Ana SayfaEkonomi“Resmen borçlarını ödeyemeyen şirket sayısı 400, sırada daha onlarcası var”

“Resmen borçlarını ödeyemeyen şirket sayısı 400, sırada daha onlarcası var”

HABER MERKEZİ – Bir yıl içerisinde 240 milyar dolar borç ödemesi gereken Türkiye’de kurun düşmesini beklemenin hayalcilik olacağını vurgulayan ekonomi yazarı Bahadır Özgür, ekonomik gidişattan kaynaklı borçlarını ödeyemeyeceği ilan edilen şirket sayısının resmi rakamlara göre 400’e ulaştığını söyledi ve ekledi: “Sırada daha onlarcası var.”

Ekonomi yazarı Bahadır Özgür, Türkiye’nin ekonomik gidişatını değerlendirdi.

Mezopotamya Haber Ajansı’ndan Necla Demir’e konuşan Özgür, ekonomideki kötü gidişatın ABD ile yaşanan kriz üzerinden açıklanması durumunda yaşananların gerçek dinamiklerinin gizleneceğini belirtti.

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı ekonomik modelin ‘sığ’ kaldığını vurgulayan Özgür, “Yılda 240 milyar dolar borç ödemesi için para bulmanız gerekirken, bu borcu bulabileceğiniz piyasalarda tahvil faizleri yüzde 30’lara dayanmışken kurun düşmesini beklemek hayalcilik olur. Yerlisi de yabancısı da o kurun yılsonunda en az 6.50-7 TL olacağını çoktan defterine yazdı ve hesabını buna göre yapıyor. Bakın BOTAŞ bile sanayiciye sattığı gazda kuru 6.50’ye sabitledi” diye konuştu.

“Borçlarını ödeyemeyen şirket sayısı yaklaşık 400”

Mahkeme kararıyla borçlarını ödeyemeyeceği ilan edilen şirket sayısının neredeyse 400’e ulaştığını belirten Özgür, “Sırada daha onlarcası var” diye konuştu:

“Kur arttıkça ödenmesi gereken dış borç katlanıyor. Yani şirketlerin ihtiyaçları olan finansı bulmaları giderek imkansızlaşıyor. Şu yaz günlerinde ucuz TL’den dolayı ihracatçı şirketler ve turizm dışında düzgün ticaret yapabilen şirket sayısı o kadar az ki. Bakın inşaatçılar hükümetten teşvik istiyor. Daha doğrusu açıkça satılamayan konutlar için kredi faizlerinin önemli kısmını devletin üstlenmesini istiyorlar.

İnşaat tamamen durdu. Hükümetin şu anda almaya çalıştığı tedbirler şirketlerin tamamını değil bazılarını kurtarmak yönünde. Bunun dışında da bankalara krediler konusunda siyasi telkinlerde bulunarak en azından borçlu olanların biraz daha yüzdürülmelerini sağlamaya çalışıyor. Ama bu bankaların üzerine yük bindirmek olur ki, krizin daha tehlikeli yansıması da zaten bu olacak.”

“İktisadi rejim krizi”

Özgür son olarak hükümet tarafından açıklanan, KOBİ ve girişimcilere yönelik destek paketinin yeterli olmayacağı değerlendirmesinde bulundu:

“Çünkü bu kriz sadece belirli alanda çıkmış veya belli ekonomik aktörleri etkileyen bir kriz değil. Bu esasında 2001 sonrası uygulanan ve 2008’de temelleri atılan bir iktisadi rejim krizidir. En önemli nedeni de borçlardır. Hep tekrarlıyoruz, borçların toplamı milli gelirin üzerinde. Yani teşvikle, kredi açarak üstesinden gelinebilecek bir kriz değil. Ya siyasi ikballerini riske atıp tamamen sıkı mali ve para politikasına yönelecekler.

Faturayı orta ve küçük işletmelere, inşaatçılara, asıl olarak de tüm ücretli kesimlere kesecekler ya da bu popülist uygulamaları sürdürüp krizin bir yıkıma yol açmasına neden olacaklar. Üçüncü yolu hiç söylemiyorum çünkü tamamen farklı bir iktisadi akıl gerektirir. Sermaye hareketlerine kesin sınırlama koymayı, vergiyi tavana yaymayı, birilerini zengin eden tüm projeleri durdurmayı; yapılmış olan ve Hazine kaynaklarına dayalı köprü, hastane, otoyol vb. gibi dev altyapı hizmetlerini yeniden kamulaştırmayı vb. gerektirir ki, bu iktidarın böyle bir fıtrata sahip olmadığı malum.” 

Previous post
Hakkari'de iş cinayeti: Sulama barajı jeneratörü patladı, bir işçi yaşamını yitirdi
Next post
Feyenoord-Excelsior maçı: Taraftarlar stattaki hasta çocukları 'oyuncak yağmuru'na tuttu