’nun savunmasının bu sözlerle tamamlaması salonda alkışla karşılık buldu. Mahkeme heyeti müdahale ederek, “Burası duruşma salonu yargılama yapıyoruz” dedi.

11 siyasetçinin tamamının savunmasını tamamlamasıyla duruşmaya öğlen arası verildi.

Hamzaoğlu ve Çelebi tahliye edildi

Aradan sonra avukatlar savunma yaparken, hükümeti eleştiren bir basın açıklamasının “suç” teşkil etmediğini belirttiler ve tahliye talebinde bulundular.

Savcılık mevcut delil durumu gerekçesiyle tutuklu yargılınan Hamzaoğlu ve Çelebi’nin tutukluluk hallerinin devamına dair mütaala verdi.

Mütaalanın ardından duruşmaya karar için ara verildi.

Aranın ardından mahkeme heyeti ise tutuklu yargılanan Hamzaoğlu ve Çelebi’nin tahliyesine karar verdi.

Neden yargılanıyorlar?

Türkiye’nin Afrin’e dönük askeri harekâtının ardından Ankara’da yapılan basın açıklaması nedeniyle gözaltına alınan siyasetçiler, “halkı kin ve düşmanlığa alanen tahrik etme” ve “örgüt propagandası yapmak” suçlamasıyla yargılanıyor.


Bu haber Mezopotamya Haber Ajansı’ndan derlenmiştir.